Yalçın Bayer

Örnek model ses getirdi

15 Temmuz 2022
Kentsel dönüşümde Türkiye’ye örnek olan ‘Avcılar Modeli’ Birleşmiş Milletler gündeminde yer aldı. BM kürsüsünden sunum yapan Türkiye’nin ilk ilçe belediye başkanı Turan Hançerli, çalışmalarını 2022 Birleşmiş Milletler Yüksek Düzeyli Siyasi Formu’nda paylaştı.

“Yerel Düzeyden 2023 SKA Zirvesi’ne Doğru Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına Ulaşılmasını Teşvik Etmek” konulu konferansta konuşan Hançerli, şunları söyledi:

“2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın yerelleştirilmesinde kararlılıkla yürüttüğümüz çalışmalarımız, uluslararası düzeyde ses getirdi. Bu konuda öncü belediyelerin yer aldığı zirvede biz de Avcılar Belediyesi olarak yerimizi aldık. Hazırlamış olduğumuz Gönüllü Yerel Değerlendirme ve Avcılar için yapmış olduğumuz çalışmalardan bahsettik. Kentimiz için yapmış olduğumuz bu çalışmaların dünya tarafından da takdir edilmesi bizim en büyük motivasyon kaynağımız” dedi.

Hançerli, sunumunu İngilizce yaptı ve şöyle konuştu. “Benim şehrim Avcılar, yaklaşık yarım milyon nüfusa sahiptir. 2019’da seçildim. Avcılar’daki en büyük tehlike depremdir ki bu da fiziksel bir tehditten çok daha fazlasıdır. Avcılar ayrıca göç ile birlikte sağlık sorunları da dahil düşük ekonomik ve sosyal refah sorunları ile yüzleşmektedir.

Ben göreve geldikten sonra Avcılar’ı dayanıklı bir şehir haline getirmek için kapsamlı ve hırslı bir şekilde yola koyulmamızın nedeni de budur. Programımızın 6 asli dayanağı vardır:

1- Kentsel Dönüşüm, 2- Kent Mirası, 3- Çevreyi Koruma ve Çevreyle Uyum, 4- Sosyal ve Ekonomik İnisiyatiflerde Kapsayıcılık, 5- Yenilik ve Yüksek Katma Değerli Sektörlerde Kamu Yatırımlarına Odaklılık, 6- Hesap Verebilir Ve Katılımcı Belediye Hizmetleri Sunmak.

Bu ilkelerin, Bernie Sanders’ın ifade ettiği üzere ‘gerçek sorunlara gerçek çözümler sunarak’ yerel yönetim eylemlerinde güçlü, uyarlanabilir ve aktarılabilir bir model yakalayan bütüncül bir yaklaşımı yansıttığını düşünüyoruz. COVID-19 krizi bize pek çok ders verdi. Gelecek, yerel toplumlarımızda saklı. Herkes için sürdürülebilir ve eşit bir gelecek, insanlarımızın kalplerinden ve zihinlerinden fışkıracak.”

GÜNÜN SÖZÜ

(Prof. Dr. Bengi Başer’den) “Bir okul fazla yapın, bir hapishane eksiltmiş olursunuz.”  

Yazının Devamını Oku

Felaketle mücadele nasıl olmalı?

14 Temmuz 2022
Orman Yüksek Mühendisi, KÜREM-DER Başkanı Faruk Çebi, “İstanbul’da da heyelan sorununun çözümü için ‘Kırsal Dönüşüm Projesi’nin hızla uygulamaya konması kaçınılmaz olmuştur. İvedilikle uygulamaya koyulması zaruridir” diyor ve aksi halde olabilecekleri şöyle sıralıyor:

- Topografik değişimlere yol açabilecek kitlesel toprak kaymaları ile tsunamiye benzer büyük su baskınlarının önüne geçilemeyecektir. İstanbul’da hafriyatla oluşturulan yapay topografyayla heyelan oluşumuna açıktan davetiye çıkarılmış.

- Depreme karşı binaların dayanıklılığını artırmak amacıyla uyguladığımız Kentsel Dönüşüm Projesi gibi, heyelanlara karşı havzaların da direncini artırmak amacıyla Kırsal Dönüşüm Projesi’ni uygulamak zorundayız.

Aksi takdirde depremden koruduklarımızı heyelanlarla kaybedebiliriz.

