Muzda üretim öncülüğünü elinde tutan Alanya ile Anamur’a karşı mango ile üretim rekabetine başlayan Gazipaşa’yı dikkatle izlemek gerekiyor. Anamur Belediye Başkanı MHP’li Hidayet Kılınç, Gazipaşa Belediye Başkanı CHP’li Mehmet Ali Yılmaz ve Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’le muz ve mango muhabbeti yaparken, Antalya’nın yeni belediye başkanı Muhittin Böcek’in Gazipaşa Tarım Fuarı’na gelmesi sürpriz oldu. Böcek, Altın Portakal Festivali’nin ‘ulusal’ olarak yeniden yapılacağını bildirdi. Gazeteciler, Böcek’e belediyenin borçlarını sordular. Ancak bir gün önce Ekspres gazetesinde bunun yanıtını şöyle vermişti:
“Büyükşehirin borçları tartışma konusu ama ben bir kez konuşacağım. Bir daha da borç konusunu hiç açmayacağım. Ama belediyenin geliri 50, gideri 150. Bunu herkes bilmeli.”
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 31 Mart yerel seçimlerinde kendisine destek verenlere teşekkür ederek, bundan sonra ayırt etmeden herkese eşit hizmet edeceklerini belirtti. “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adının verildiği tarih 21 Ekim 1922 Gazipaşa adının verildiği gün. Önemli bir ilçemizde olmaktan, aranızda olmaktan gurur duydum. Bundan sonra Gazipaşa’da hem turizm hem tarım anlamında yapmamız gereken ne varsa onları yapmaya çalışacağız.” dedi.
Kaymakam Ali Sakar da tarım sektörünün ilçenin ve ülkenin en önemli sektörlerinden biri olduğuna işaret ederek, “2018 yılı verilerine göre ilçemizde 582 bin 142 ton tarımsal üretim yapılmıştır ve bu üretimden dolayı ilçe ekonomimize 1 milyarın üzerinde ekonomik bir katkı sağlamıştır. Makine ve ekipmanından su ürünlerine kadar her alanda tarımsal desteklemelerimiz İlçe tarım müdürlüğü vasıtasıyla devam etmektedir” diye konuştu.
GAZİPAŞA TARIM FUARI
Gazipaşa Tarım Kültür Turizm Eğitim ve Yardımlaşma Derneği tarafından kaymakamlık ve belediyenin desteğiyle düzenlenen Tarım Fuarı’nın açılışı Gazipaşa Fuar Alanı’nda yapıldı. Açılışa Kaymakam Ali Sakar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, Gazipaşa Tarım Kültür Turizm Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Hüsnü Doğan, kamu kurum görevlileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Dernek Başkanı Hüsnü Doğan, “Fuarımızı bu yıl tohum dalında 7, fide dalında 3, meyve fidanları dalında 5, gübreci dalında 4, organik tarım dalında 4, egzotik ürünler dalında 2, tarım alet- makine dalında 3, otomotiv dalında 4, gıda ve besin dalında 27, plastik dalında 3, kamu kurum ve kuruluşları olarak 7 firma, Gazipaşa’nın etnografik değerleri dalında 1 firma, dernekler 3, 5 eğitim kurumu 5 ve 1 bankamız katıldı. Toplamda 79 firma fuarımız katılmıştır. Tüm katılımcı firmalara teşekkür ederim” dedi.
Narenciyeden sonra tropikal meyve yatırımlarıyla bir numaraya yükselmiş. Her yıl milyonlarca dolar ödeyen Türkiye’nin bu alanda ihracatçı konuma geçmesi için kentin tarım yatırımları da öne çıkmaya başlamış. En önemlisi de Gazipaşa çiftçisi mango ile tanışıyor artık. Bu projenin fikir babası Mustafa Ezici, mango meyve ve fidancılık AR-GE çalışmalarına 7 yıl önce başladıklarını söylüyor. ‘12. Gazipaşa Tarım Fuarı’nda bir ilk yaşandı, 2 milyon mango fidanı satışa sunuldu.
