Basketbolda demokrasi kuralları çalışmaz. Herkes her istediğini yapamaz. Tüm oyuncular en iyi yaptıkları görevleri yerine getirmek zorundadırlar. İyi şutör değilseniz, her boş kaldığınızda şut atamazsınız.
BASKETBOLDA savunma coşup saldırdıkça, hücum zorlanıyor ve gücünü kaybediyor. Maçların skorlarına bakın, bir çeyrekte toplam 10 sayı. Bir devrede 20-20 biten maçlar izliyoruz. Maçları seyretmeyip sadece skor levhasına bakıyorsanız, "Acaba burada hentbol mu oynanıyor?" diye şüpheye düşebilirsiniz.
Basketbolda demokrasi kuralları çalışmaz. Herkes her istediğini yapamaz. Tüm oyuncular en iyi yaptıkları görevleri yerine getirmek zorundadırlar. İyi şutör değilseniz, her boş kaldığınızda şut atamazsınız.
Pivotsanız göreviniz ribaunt yapmak ve içeriye verilen toplardan sayı çıkarmaktır. Size 2 veya 3 numaralı oyuncu diyorlarsa koçun sizden beklediği fast breaklere koşmanız ve boş kaldıkça, perdelemeleri kullanıp, boş kaldıkça sayı atmanızdır.
Geriye oyun kurucular kalıyor. Diğer 4 oyuncudan beklenen adalelerini, becerilerini kullanmaktır. Point guardın görevi ise kaslarından önce beynini kullanıp takım oyununu oturtmaktır.
Oyun kurucunun önemi
Giderek basketbolda sadece bir kişinin beynini kullanması, diğerlerinin koçun tebeşirine esir olmaları etkisini gösteriyor ve oyunların skoru bu yüzden de hentbola benziyor.
Tabii, eğer point guardınızın yaratıcılığı az ise ve kenardaki koçun başını kaşıdığını görüp, o da baş kaşıma oyununu uygulayan cinstense, (inisiyatifini kullanmıyorsa) işiniz daha da güç demektir.
Bu yüzden NBA dahil dünyadaki tüm takımlar yaratıcı oyun kurucu bulmak için çırpınıyorlar. NBA'de bu yıl, geçen sene tel tel dökülen Phoneix Suns yeni transferi Kanadalı point guard Steve Nash sayesinde ligin kaderini değiştirdi.
Bu yıl Phoenix 82 maç oynayacak. Şu anda Nash sayesinde oynadıkları 63 maçın 48'ini kazanmış durumdalar. Geçen yıl kısır geçen ligde, bu yıl Phoenix'in sayı ortalaması 111.6 idi. Nash, 11.4'lük asist ortalamasıyla NBA'de çift haneli ortalamaya ulaşan tek oyuncu.
Steve Nash mi Jasikevicious mu?
Gelelim bu geceki Ülker- Maccabi maçına. Biz Avrupa'nın en iyi oyun kurucusu Sarunas Jasikevicious'u izleme fırsatı bulacağız. Jasikevicious çoğu kimseye göre Nash'den de iyi. Başka bir deyişle dünyanın en iyi point guardı. Bu konu tartışılabilir. Konunun tartışılmayacak yanı, olayın kolay gözükmeyen diğer cephesi. Jasikevicious'un Nash'den daha iyi savunmacı olduğu şüphesiz. İşin ilginç yanı Jasikevicious'un basketbolu Amerika'da öğrenmiş olması. O, Maryland Üniversitesi mezunu. NBA sorumluluların Amerika'da okumuş dünyanın en iyi oyun kurucusunu keşfedememeleri anlaşılır şey değil.
Avrupa'da her takım Litvanyalı oyuncularla dolu. Ülker'de de 3 tane var. Hepsi iyi oyuncular. Ama ortak yanları içe dönük, hatta çoğu zaman suskun olmaları. "Peki nasıl oluyor da Litvanya Avrupa'nın en iyi takımı oluyor?" diye sorabilirsiniz. Bu sualin yanıtını bu gece Jasikevicious verecek. Jasikevicious dışa dönük, hırslı, hatta ihtiraslı kavgacı savaşçı bir oyuncu. Onun liderliğindeki takımlar yenilgiyi kolay kabullenmiyorlar.
Pick and Roll ve Tunçeri
Bu geceki maçın daha da özel yanı, Ülker'de birebirde Avrupa'nın en iyi savunmacılarından Kerem Tunçeri'nin oluşu. Günümüzde basketbolda en çok yapılan oyun "Pick and Roll" yani "scrin yap içeri kaç." Son zamanlarda kütüphaneler "Pick and Roll"u önleme üzerine yazılmış kitaplarla dolu. Ama hiçbirinde Kerem'in taktiği henüz keşfedilmiş değil. Kerem perdelemeye gelen adama korkusuzca çarpıp dövüşerek "Pick and Roll" yapanları, yaptıklarına pişman ediyor, onlardaki isteği kırıyor.
