Ünal Özüak

Gergin Ataman

27 Kasım 2014
İçilmiş çorbanın acısından sual olmaz.

Ünal Aysal kulübü bu acınacak hale sokmuş kaçmış gitmiş, Ergin Ataman hala basketbol şubesine, “dışarıdan destekleyici ol” çağrısı yapıyor.

Başkanlığı Türkiye’de iş adamı kimliğine basamak olarak kullanmaya kalkan adamdan medet ummak, gaflet ötesi akıl tutulması.

Ataman üzerine vazife olmayan 'Galatasaray kanaat önderliği'ne soyunuyor; ama her ağzını açışında batıyor. Üstelik aynı hamaset edebiyatını Beşiktaş’ta da yapmış olması forma aşkına olan inandırıcılığını sıfırlıyor.

Taraftara ayar vermek senin işin değil. Son taraftar cinayetinde; saha dışı olaylardan sana ne kardeşim?

Yazının Devamını Oku

Ruhumuz Arroyo’ya teslim

24 Kasım 2014
Bu hafta görece zayıf rakiplerle oynayarak yollarına devam edecek olan üç Avrupalı silahşorumuz geçen haftayı 2-1 galip tamamladı.

Ödümüz ağzımıza gelip ruhumuzu teslim etmek üzereyken Galatasaray’ın her şeyi ‘çakal’ Carlos Arroyo ipten aldı Cimbom’u. Her maçta olduğu gibi en akıllı işi yapan Ergin Ataman maç boyu uçuşu Arroyo otomatik pilotuna bağladı. Çift uzatma, elli dakika oyunda kalan Porto Rikolu en büyük asisti ‘yoksulluğun efendisi’ koçuna yaparak sakatlar, cismi var kendi yok Aradori ortamında maestro kıvamında oyunuyla Erceg’le el ele vererek takımı başarıya taşıdı.

Galatasaray’ın bu oyun kurucu elmasına karşın diğer iki temsilcimizin en büyük zaafları 1 numaraları. Kurmaktan vazgeçtim oyunu bozuyorlar. Mesela Anadolu Efes’in Doguş, Drapper, Jennigs ve Mgrath’ını toplasan şu aralar tribünlerde görülen bir Naomoski etmiyor. Takım resmen 4 kişi hücum ediyor. Kazı Kazan (Unics) maçında yeni koçları Pasutin 1 numarayı float/ihmal ederek mavi beyazlıları İstanbul’a eli boş gönderdi.

FENER MODAYI KENDİNE UYDURDU

MODANIN başkenti Milano’da Armani maçını kazanırken 'Semih Erden’i de kazandı' yazan meslektaşlar abartmıyor. Pivot yokluğunda vaha gibi Semih. Kendini toparlamış. Eskisi gibi gir çıkı dert edip gölgesiyle kavga edip kendini yiyip bitirmiyor. Obradovic’in bir başka zenginliği, belki de en önemli silahı 'buz adam' Bjelica. Kırılma noktalarının keskin nişancısı, sahanın her iki tarafını mükemmel oynuyor. Poker face/ifadesiz suratına aldanmayın müthiş hırslı adam. Kanarya’da Obradovic Goudelock, Emir, Hickman ve Bogdanovic’ten oluşan dış adam yelpazesini görece daha iyi kullanarak 'çaresizlikten çare' üreterek hücumunu daha iyi organize ediyor.Taşıma suyla bu değirmeni daha ne kadar döndürürler bilemem. Klasik laftır; basketbol takımı oyun kurucusu kadar güçlüdür.

Yazının Devamını Oku

Kenardan kazandı

18 Kasım 2014
YILLANMIŞ dostlarım Mahmut “USLU durma” sözünü tuttu, Ergin Ataman profesyonelliğin gereğini yapıp tribüne kafasını takmadı.

Sonuçta basketbola dostluk yapmış oldular ve böylece parkede güzel bir derbi seyrettik. Fenerbahçe ev sahibi olarak baştan gaza basarken Galatasaray frene asıldı. Ataman erken molayla Kanarya’nın 8-0’la başlayan uçuşuna ket vurarak kopmalarına izin vermedi.
21-17 geçilen ilk çeyrekte geçen haftanın adamı Goudelock “içeride başarısız” diyenlere yanıt niteliğinde sayılarını yağdırırken Arroyo “bildiğimiz” gibi atıp attırarak direksiyondaydı. 2. çeyrekte Obradovic sık yaptığı oyuncu değişiklikleriyle tempoyu artırdı. Fenerbahçe kenardan gelenlerin 50 sayılık katkısıyla ilk yarıda 50 sayı atarak 19 farkı bulurken keskin nişancısı olmayan, boyalıyı kullanamayan “renk körü” Aslan, futbol deyimiyle “gol kısırlığına mahkûm olarak” dökülme noktasında deniz kıyısına yanaştı.