Tropikal bir bitki olmasına rağmen sub-tropikal iklime sahip İspanya’nın Malaga-Granada sahil hattında yetişen mangonun, Türkiye’de de aynı enlemde bulunan Datça yarımadasından Hatay’ın kuzeyine kadar olan bölgede yetişebileceği bildiriliyor. Ezici, önümüzdeki dönemde hem üreticilere mango fidanı satacaklarını hem de mango yetiştireceklerini söylüyor. Projeyi ortakları orman mühendisi Veli Çelik ve İlhan Alçar ile birlikte hazırladıklarını anlatan Ezici, üretiminin artmasıyla Türk üreticilerinin gelirlerini katlayacağını, Türkiye’nin de çok hızlı bir şekilde en önemli mango ihracatçısı ülkelerden biri konumuna geleceğini belirtti.
Türkiye’deki mango hasat zamanı, hasadın kuzey yarımküreden güney yarımküreye geçiş dönemine ve mangonun az bulunduğu ağustos-ekim aylarına rastlaması da ihracat açısından önemli bir avantaj sunuyor.
YENİ KİTAPLAR
Latife Tekin ‘Aşk İşaretleri’ (Can), Pelin Batu ‘Hayatın Seyrini Değiştiren Kadınlar’ (İnkılap), Umur Bugay ‘Karılar ve Kocalar’(İnkılap), Junko Takahashi ‘Japonların 100 Yıl Yaşama Sırrı’ (Doğan Novus), İskender Pala ‘Kalp’ (Turkuvaz)
Ayşe Özgener ‘Sonra Konuşuruz’ (Doğan Novus), Emre Gör ‘Abdülhamid Döneminde İstihbarat’ (Kitap Yayınevi), Serdar Tuncer ‘Hiçbir Zaman Hiçbir Şey’ (Profil), Süleyman Kurt ‘Hatırlasana’ (Hayykitap), Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ‘Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat’ (Hayykitap), Ahmet Büke ‘Neşeli Günler’ (Günışığı), Dilara Büyük ‘Kar Tanesi’ (Müptela)
Bilgin Çelik ‘Balkan İttifakı ve Osmanlı Diplomasisi’ (Bilgi Üniversitesi), Bülent Ayyıldız ‘Gölgesiz Matiz’ (İthaki)
Ahmet Nezihi Turan
Bu ilk önce iktidarın vazifesidir. Tabii ki muhalefet de işlevini layıkıyla yerine getirmeli, bundan kaynaklanan tepkileri de göğüsleme kapasitesini yükseltmelidir. Ama bu demek değildir ki şiddete maruz kalsın.
Bu kurgu bin yıllardır süregelen siyaset düşüncesine de aykırılık oluşturur. Ama ne hoş aykırılıktır bu!
Bu nedenle muhalefete gözümüz gibi bakmalı, onu yaşatmalıyız. Bu ilk önce iktidarın vazifesidir. Sayın Kılıçdaroğlu’na hepimiz geçmiş olsun dileklerimizi iletmeliyiz. Değil bir siyasinin, hiçbir insanın ve hayvanın şiddete maruz kalmamasını, aksi durumda devlet gücünden önce toplumsal ahlakın, İbn Haldun’cu anlamda asabiyenin, Durkheim’cı anlamda toplum şuurun buna izin vermeyecek derecede derinleşmesini ve genişlemesini temenni ediyoruz. Serdar TAŞÇI
23 NİSAN 1920’DE OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE BERABERLİĞİMİZİ BOZAMAYACAKLAR. UNUTMAYINIZ. ÇOCUKLARIMIZ GELECEĞİMİZDİR!
MECLİS-İ MEBUSAN BİNASI ‘MİSAK-I MİLLİ MÜZESİ’ OLSUN
28 Ocak 1920’de ülkemizin kuruluş beyannamesi olan Misakı-Milli’nin imzalandığı, 17 Şubat 1920’de ise kürsüsünden tüm dünyaya ilan edildiği Kabataş’taki Meclis-i Mebusan binası ‘Misak-ı Millî Müzesi’ olsun. Tarihini kaybeden millet hafızasını da kaybeder.
(www.change.org’da imza kampanyası başlatıldı)
Bu verilerin ışığında önümüzdeki döneme ilişkin olası gelişmelerin neler olabileceği konusu ayrıntılarıyla tartışıldı. Özellikle İstanbul seçim sonuçlarının siyasi bir krize neden olabileceğine yönelik görüşler değerlendirildi. Seçim sonuçları ile ortaya çıkan bu yeni siyasi ve toplumsal koşulların CHP tarafından doğru biçimde değerlendirilmesinin önemi üzerinde duruldu.