Point guardların "takım oyunu yönünde hareket edelim, paslaşalım, başarıyı paylaşalım" mesajı artık yeterli olmuyor.
Gelelim öbür Kerem'e, yani Gönlüm'e... Basketbol dünyası beynini kullanan point guardların tek kişilik yönetimiyle basketbolun giderek zorlandığının farkında. Bu yüzden de hem beynini, hem de adale ve becerilerini kullanabilen, gerektiğinde 5 mevkide oynayabilen uzun adamlar (oyun kurucu pozisyonu) arıyorlar.
Yeteneklerinin farkında değil
Bu çok yönlü oyuncular için Kerem Gönlüm ideal bir tip. Ama bu o yeteneğinin farkında değil. Bu konu üzerinde her fırsatta konuşacağız. Ama sırası gelmişken, hala yedek sıralarını ısıtan Fatih Solak'tan da bir-iki kelimeyle söz edeyim. Solak'ın doğuştan savunmada blok yapma yeteneği var.
Ama bu o yeteneğine o kadar konsantre ki, bir türlü basketbolun diğer silahlarını geliştiremiyor. Onun aklı-fikri blok yapıp, işaret parmağını havaya dikip, "Ben buradayken atamazsın" anlamında kolunu sallamakla meşgul. Bloklardan sonra bu kol sallamayı ilk kullanan oyuncu NBA'in Afrika kökenli oyuncu Dikembe Mutombo idi. Mutombo da ilk yıllarında elini-kolunu sallarken gülünçtü. Ama sonra senelerce NBA'in en iyi savunma takımlarına seçildi, en iyi blokçusu oldu. Bu da yetmedi, NBA'den kazandığı paralarla önce okul, sonra hastane yaptırdı. Ve elini kolunu sallaması bile saygınlık kazandı.
Fatih, kolunu sallamakta acele etmemeli. Ne yapıp edip basketbolunu ilerletmeli. Koçların güvenini kazanıp, oynadığı süreyi artırmalı. Çünkü, Türk basketbolu blokçu pivotunu bekliyor. Fatih de ilk sırada.
İmaj paradan daha önemli
Gelelim Ülker'in yönetimine... Ben, Ülker'in eski şube sorumlusu Orhan Özokur'u yakından tanımam. Onunla toplasam 3-5 dakika konuşmuşumdur. Ama içimden ona saygı duyarım. Bunun sebebi de Orhan Bey'in rahatsızlığı sırasında Osman Solakoğlu'na gösterdiği ilgi ve yakınlıktır. Geçen hafta da yazdım. Eğer siz bir takımın sahada ölümüne savaşmasını istiyorsanız, oyunculara güven sağlamanız gerekir. Bunun temelinde de tribünde oturan başkan vardı. Orhan Bey'in basketboldan ayrılması ülke basketbolu için hoş bir olay değil.
Orhan Bey, Ülker'in her türlü ürününün değerini artırabilir, müessesenin değerini 2 misline çıkartabilir. Ama bütün bunlar her yıl Avrupa'da başa oynayan basketbol takımının Ülker ve hatta Türkiye imajına yaptığı katkının yanında yetersiz kalır.
Bugün Ülker'in elinde çok iyi teknik kadro ve güçlü oyuncular var. Ergin Ataman'ın İtalya'da gördüğü sevgi ve saygı Türk basketbolu için son derece övgü vericidir. Bu yüzden de ben Orhan Bey'in basketbolun diğer kıymetli ismi Lutfi Arıboğan'ı da alıp geri dönüp Ülker'i Avrupa şampiyonu yapmak için yeniden savaşırken görmek istiyorum. Tüm basketbol dünyasının da böyle düşündüğünü biliyorum.
Samim Göreç ve unutulmazlar
Not: Geçenlerde Samim Göreç ağabeyimizin ölüm yıldönümüydü. Orada söylediklerimi tekrarlamak istiyorum. Samim Göreç, Türk basketbolunun temel bilgileri, özellikle şut fundementalini yerleştiren isimdir. Bugün Türk çocukları Avrupa'nın en iyi şutörlerinin arasındaysa, bu başarının temelinde Göreç vardır. Bu yüzden milli maçlarda, Avrupa maçlarında attığımız her 3 sayı için ona teşekkür borçluyuz. Son olarak Atakol, Solakoğlu, Göreç gibi ölümsüz ve unutulmaz isimlerin adları geçince yapacağımız tek şey, saygıyla önümüze bakıp, onları rahmetle anmaktır. Ben, federasyonun Abdi İpekçi'de tüm bu ölümsüz basketbol adamları için bir unutulmazlar köşesi kurmasını bekliyorum.