AKP ile koalisyon yakar

Haberin Devamı

KIRMIZI çizgiler her zaman kırmızıda kalmıyor ama bu sefer kırmızıyı bozanın kül olacağı bir durum var. AKP enkaz yaratıyor, temel başlığı: Rejimi her anlamda değiştirme çabası. Muhalefet buna karşı büyük mücadele veriyor.
Seçimin en büyük kaybedeni Erdoğan. AKP iktidar ortağı olmaz ise örtülü ödeneği elden gidecek, yolsuzluk dosyaları açılacak, emre amade hayat ters dönecek, belki “Saray’a” veda zorunda kalacak, kaybedecekleri saymakla bitmez. Ama hükümet AKP’de kalırsa, üstelik koalisyonun büyük ortağı olarak, kolu kanadı kırılsa da zırhı yerinde kalacak.
Bu seçim madem Erdoğan ile büyük hesaplaşma, o zaman hiçbir partinin AKP ile koalisyona gitmemesi gerek. Zaten verilen oylar AKP’yi indirmek için veriliyor, ona destek olmak için değil.
AKP ile koalisyon kuran parti, gelecek seçimde kendisini Meclis dışında bulur. Halk o partiyi asla affetmez.
Halkın yüzde altmışı AKP’yi ve başkanlık rejimini istemiyor, bunun için oy kullanıyor, muhalefetten bunu bekliyor, kim şimdi rejim değişikliği için otoriter baskı kuran partiyle ortak olursa ona geçmiş olsun.

Haberin Devamı

Kırmızıdan örnekler


1- 1974, CHP ile MSP arasında derin ideolojik ayrılık var, kırmızı çizgiler. 1973 seçimleri sonrasında onların bir araya gelebileceğini kimse düşünmüyor. Karşılıklı suçlamaların haddi hesabı yok. Yine de CHP-MSP koalisyonu kuruluyor, “tarihsel uzlaşma” diye başlıyor, on ay sonra “tarihsel yanılgı” diye sona eriyor.
2- 1999, DSP-MHP arasında derin ideolojik ayrılık var, kırmızı çizgiler. Ecevit’in MHP suçlamaları yenir yutulur gibi değil. Üç günde suçlamalar geride kalıyor, DSP-MHP-ANAP koalisyonu kuruluyor. Üçü de Meclis dışı kalıyor.
3- 1999, Öcalan idama mahkûm oluyor. Üçlü koalisyonda MHP “Ya Öcalan asılır ya da koalisyon bozulur” diye tutturuyor, kırmızı çizgiler. 7.5 saatlik toplantı sonunda Öcalan asılmıyor, koalisyon bozulmuyor.
İktidar olasılığı varsa seçimden önceki kırmızı çizgiler önce turuncuya, sonra beyaza dönüşüyor.


Haberin Devamı

Yeniden faili meçhuller


SEÇİMDEN iki gün önce Diyarbakır’da bomba patlıyor, hesap şu, o bomba ile halk ortalığı yakıp yıkacak, birileri çıkıp “Bunlar böyle” diyecek, HDP oyları düşecek. HDP sakin, halk sakin. Senaryo ters tepiyor, bomba Diyarbakır’da HDP’nin milletvekili sayısını belki 8 iken, 10’a yükseltiyor.
Senaryo bu kez HÜDA-PAR üzerinden. HÜDA-PAR’a yakın biri öldürülüyor. Cinayetin intikamını HÜDA-PAR’lılar da nedense HDP’den alıyor, üç HDP’li öldürülüyor. Beklenen, halkın sokaklara dökülmesi, senaryo yine tutmuyor, halk sakin, HDP sakin.
Eyyy İçişleri Bakanı, eyyy Emniyet Genel Müdürü, eyyy Diyarbakır Valisi, katilleri ne zaman yakalayacaksınız? Faili meçhuller yine mi devrede? Seçimde yenen ve yenilen belli, hâlâ ne bu.

Haberin Devamı


Baykal


ESKİ dostuz, birbirimize çok takıldığımız olmuştur, arada büyük görüş farkları yaşadık, öyle ki, zamanında siyasi sırlarını açtığı bana tazminat davası bile açtı, kaybetti. Sonra barıştık, zaman zaman buluşuyoruz, eskiyi anıp dalga geçiyoruz. Ben Deniz Baykal’ı hep dikkatle izlerim:
1- 1974’te kurulan CHP-MSP koalisyonunun mimarıdır.
2- Seçilme yasağını kaldırıp, Tayyip Erdoğan’a başbakanlık yolu açan odur.
3- Dün Erdoğan’la görüşmesinin ayrıntısı mutlaka onda kalır. Bilgiye dayanarak söylemiyorum, AKP-CHP koalisyonu kurulursa da, kurulmazsa da imza ona aittir.

Yazarın Tüm Yazıları