- Sel ve su baskınlarında uzman edasıyla konuşan çok maaşlı ve çok unvanlı insanlar ağaç dikilmesi gereken yerlerin betonla ve hafriyatla işgal edilmesine görevleri gereği itiraz edebilselerdi, yaşadığımız felaketlerin çoğunu yaşamazdık.

KALICI ÇÖZÜM

Son yıllarda sıkça yaşadığımız sel ve su taşkınlarının iklim Değişikliği ile ilgisi yoktur. Yaşadıklarımız, doğayı ve doğal bitki örtüsünü tahrip eden uygulamaların acı bir sonucudur. Meslek hayatım boyunca sürekli dile getirdiğim çözüm önerileri ne yazık ki hiç dikkate alınmadı.

Orman yangınlarında, depremlerde, sel ve su baskınlarında yıllardır hep aynı şeyi yapıyoruz. Yaşarken en önemli sorunumuz oluyor, sonrasında da tamamen unutuyoruz. Felaket anında can kurtarmayı felaketlerle mücadele zannediyoruz. Kalıcı ve önleyici çözümleri hep ıskalıyoruz.

Yazık!

Yazının Devamını Oku

Aeneas Kültür Rotası’nı Edremit kaptı

13 Temmuz 2022
Edremit Belediyesi tarafından hazırlanan, Türkiye’den başlayıp Avrupa’da 5 ülkeyi kapsayan (Yunanistan, Tunus, Arnavutluk, İtalya ve Türkiye) Aeneas Kültür Rotası, Avrupa Konseyi’nde 35 üyenin oylarıyla kabul edildi.

Edremit Belediyesi’nin kendi personeli tarafından hazırlanan 272 sayfalık Proje Dosyası için bilgi veren Özel Kalem Müdürü Tayfun Canlı, Aeneas Kültür Rotası’nın mitolojik hikâyesi ve efsanevi yolculuğu Avrupa Konseyi’nin barış, kültürler arası diyalog ve uluslararası kardeşlik prensipleri ve değerlerine göre şekillendirildiğini söyledi. Başvuru, ‘Edremit’in kurucu üye olduğu Aeneas Kültür Rotası Derneği tarafından yapıldı ve 17 proje arasında en ‘başarılısı’ seçildi.

Projenin, Türkiye’den başlayan ve Avrupa Konseyi tarafından tescillenmiş ilk rota olduğunu belirten Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, “Bu projeyi ülkemize ve Edremit’e kazandırdığımız için büyük mutluluk duyuyoruz. Amacımız, yabancı turistler tarafından en fazla tercih edilen kültürel ve en prestijli turistik destinasyonları arasına girmek, Avrupa Birliği’nin Kültür Rotaları Programı’na ayırdığı özel fon ve finansman imkânlarından bundan sonra faydalanabilmek. Bununla ilçemizin ekonomik refahının ve bölgemizin uluslararası görünürlüğünü sağlanacak. Sayın Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy başta olmak üzere bize destek olan Bakanlık yetkililerine, resmi paydaşlarımız Balıkesir, Güney Marmara Kalkınma Ajansı’na, Çanakkale Troya Arkeolojik Müzesi’ne ve üniversitelerimize ve rehberlerimize teşekkür ediyoruz. Aeneas Kültür Rotası’nda asıl yolculuğumuz şimdi başlıyor. Truva’dan kaçarak elinde küçük oğlu ve sırtında yaşlı babasını taşıyarak Avrupa medeniyetini kuran tıpkı Aeneas kahramanı gibi bizler de tarihimizi sırtımızda, geleceğimizi elimizde tutarak barış, kardeşlik ve yeni kalkınma ufuklarına doğru hep birlikte yürüyeceğiz” dedi.

AENEİD DESTANI

M.Ö. 1. yüzyılda yazılmış, ‘Troya’dan kaçan Aeneas kahramanı tarafından Roma’nın kuruluş hikâyesini anlatan Aeneid Destanı Avrupa’da okullarda eğitim müfredatında bulunan ve en bilinen hikâyeler arasında yer alıyor. Troya’nın yıkılışı ve Troyalıların Prens Aeneas önderliğinde büyük savaş sonrası yeni bir başlangıç için yolculukları ve bir dönem Avrupa’nın en önemli güçlü yerleşimlerinden olan Roma ve Roma İmparatorluğu’nun kuruluşunu Anadolu’ya dayandıran bu hikâyede beş ülkenin ortak kültürel mirasının ön plana çıkartılması çalışması üç yıl sürdü.

