Malum Euroleague, özellikle hücuma çıkan takımı durdurmak için yapılan taktik faullerin cezalandırılması konusunda kural değişikliğine gitmişti.
Usta koç; Euroleague’deki kurallar ile ligde uygulanan FIBA kuralları arasında farklılıklar olduğunu ve bunu kendileri için tam bir felaket olarak kabul ettiklerini, iki gün arayla oynayacakları maçlarda oyuncularını farklı kurallara göre hazırlamanın çok zor olacağını açıkladı.
Taktik faulün önlenmesi açısından konulan yeni kural yorumu çok yararlı ama tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan ikilemi var ortada.
AKLIN YOLU BiR
Vakit bu vakittir. 1992 ve 2012’den 15 yıl sonra FİNAL 4 İstanbul’da. ULEB Başkanı Bertholemy’nin bu manidar jestini FİBA-ULEB çıkar paylaşım davasına borçluyuz.
Avrupa Kulüpler Birliği ULEB’in yıllardır Avrupa geleneği halini almış, başarılı kupalarının gelirlerine göz diken, iflas halindeki FİBA uyduruk bir Şampiyonlar Ligi kupası ihdas edip ülkemiz kulüp takımlarını ULEB’in EUROCUP’ına (G.Saray geçen yıl şampiyon oldu) katılmayı yasakladı. Hatta haddi olmadan, biz dâhil katılacak ülkelerin milli takımlarını, Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonalarına almamakla tehdit etti.
UFAK AT DA KUŞLAR YESİN
Kontra atak olarak EUROCUP takım sayısını azaltan ULEB de dört büyük Türk takımının yer aldığı Turkish Airlines EUROLEAGUE Final 4’ünü İstanbul’a vererek FIBA’yı iyot gibi açığa çıkardı. Ayıklasınlar bakalım pirincin taşını.
Benim de 30 yıldır yazdığım bir varmış bir yokmuş hikâyem vardır; Biri parkenin içine etmiş, diğerleri halinin altına süpürmüş, kimi 'seni gidi seni' yapmış, alayı gözünü yummuş.
Sonra 30 yıldır potaya tüm yanlışları yapanlar Sapanca’da Arama Konferansı’nda toplanıp "Suç bizde, bütün bunlar bize ders oldu" demişler.
Parkenin hoş insanları boşuna arama yapmışlar. Atı alan çoktan Üsküdar’ı geçip Avrupa'ya başkan oldu.
DOSTLAR ALIŞVERİŞTE görsün toplantısına çağrılmamış olmakla iftihar ediyorum.
EVELEME GEVELEME
Yarım asırlık basketbol adamıyım, 33 senedir basketbol yazarım.
Asiye’nin nasıl kurtulacağını az çok bilirim.
Ayrıca Sayın Bakan son iftarda Olimpiyat dönüşü sürekli yazageldiğim yabancı oyuncu yoğunlaşması sorununa eğilme sözü vermişti.
'Ziyanı yok' duygusal hamasetiyle yarınları ziyan ediyoruz.
Olimpiyat madalyası şansına uzanmışken 'temel ve saha içi hatalarla' neden kaçırıyoruz?
Gözlerimizdeki katarakt, içimizdeki başarı tutkusu gerçekleri görüp radikal önlemler almamızı önlüyor.
Kulüpler Avrupa kupaları kazanma hevesiyle oyuncu yetiştirmek yerine lejyoner enflasyonunu pompaladı. Federasyon bir avuç dolar geldi gitti har(a)cı uğruna noter gibi göz yumdu.
Ligden kalma ‘sallabol’ kötü alışkanlığıyla 13’te 1 üçlükle demir dövdük. Ezikliğin dayanılmaz utancını yaşarken ‘parke yarılsa da içine girsek’ süreciyle havluyu attık.
Bir kulüplerimizin başarısına bak, bir de federasyonun çeyrek asırlık ‘üstakılsızlığı’ yüzünden Manila’da yaşadıklarımıza!
AYAKLARINIZI ÇEKİN ARTIK
Parayla aldığımız Wildcard’larla şampiyonalar düzenleyip ‘kendin pişir kendin ye’ teneke madalyalar dışında neredeyiz?
Çok zorlandık ama sonuna kadar pes etmedik.
İlk beş dakikada demir dövüp, bütün ribaundları onlara verirken, sayı bulamadık.
Neyse ki onlar da çok atış kaçırdı.
Karşılıklı yanlışlar ve basit top kayıplarıyla kafa kafaya sürdürdük maçı. Melih, bu kez erken oyuna girerek suskunluğumuzu giderdi.
Yabancı oyuncu yoğun ligimiz mahsulü, kendi takımlarında ortalama 17 dakika oynayıp 6 sayı üretebilmiş 2. rol oyunculardan oluşan ‘Figüranlar Milli Takımı’mızın hücum kapasitesi bizden güçlü Kanada karşısında tek çaresi; kaostan beslenerek oyunu kora kora sokmaktı. Zor kullanarak oyunu bozmalıydık. Ama koçumuz Ergin Ataman, zaten Göksenin’den yoksun takıma Doğuş Balbay’ı kadroya almadan ‘cengaversiz’ çıkarak harakiri yaptı.
İlk yarıda Ataman, sürekli adam değiştirerek delici atlet oyunculardan kurulu rakiplerin, hız ve açık alan sayılarını kesme çarelerini nafile arayıp durdu.
TAKIM ÇOK TATSIZ
Dixon 5’te 0 sayıda kalıp oyun kurmada zorlanarak bir türlü takımı hücuma oturtamayınca ancak Sinan Güler ile biraz basketbol oynayabildik. Efsane oyuncuları Steve Nash’in genel menajerliğinde 11 NBA oyuncusundan sadece 5’ini getirmiş Kanada, momentum ve skor liderliğini sürekli elinde tuttu.
Bizim farkında olup da, yolluk olarak olumsuzluk vermemek adına, kendimize sakladığımız gerçekler onu fazlasıyla üzecek. Nafile Terim’leşerek medyaya bulaştı.
Halbuki hepimiz aynı tarafta ve çeyrek asırdır basketbolumuza hâkim ÜSTAKILSIZLIĞIN mağdurlarıyız.
Kusura bakmayın acılı konuşacağım; 5+1+2 yabancı kotalı ligimiz mahsulü “12 devsiz Milli Takım”dan olimpiyat vizesi için umut yok.
Tarihinde hiç olimpiyat görmemiş Milli Takım maalesef FİGÜRANLAR MILLI TAKIMI.