Paylaş
1978 yıllarında rahmetli Bülent Ecevit döneminde, Toprak reformu yapıldı, köy enstitüleri kuruldu, köylüye yardım eli uzatıldı.
Tarımla uğraşanlara destek verildi. Amaç köylülerin büyük şehirlere akınını engelleme, tarlasını işleyerek hem kendi, hem de ülke ekonomisine katkıda bulunmasını sağlamaktı.
Ne oldu? Rahmetli Turgut Özal döneminde, yıllarda işledikleri kirasını ödedikleri topraklar ellerinden alındı ve tekrar ağalara verildi.
Sadece Urfa bölgesi değil Türkiye’nin birçok bölgesinde durum aynı. İnsanların yaşadıkları evler ev değil. Tuvalet, mutfak iç içe. Yatak odası, oturma odası aynı oda. Tabii oda denilebilirse… İçeriden bakıldığı zaman duvarlarındaki çatlaklardan dışarı görmek mümkün.
Onların evlerini, yaşantılarını bu halde görünce benim çok lüks yaşadığımı düşünüp utanıyorum doğrusu.
Kazançları yok. Çalışmak için başka bölgelere gidip yılın 6 aydan fazlasını evlerinden uzakta geçiriyorlar.
Devlet ne için vardır? Danimarka adına konuşacak olursam, halkına en iyi refah düzenini sağlamak için vardır. Devlet aç insanını doyurur, evi olmayana başını sokacak bir konut imkanı, maaşı olmayana kendi hayatını devam ettirecek kadar maddi imkan sağlar.
Hasta olanı tedavi eder, okumak isteyeni okutur, toprağını işlemek isteyene çiftçilik, çalışmak isteyene iş imkanı yaratır.
Türkiye’nin de diğer ülkeler gibi dış yardımlarda bulunma yükümlülüğü olabilir ama kendi ülkesinde aç, işsiz, evsiz insanlar varken bence önce kendi vatandaşının sorununa öncelik vermesi gerekmez mi?
Bu insanlar, bizim ülkemizde yaşamıyor mu? Bu insanlar vergi ödemiyor mu? Bu insanlar vatani görevlerini her kes gibi yapmıyorlar mı? O zaman devlet yardım elini uzatmalı, Türkiye sınırları içinde yaşayan herkese eşit haklar, insanca yaşama hakkı tanımalıdır.
Türkiye’de en gerekli şey toprak reformu, ağalık sistemine, insanların din ve inançlarının su istimal edilerek bazı kişi ve kuruluşlar tarafından sömürülmelerine son vermektir.
İnsan, ansan gibi yaşamalıdır. Bunu ülkeyi yöneten ve yönetmeye aday olan, Türkiye’deki gerçekleri görmezlikten gelerek dikkatleri başka taraflara çeken siyasetçilere söylüyorum. Kendi yaşantıları ile fakir halkın durumunu karşılaştırsınlar.
Danimarka’daki gibi iyi bir sosyal ve sağlık sistemi, adaletli vergi ve gelir dağılımı, eğitim imkanı ile sorunlar çözülebilir.
İnsanca yaşamak isteyenlere kulak vermek yeterli. Onları izlerken, ellerinde Türk bayrağı “yaşasın Türkiye Cumhuriyeti” şeklinde slogan attıklarını, “topraklarımızı, ülkemizi çok seviyoruz” dediklerini görüyorum. Daha ne istiyoruz? Biz de Cumhuriyetimize sahip çıkılsın istemiyor muyuz? Yoksa ben mi yanılıyorum?
Paylaş