Türkiye’nin Antandros’tan başlayan ve İtalya’nın Lazio kıyılarına uzanan efsanevi Truvalı kahramanın yolculuğunun izini takip eden proje, deniz kültürünü, doğa peyzajları farklı toplumların arasındaki interkültürel ve pozitif etkileşenler gibi evrensel değerlerini tanıtmayı hedefliyor. Aynı zamanda Avrupa ve Akdeniz ülkelerinin kültürel zenginliğini inşa eden ve ortak kültür mirası oluşturan kültürel çeşitliliği değerini yaygınlaştırmayı amaçlıyor.

Aeneid Destanı’nda bahsedilen Truvalı kahraman Aeneas’ın uğradığı limanlar ve arkeolojik bölgelerinden oluşup Aeneas Kültür Rotası Türkiye, Yunanistan, Arnavutluk, Tunus ve İtalya’yı dahil eden turistik ve kültürel bir güzergâh sayılıyor. Kültür Rotası Sertifikası, Balıkesir ve Çanakkale bölgesine uluslararası boyutta görünürlük ve tanınırlık kazandıracak. Uluslararası kuruluşlar arasında oluşturulan sinerji ve işbirliği zeytin rotası gibi başka projelerin de hayata geçirilmesi açısından avantaj sağlayacak.

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Lastik çizmelerde liderlik

12 Temmuz 2022
İstanbul’un yaşadığı daha önceki doğal afetlerde olduğu gibi bu kez de tatilini kesip dönmeyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu eleştiri oklarının hedefi oldu ister istemez. Hafta sonundaki sel felaketiyle ilgili belediyenin çalışmalarını tweet’lerle halka yansıtması da hoş karşılandı denemez.

Tepkileri okurken Almanya’dan sağduyusuna güvendiğim bir dostumuz aradı; İstanbul’a sık gelir gider. Zarar görmesek de geçmiş olsun dileklerini iletti. İmamoğlu’na tepkileri o da duymuş. “Sen ne diyorsun?” diye sorduk. “Yorumsuz iki örnek vereyim” deyip anlattı:

Yıl 1962. 17 Şubat gecesi sabaha karşı fırtınada deniz kabarması Hamburg’u vurur. Sadece birkaç saat içinde felaketin büyüğü yaşanır. Tüm mahalleleri denizden kabaran su basar. On binlerce insan büyük tehlike altındadır. Çatılarda, ağaçlarda yardım bekleyenler, boğulup ölenler vardır. Sosyal Demokrat Parti’nin efsane isimlerinden Helmut Schmidt, o dönem Hamburg Polis Senatörü’dür.

Saat tam 06.40’ta polis merkezine gelir. Her türlü kademeyi atlar, telefon, teleks, telsiz ile doğrudan orduyu, hatta NATO’yu yardıma çağırır. Avrupa’nın her yerinden tanıdığı askeri komutanları kişisel olarak arayıp destek ister. Birkaç saat içinde binlerce asker, sivil yardıma koşar. Avusturya’da kaplıca tedavisinde olan Hamburg belediye başkanı Paul Nevermann, hemen dönüp Hamburg’a gelir. İşte o günden sonra Helmut Schmidt, ‘kriz yöneticisi’ olarak adını duyurur ve ulusal sınırların ötesinde yüksek bir itibar kazanır.

İkinci örnek 2002 yılında yaşanır. Eylülde genel seçim vardır. Gerhard Schröder Sosyal Demokrat Parti’nin şansölye adayıdır. Rakibi ise Hıristiyan Birlik Partileri’nden Edmund Stoiber’dir. Anketlerde rakibi öndedir. 14 Ağustos’ta şiddetli yağışlardan Elbe Nehri doğuda taşar. Leipzig, Dresden bölgeleri sular altındadır.

SEL SEÇİM DE KAZANDIRIR

Dresden’deki dünyaca ünlü Semper Operası binasını da sel basar. Gerhard Schröder, derhal lastik çizmeler giyip selden kötü etkilenen doğudaki Grimma kasabasını gider. Halka bürokratik olmayan yardım vaat eder. Sel sularının yüksekliğini bir milim dahi indiremez ama bu hareketiyle seçimden önce popülaritesi o kadar artar ki rakibini sollar ve seçimi kazanır.