Baştan kırılan maç


Obradovic ikinci yarıda tempoyu dizginleyerek misafire atak fırsatı vermedi. Fenerbahçe giren çıkan olumlu rüzgâr altında kişisel becerilerinin üstüne çıkarken top kayıpları yapmasa belki de oyuna dönerdi Galatasaray...
Ama Fenerbahçe maçın başında yakaladığı farkı bir daha elden bırakmadı.

Yazının Devamını Oku

Posası da güzelmiş!

17 Kasım 2014
‘ELLERE var da bize yok mu?’ temalı yazıma Dusan Ivkoviç’ten tokat gibi tekzip geldi.

Savım; “Avrupa’nın tozunu atan ve Yunanistan’ı yoktan ‘Dünya basketbol devi’ yapan ‘soğuk savaş artığı Yugo-VİÇ’lerin bize posası kaldı” şeklindeydi. ‘Yeni bir TanjeVİÇ trajedisi mi yaşıyoruz yoksa’ydı endişem. Ivkoviç eski çamlardan birisinin henüz bardak olmadığını Real Madrid maçında ‘bir defa sonuna kadar’ ispatladı.
Real Madrid’in her şeyi Fernandez’in olmayışının özrü olamaz. Çünkü bizde de giderek formuna ulaşmakta olan Krstic yoktu.
Üstelik Krstic’in yokluğu bizdeki ‘hayati pivot’ fonksiyonunu sıfırlamıştı. Koç, bu yıl değişen Euroleague formatının da farkında. Grupta ilk 4’e girdikten sonra Top 16’da 8’erlik 2 kümede 14 maç yaptıktan sonra ilk dörtler çeyrek finalde beşer maçlık play-off oynayacak. Uzun maratonda çaylaklıklarını atmakta olan gençler Cedi, Furkan ve Emircan iyice pişerken, Krstic geri dönecek.


Derbiye çıkarlar mı?


ULUBATLI Souness’in Saracoğlu’na bayrak dikmesi gibi, geçen sezon G.Saray’ın naif yöneticilerinin aklına uyup sahaya çıkmaması miladı, yıllarca espri konusu olacak, ara başlıktaki soru hep sorulacaktır. Obradovic’in kendisinin söylediği gibi Goudelock’ın 13’te 10 üçlük sokması normal değil ve her akşam olmaz. Grubun zayıf takımı Bayern’i yenmek evet ama oynanan basketbol yılın devamı için yetmez.

Yazının Devamını Oku

Posası çıkmış 'Yugo-Viç'ler

12 Kasım 2014
BASKETBOLDA “Yugo’slav hegemonyası”, yıkılışının 25. yılını kutladığımız Berlin Duvarı’ndan çok önce başladı.

Borislav Stankoviç, FİBA ve Avrupa basketbolunu ele geçirip ‘baron’ oldu. Sırp ağırlıklı Yugosal derin basketbol oluşturuldu. Onlar terleyip yellense, Avrupa’nın her tarafında deprem olurdu.
Biz de rahmetli, Boşnak asıllı Osman Solakoğlu zamanından beri partizanlarla meşk ederiz. Onlara Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’nda yol verir, müsaadeleri ölçeğinde Balkan Şampiyonaları’ndan nasibimizi alırdık. Obradoviç’li Yugoslav Milli Takımı, ABD’de seyahatte olunca, meydanı Yugo’suz bulup, altın madal-yayı kaptık 1981’de... Mirsad, Hidayet, Mehmet gibi gençleri, basketbolumuzun kıblesi bu tröst ekolden devşirip basketbolumuza sınıf atlattık.

ALTIN NESLİ O BİTİRDİ

Yugoslavya bin parçaya bölününce kendilerine efsanevi şampiyonluklar yaşatan yıldızları NBA’e gönderirken, zamanın başarılı koçları da Avrupa’nın yolunu tuttu. Son 20 yılda İvkoVİÇ ve ObradoVİÇ’le aslan payını Yunanlılar kaptı. Olympiakos, Panathinaikos ve milli takımla sayısız başarılar yaşattı VİÇ’ler Komşu’ya... Biz ise TanjeVİÇ’i içi içinden geçtikten sonra milli takımın başına getirdik. Altın nesli kaprislerine kurban etti. Büyük beklentilerle getirilen bizim ‘-VİÇ’lerden, ilk senesinde gittiği 4 takımı şampiyon yapan ObradoVİÇ geçen yılı F.Bahçe’de pas geçti. Bu yıl da kritik Euroleague yenilgileri birbirini izliyor. Soru şu; Onlar mı paslandı yoksa biz mi bozuyoruz adamları? Basketbol başarısında düne bakılmaz yarınları yarın gelenler yazar. Ya bugün VİC(tory) ya da HİÇ.