GÜNÜN SÖZÜ
“Cahillerle tartışmayın. Ben hiç galip gelemedim.” İmam-ı Gazali
‘MEVZU ATLIKARINCALAR DEĞİL’
DÜN İzmir’de arabamla giderken öndeki kamyonetin arkasında şu ibare vardı: “Mevzu atlıkarıncalar değil, dönen dolaplar.” Günümüze ne kadar güzel uyan ince bir espri değil mi?
Politikacılar milleti artık aptal yerine koymaktan vazgeçsinler.
Herkes her şeyin farkında.
Siyasette rekabet, ülke yönetiminde iktidar veya muhalefet olarak görev almak için yapılan bir yarıştır. Ülkemizde bu yarış, köy ve mahalle muhtarlıklarından belediye veya büyükşehir başkanlıklarına ve cumhurbaşkanlığına, köy ihtiyar meclisi ve mahalle ihtiyar heyetinden belediye ve il genel meclislerine ve TBMM’ye kadar giden kurul ve organlara seçilmek için yapılır.
Siyasal rekabetin hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olması gerekir. ‘Adil’ olmak da gerekir. Siyasette adil rekabet, siyasi partilerin ve adayların eşit koşullar içinde yarıştığı, seçmenlerin onlar arasındaki tercihlerini özgürce yaptıkları bir rekabet düzenidir.
Siyasi partilerin demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurudur kuralını esas almak gerekmiyor mu?
İşte dün olağan itiraz süresine kadar bu gerçekleşti.
CHP ve İmamoğlu’nun mücadelesi örnek olmalı.
‘KIDEM’DE ZORLU KIRMIZI ÇİZGİLER NASIL AŞILACAK?
KIDEM
Tahsin Tarhan, “Milli Piyango Genel Müdürlüğü’ndeki yolsuzlukları dile getirdik. İddiaları Meclis gündemine taşıdık. Hemen akabinde genel müdür görevden alındı. Ancak bu hamle yolsuzlukların üzerini kapatmaya yetmedi” dedi.
ADRESE TESLİM
Tarhan, “12 büyük ikramiyenin 8 tanesi aynı yere aynı adrese çıkıyor, 6 milyarda bir olabilecek olasılıklar gerçekleşiyor. Sorumluların bir an önce tespit edilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
İNSANLIĞIN ORTAK VARLIĞI
NOTRE Dame yangını için onlarca mesaj geldi, sağ olun.
Burası, onun bunun değil, evrensel ve bir insanlığın ortak varlığı.
Bu yüzden “Kalbim daralıyor” diyen bir dünya sanatçısı olan Aliya Vodovozova, sanırım hepimizin yüreğini okuyor. Enkazı yerinde gördüm, onu yeniden ayağa kaldıracak olan ancak ‘insanlık’ olur, bir ülke buna yetmez. Prof. Dr. Kenan MORTAN-PARİS
CHP TRAKYA’YA DİKKAT ETMELİ
Mütevazı bir şekilde mazbatasını alan Albayrak’ın birkaç saat sonra çalışmalarına hızlı bir tempo ile başlaması dikkatimizi çekti. Çünkü hemen dosyalara gömülmüştü. Halk ile her zaman iç içe olan ve mütevazı kişiliği ile her kesimden vatandaşın sevgisini kazanan Albayrak, oy oranını daha da arttırarak güven tazeledi. Ziyaretimizde ‘dönemine’ ilişkin ilginç veriler öğrendik.
Tekirdağ Rakı ve Şarap Fabrikası’nda 37 yıl çalıştı, bunun 17 yılı genel müdür olarak geçti. Bildiğimiz, beş vakit namazını hiç aksatmadığıydı. Emekli olduktan sonra CHP Tekirdağ İl Başkanlığı yaptı. Görevinde de ayrımcılık yaptığına ilişkin bir davranışını hiç duymadık. 5 yılın hesabını verirken bizi şaşırttı:
425 BİN EL SIKTIM
“Tekirdağ’ın geleceğine yön veren projeleri hayata geçirirken halkımızın ihtiyaç ve beklentilerini esas aldık. İlk 5 yıllık hizmet dönemimizdeki 260 haftanın tamamını seçim havasında geçirdim. Hiç izin kullanmadım. 251 bin 300 km yol yaptım. Tekirdağ’ın 6.313 kilometrekare arazisi içerisinde 257 köy, 25 belde, 85 mahalle, 11 ilçeyi defalarca gezdim. Gittiğim yerlerde insanları, onlara adıyla ve soyadıyla hitap edecek kadar tanıdım. Makam odamda kabul ettiğim insan sayısı 61 bin. Yaklaşık 425 bin vatandaşımızın elini sıktım. 66 bin 300 kişi ile telefonla görüşerek yakınlarını kaybedenlere başsağlığı diledim, bebekleri dünyaya gelen aileleri tebrik ettim, oğulları askere giden vatandaşlarımızla ‘Allah kavuştursun’ dileklerimi paylaştım.”