O sıralar Bavyera Eyaleti Başbakanı olan rakibi

Yazının Devamını Oku

İstanbul ve Anadolu diye iki lig grubu olmalıdır

8 Temmuz 2022
Sonra söyleyeceğimi baştan ifade edeyim! 19 takımlı milli ligde, İstanbul’dan 8 takımın olması, futbolun geleceği bakımından doğru değildir; Anadolu takımlarına, futbol şehirlerine yazıktır, günahtır. Bursa, Eskişehir, Van, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Samsun, Manisa, Erzurum, Elazığ ve Trakya bölgesinden bir takım yok. İstanbul’dan 8 takım! Önerim Eyüp, Beykoz, vs. diğer İstanbul takımlarını da alın ve bir İstanbul ligi kurun, bitsin gitsin.

Anadolu takımları da kendi aralarında oynasınlar! Futbol, şehirlere sosyal hareket getirir, turizm gelişir. Altyapıdan yeni gençler, yıldızlar çıkar. Şimdi siz Anadolu’yu saf dışı bırakarak bunu engelliyorsunuz! Karar verdim, önümüzdeki yıl, maçları seyretmeyeceğim! Tarihi geçmişleri itibarıyla Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş olacak; bilemedin, İstanbul’dan bir takım daha. Prensip olarak, her ilden bir takım olmalıdır. Futbol böyle yaygınlaşır, Anadolu’ya yayıldıkça gelişir. Kentlerin sosyal yaşamını olumlu etkiler.

Bu yıl Süper Lig’de, 3 büyüklerin havlu atmasıyla, Trabzon kolayca şampiyon oldu. Benim için derecelerin asıl kıymeti, Avrupa kupalarında çıkacak. Daha ilk turlarda elenen takımlarımızla ne kadar övünebiliriz? Şampiyonluklar, kupa birincilikleri ne anlam taşır! Katar’da, Dünya Kupası’nda yokuz. Avrupa’da Şenol Güneş’le C Ligi’ne düştük! Dünya futbolunda, adı sanı duyulmayan Fareo Adaları, Lüksemburg ile maçlar yapacağız! Ben bu durumdan utanç duyuyorum! Yetkililer, “Efendim, çalışıp tecrübe kazanacağız, ileriye bakalım” diyorlar. “Yahu daha ne tecrübe kazanacaksın, kaç sene bekleyeceksin?” Oysa hep söylüyoruz, “Türkiye, dünya kupalarında, Avrupa şampiyonalarında, uluslararası arenada her zaman olmalıdır”. Türk Milli Takımı’nın gidemediği, Katar Dünya Kupası’nda uluslararası değere sahip hakemimiz Cüneyt Çakır’ın da bizi temsil etmesine mâni olduk. Liyakatsiz insanlar, kıskançlıkla mâni oldular! Futbol yeterli, tecrübeli, dünyaca tanınan, takımın başında sahaya çıkınca heyecan uyandıran teknik direktörlerle gelişir. Takımına bir şeyler öğretmeyen, yenilikler aşılamayan, sıradan teknik adamlarla bir yere gidemezsiniz!

Selçuk MARUFLU Eski Milletvekili

BİZİ KANSER Mİ YAPACAKSINIZ?

ÇANAKKALE Ayvacık ilçesi Arıklı köyü yakınlarında MTA tarafından toryum-uranyum sondajlarına başlanması üzerine kaymakamlığa dilekçe ile soru yağdırıyorlar: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, oldukça tehlikeli bir maden olan uranyum arama sondajında neden ÇED kararı uygulanmıyor? MTA ve diğer bazı biliminsanları tarafından yayınlanan raporlarda daha önce Arıklı köyünde 1970’li ve 1980’li yıllarda uranyum arandığı ve kuyuların sonradan kapatıldığı bilgisi yer almaktadır. 2000’li yıllarda yine bazı biliminsanlarınca bölgede yapılan ölçümlerde hem çeşitli kayaçlarda hem de eski sondaj alanlarında yüksek radyasyon ölçüldüğü bilgisi de yer almaktadır. Kapı ve cam açılarak radyasyon temizliği yapılabilir mi? Ne yazık ki yörede yaşayan halka, bizlere bu bilgiler anlatılmamaktadır.”