Yazının Devamını Oku

Gene olmadı

7 Kasım 2014
GEÇEN haftaki ağır Panathinaikos yenilgisinden sonra dün akşam başka bir sert ceviz Barcelona’yla kapışması Fenerbahçe Ülker’in “performans tırmanma beklentisi” açısından şansızlık oldu.

Koç Obradovic sürpriz beşte Semih ve Vessely ile ve oyun kurucuları tokuşturup maçı baştan kırma düşüncesiyle Huertas’a çaylak Kenan Sipahi’yi vererek başladı. Zoric’in pota altından ürettiği sayılar ve Bjelica da içeri dalışlarıyla katkı verince, dışarıdan atamayan ve fakat hızlı hücumdan 12 sayı üreten Kanarya odaya 41-41 berabere gitti.
İkinci yarının başında Goudelock ve Hickman ‘koş koş at’ temposunu sayılarla süsleyince momentum bize geçti.
Her maçta olduğu gibi Emir sevdiği bu tempoda karar sayılarını buldu. Ama Fenerbahçe konsantrasyonda devamlılığı sağlayamayınca, Barça korkulduğu gibi maç sonlarını iyi oynama dürtü ve becerisiyle, Oleson’le dış atışlarda yüksek isabet bularak son çeyreğe 64-60 önde girdi.
Son çeyrekte, tribünlerin gayretine rağmen, Kanarya’nın hücum imkanları tükenince maç koptu gitti elimizden. Bu seviyede yetkin 1.5 numara ve keskin nişancı yoksunluğundan bir başka bedel daha ödedi Kanarya.

Yazının Devamını Oku

Efsane koçlarımız sıkıldı

31 Ekim 2014
KABUS gecenin ilk maçında, koç İvkovic’in kariyerinde başka bir örneğine rastlamadığımız, “şaşkın basketbol” oynayan Anadolu Efes’i, ne yaptığını bilen emekliler ordusunu toplamış gelmiş Zalgiris’e,oyun kurucu yoksulluğunun acı bedelini ödeyerek yenildi.

Neyse F.Bahçe Ülker deplasmanda Panathinaikos’dan acımızı çıkarır dedim ama Obradovic’ in çok yakındığı konsantrasyonda devamlılıktan eser yoktu.
Basketbolu inişteki ev sahibi; oyun kurucusu ve garantili atıcısı olmayan Kanarya, üstelik bir de maça Emir’siz başlayınca Pana emektar Diamantidis’in organizasyonunda pick&roll (perdele devril)lerle yeniden doğuşunu yaşayan Esteban Batista’yı boyalı alanda olumlu kullanıp (11dk.da14 sayı) dış isabetlerle ısırarak momentumu baştan ele geçirdi. 31-19 geçilen ilk çeyrekte 7’de5/ %71 üçlük attılar.


Usta ne diyorsun bu husustaÖzellikle engellenemez üçlükleriyle Slaughter, Pappas ve Fotsis guard pozisyonunda yaratıcılıklarıyla hücumlarına derinlik kattılar. Fark 20 sayılara tırmanırken gecenin adamı Slaughter(10’da7 üçlük isabetiyle) meğerse bizi bekliyormuş. Pana’da giren çıkan sokmaya devam edince ilk yarı sonunda 59-36’yla odaya giderken dönüş biletimiz çoktan kesilmişti. Onlar üçlük yağmuru olup yağdıkça 2. yarı bizim için iyice çekilmez hal aldı.

Yazının Devamını Oku

Aslanın kuyruğu rayda

27 Ekim 2014
Ne güzel demiş Stephen Hawking, “Bilginin en büyük düşmanı bilgisizlik değil bildiğini zannetmektir.”

Allame-i cihan Mektebi Sultani’lilerin derdi de bu sanıları. Kifayetsiz muhteris Fransız adaşımın bıraktığı enkaz ortada dururken, gene bir ilke imza atarak, ezeli divan başkanı sevgili dost Duygun Yarsuvat’ı emanetçi kayyum formatında sekiz aylık geçici başkan seçtiler.

Basketbolun 'akut' sorunları kapıdayken onlar 'mıntıka temizliği' formatına geçtiler.

Bu seçimin tercümesi; kimse sportif başarı beklemesin. Tadilat nedeniyle bu sezon kapalıyız.
Oysaki Galatasaray epeydir yönetim cehalet ve yetersizliğinden muzdarip. Basketbolda tam felaketler. Paralar ödenmiyor, protestolar, ihbarnameler havalarda uçuşuyor. Oyuncularda suratlar asık.

Yazının Devamını Oku