- Peki projelerden söz eder misiniz?
“İnsan odaklı bir hizmet anlayışıyla mesai kavramı tanımaksızın çalışan bir büyükşehir belediyesi olduk. Türkiye’de örnek olan projeler hayata geçirdik. İl genelinde 1200 km yol yaptık. Toplu ulaşım ağımızı dört kat büyüttük. Günümüze ulaşabilen kültür varlıklarını restore ettik. Uzun yıllardır ihmal edilen çiftçilerimiz ve besicilerimize sahip çıktık. Tarım ve hayvancılık alanında üretim artışına büyük katkı sağladık. Hayvancılığa cazibe kazandırmak ve çiftçilerimizin emeğini kazanca dönüştürmek amacıyla ‘Malkara Çavuşköy Et Kombinası’ projemizi hayata geçirdik. Manda ve arı kovanları dağıttık. Kadın çiftçilerimizi desteklemeye ve yöresel ürünlerimizi tanıtmaya yönelik çalışmalarımız var. Evsel atıkları bertaraf ettiğimiz ‘Demirli Düzenli Depolama’ alanımızı faaliyete geçirdik. Kapaklı ve Çerkezköy kültür merkezlerini hizmete sunduk. ‘11 İlçeye 11 Okul’ projemizi hayata geçirdik ve bu okullarımıza ‘Atatürk’, ‘İsmet İnönü’ ile en büyük değerimiz olan ‘Cumhuriyet’ adlarını verdik. Eski Gümrük ve Tekel Bakanı hemşerimiz Orhan Öztrak’ın adını da Malkara’da bir okula verdik.
SAHİLLERİMİZE BUYURUN
“TESKİ bünyesinde 2.600 km altyapı hattı yaparak kentimizin
Programda sistemin reforme edilerek bundan sonra emekli olacakların maaşlarının geçimlerini sağlayacak düzeyde olması öngörülürken, mevcut emeklinin yıllardır beklediği düşük maaşların iyileştirilmesi, yeni intibak yasasının çıkarılması, bayram ikramiyelerinin en az yıllık enflasyon oranında artırılması, sağlık hizmetinden alınan katkı payının kaldırılması, yılda dört ikramiye ödenmesi ve maaşlara 6 aylık enflasyon yerine seyyanen zam yapılması gibi temel taleplerin karşılanmasına yönelik maddeler yer almadı.
Gelecekte emekli olanlara ilişkin düzenleme ne denli sevindirici ise 12 milyon emeklinin beklentilerinin karşılık bulmaması, ülke kalkınmasına emeği ile katkı sağlayan milyonlarca iktisaden dar gelirli kitlede burukluk yarattı. Hâlâ 2020 liralık asgari ücretin altında maaş alan emekli var. En azından bu insanların aylıkları asgari ücret düzeyine yükseltilmeli. Bayram ikramiyeleri önümüzdeki Şeker Bayramı’ndan itibaren yıllık enflasyon oranında, yani yüzde 20 artırılarak net 1200 lira olarak ödenmeli. Emeklinin satın alma gücünü geriletmemek, çarşı pazardan eli boş dönmemesini sağlamak için aylıklara seyyanen zam yapılmalı. Enflasyon oranındaki artışların ihtiyaçları karşılayamadığı 2008 yılından bu yana açık şekilde görüldü.
Kanayan yara haline dönüşen 2000 sonrasında emekli olanları kapsayacak yeni intibak yasası, 3600 ek gösterge ile birlikte önümüzdeki hafta çalışmalarına başlayacak TBMM gündemine getirilmeli. Emeklinin insanca yaşayacağı ücreti ve koşulları talep etmesi en doğal hakkı ve esirgenmemeli. Şükrü KARAMAN
GÜNÜN SÖZÜ
“ŞAİBE kadar insanın içinde çöreklenen duygu yoktur.” Doğan HIZLAN
HİÇ BİTMEYEN SEÇİM!