KURBAN ETİ ÇEKİLMEZ

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in uyarısına dikkat edelim:

“Kurban etinin kıyma makinası ile çekilmesi kati surette yasak ve sağlık açısından çok riskli bir durumdur. Kasap dışındaki hiç kimse etin nasıl doğru işleneceğini bilemez. Çekilmeyecek bir parçayı makineye koyup etin tamamına bulaştırabilir. Hatta bununla da kalmayıp aynı makineyi kullanan herkesin etine bulaştırabilir. Tam pandemiden kurtulduk derken yeni bir sıkıntı yaşamayalım. Halk sağlığı bizim için her şeyden önemli.”

Yazının Devamını Oku

CHP ‘Ortanın Sağı’na geçti

7 Temmuz 2022
Cumhuriyet’ten Zülâl Kalkandelen dünkü yazısına ‘Ortanın Sağı’ başlığını koymuş. Yazısına “Şeriatın kestiği parmak acımaz”, “Kul hakkı yemenin daniskası”,  “Sevgili peygamberimiz ne buyuruyor?”, “İşçinin ücretini alınteri kurumadan ödeyiniz”, “Biz NATO’nun genişlemesinden yanayız” cümleleri sıralayarak kimden söz ettiğini soruyor.

Kalkandelen’in yazısını özetliyoruz:

“Sağ siyasetten birisi değil; Akşener, Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu da değil. Hiçbiri değil. Söz konusu kişi, ilk anda aklınıza gelmeyen biri: CHP Sözcüsü Faik Öztrak! CHP’de dini kavramlarla mesaj verip NATO’yu öven sadece Öztrak değil, aynı zamanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu... Sürekli olarak ‘kul hakkı’ diyor, ‘Allah’ın izniyle iktidara geleceğiz, Allah’ın izniyle adaleti getireceğiz’ diyor; ‘NATO, 21. yüzyılda demokrasinin güvencesi’ diyor!

Dini siyasette araç olarak kullanınca...

Ümmet toplumunu geride bıraktığımızı; Türkiye Cumhuriyeti’nde kulların değil, yurttaşların var olduğunu görmezden geliyorlar.

Haram ve helal kavramları ile yolsuzlukları eleştirmeye çalışırken laik bir cumhuriyette esas olanın hak ve hukuk kavramları olduğunu unutmuşa benziyorlar.”

Kılıçdaroğlu için de, “‘Helalleşme’ söylemini de buna eklemleyerek partisinin önceki dönemlerini zan altında bırakıyor. AKP’nin ithamlarına destek vermiş oluyor” diyen Zülâl Kalkandelen, CHP’nin ortanın sağına geçtiği de savunuyor.

“Üzüm üzüme baka baka kararır.”

(Yazının tamamı sosyal medyadan okuyabilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

ÇYDD: Laik Cumhuriyet’i koruyacağız

6 Temmuz 2022
“Son dönemde ülkemizde yaşanan ve her geçen gün daha da sertleşen laiklik karşıtı eylemlere bir yenisi daha eklenmiştir. Trabzon’un Of ilçesinde hafızlığını tamamlayan 250’den fazla kişi, icazet töreni için kentte cübbeli ve sarıklı olarak dolaşmıştır. Benzer görüntüler, ülkemizin farklı illerinden de basına yansımıştır. Laiklik karşıtı bu eylemleri kınıyoruz!

Çağdaş yaşam ve çağdaş toplum için; laiklik, kamuculuk, aydınlanmacılık, ilericilik gibi değerlerin geriye düşülmesine neden olan laiklik karşıtı eylemlerin, Türkiye Cumhuriyeti’nin her bireyinin ve vatandaşının zararına olduğunu hatırlatırız. Biliyoruz ki laikliğin olmadığı yerde bilim, kültür, sanat olmaz; özgür ve yaratıcı düşünce gelişmez. Tüm bu değerlerin eksikliği de toplumların gelişmesi, kalkınması ve her bakımdan zenginleşmesinin önündeki en büyük engeldir.

Bizler, 33 yıldır yaptığımız gibi, hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi ve Atatürk’ün devrim ve ilkelerini her yerde savunmaya devam edeceğiz. Her vatandaşın eşitlik içinde yaşadığı toplum hedefimizden ve çocuklarımızın laik, karma, bilimsel ve ücretsiz eğitim hakkı için çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz." Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği

GÜNÜN SÖZÜ

“İnsan iki şekilde yanılabilir; ya gerçek olmayan bir şeye inanabilir ya da gerçek olan bir şeye inanmayı reddedebilir.”Soren Kierkegaard

‘3. MİLLİ KÜLTÜR ŞURASI’ TUTANAKLARINDA SKANDAL BİR TAHRİFAT

15-17 Haziran tarihlerinde Ankara’da düzenlenen Arkeoloji Şurası, etkinlik sonrasında yoğun eleştiriler aldı. Özellikle Türk arkeolojisinin duayenlerinden Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ile Prof. Dr. Fahri Işık ve ilgili STK’ların tepkisi üzerine, Prof. Dr. Nevzat Çevik, Türk Arkeoloji Ve Kültürel Miras Enstitüsü adına resmi bir açıklama yayınladı.

Bu açıklama diğer bir skandalın da ortaya çıkmasına neden oldu. Görünen o ki III. Milli Kültür Şurası’nın ‘Kültür Varlıkları, Müzeler ve Arkeoloji Komisyonu’ Sonuç Raporu’nda olmayan bir karar, daha sonra Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’ın ifadesiyle Şura yayınına “monte edilmiş”.

Bu konuda III. Milli Kültür Şurası’nda

Yazının Devamını Oku

Gelibolu Savaşları coğrafyası tehlike altında

5 Temmuz 2022
“Balıkesir-Çanakkale İlleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı” iptal davasında keşif yapıldı. Kıyı şeridinin öncelik açısından 3 dereceye ayrılarak işaretlendiği planda öngörülen öncelikli tesisler arasında; 1 adet Çekek (Erdek), 2 adet yük limanı (Marmara, Edincik), 6 adet yat limanı (Avşa-Paşalimanı-Ekinlik, Bozcaada, Burhaniye, Altınova 2), 4 adet feribot/yolcu iskelesi (Marmara, Sazlı, Gelibolu 2), 1 adet kruvaziyer liman (Bozcaada), 5 adet balıkçı barınağı (Karabiga 2, Altınova, Gelibolu, Saros), 2 rekreatif amaçlı kıyı düzenlemesi (Ayvalık 2) yer aldığı görülüyor. Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’nda Bozcaada’nın Poyraz’a kapalı olacak kesiminde, Gökçeada’nın belli yerlerinde tehlikeli atık taşıyan gemilerin bekleme alanları belirlenmiş. Bu durum çevreciler tarafından Bozcaada, Gökçeada ve Saros Körfezi için oldukça endişeli sayılıyor.

Bu planın maden talanına altyapı oluşturma planı olduğunu savunan ‘Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin açıklamasında “Öngörülen turistik yoğunluk zeytinlik ve ormanlık alanların yapılaşmaya kurban edilmesi demektir. Kıyı ve iç kesimler doğal ve kültürel açıdan ayrılmaz bir bütündür” deniliyor.

Açıklamada şu bilgiler veriliyor:

“Planlanan kıyı şeridi, çevrelediği iç kesimlerle bütündür. Biga yarımadası, göç yolları üzerine yayılmış eşsiz doğası ile dünya ekosisteminin ayrılmaz parçasıdır. Başta Manyas Kuş Cenneti ile sayısız sulak alanları, Kazdağları, Madra Dağı, dereleri, ovaları, yaylaları ile bitkisel, hayvansal ve kültürel yaşamın vazgeçilmez mekânıdır. İlyada destanının yaslandığı coğrafyadır. Bütün dünyada okullarda anlatılan Truva’dır, Troas’tır. Aeneas’ın Roma’ya uzanan rotası buradan başlar. Aziz Pavlus’un Makedonya rotası buradadır. Büyük İskender ve Darius’un rotaları da.

Bilirkişilerin de bilimden ve gerçeklerden yana davranacağına ve davayı kazanacağımıza inanıyoruz. Kıyılarımızın bozulmasına izin vermeyeceğiz!”

‘KURBANLIK ALIRKEN DİKKAT EDİN’

ADANA Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Murat Şen, kurbanlık alacak vatandaşlara uyarılarda bulundu ve kurbanlıkların birlik üyeleri ve bilindik üreticilerden alınmasını önerdi. Murat Şen,Kurban kesecekler resmi kurumlar tarafından denetimi yapılan küpeli hayvanları tercih etmelidir. Sağlıklı hayvan kurban edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

‘KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER KARŞIMIZA ÇIKSIN’

Yazının Devamını Oku