GERİ ADIM YOK
Baştan Ayon-Reyes ikilisi içeriden yüklendiler. Bizim yanıtımızda boyalı alanı olumlu kullanan ikiz kulelerimiz Udah-Vessely’den geldi. Kafa kafaya geçen ilk yarıda uzun adamlar adeta 2x2 maç yaptılar. Ancak onlar kenardan gelenlerle uzunlarını Jaycee Hunter-Randolph ile enerjilerini yedekler, hatta değiştire değiştire onlardan daha iyi verim alırken bizimkiler Antic’den yoksun gecede yorularak savunma dirençlerini ve skora katkılarını yitirdiler.
Aranan skor ve içeri takviye, Kalinic ve Nunnanly’den gelince Fenerbahçe geri adım atmadı. Bu ikili resmen sırtladılar takımı.
İtalya’da Armani’yi yenerek 3.konuma gelen Fenerbahçe, bizimkiler arasında İstanbul Final Four'a en yakın takım. MVT(Most Valuable Team), bu hafta Real Madrid’i burada yenerse keyfimiz katlanır. Ayak bileği dönen Bogdanovic antrenmanlara başladı. Yetmez ama evet. Dar rotasyon sıkıntısını usta Obra aşmanın yolunu tez bulmalı.
Panathinaikos’u orada yenmeyi kıl payı kaçıran Daçka, daha iyi Yunan Olympiakos’a,CSKA benzeri bir azizlik yapmalı İstanbul’ da. Maccabi’ye evinde yenilen Olympiakos yaralı aslan. Zor ama olmaz değil. Hala beş benzemez dağınıklığını atamayan Daçka’da geçen hafta 26 sayı atan Clyburn çok yalnız kovboy kalıyor. Blatt hala kemik beşi oturtamadı.
BASTIRIN BİRAZ
İlk sekizi zorlayanlardan Kızılyıldız’ı darmadağın eden Anadolu Efes Maccabi’ye gidiyor. İsrail’in yıldızı yükselişte. Gecesi denk gelirde açık alan girişimleri sayıya dönüşürse, maç kazanan Efes’in işi kolay olmaz.
İki ‘açık alan koş koş at takımı’nın yüksek ritimli ‘bunalım atlatma’ mücadelesinde ligin en fazla sayı yiyen sonuncu sırasındaki Galatasaray artık iyice takıma yerleşen Tibor Pleiss’ı pota altında olumlu kullanarak girdi oyuna. Sinan’ın harika asistleriyle sayıyla buluşan Micov ve Schlib hızlı sayılarıyla Aslanı coşturdular. Perperoğlu’nun sırtladığı Barça, Dorsey ve Tomic’le geri adım atmadan canhıraş direnç koydu oyuna. Oyun kurucu eksikliğinden sayı tehdidi oluşturamadığımızdan bir türlü kopamadık.
Gecenin adamı Alex Tyus’ın mükemmel ribaund ve smaçlarına, kenardan gelen Emir’in eklediği kritik sayılar Aslan hücumunu çeşitlendirdi. Bu da zorlu maçta rahat galibiyeti getirdi.
THY Avrupa Ligi herkesin birbiriyle oynadığı yeni formatında müthiş çekişmeli maçlar izlenmesini sağlıyor. Real'in Barcelona'ya attığı inanılmaz 40 sayı farkla Fenerbahçe'nin İstanbul kodlu Kazan hezimeti utanılır olmaktan çıktı.CSKA'nin yenilmezliğini Dacka tarihe gömüverdi.Mahşerin 4 atlısı temsilcilerimiz "hepimiz birimiz için" mottosuyla birbirini çelmelemek yerine olağan şüpheli zirve adayları CSKA,Olimpiakos, Real Madrid vb takımların yoluna mayın döşemeli.
ARADAN ÇIKIVERELİM
İlk 8'i ne kadar kalabalık TURKISH yaparsak o kadar güzel olur. Örneğin bu haftaki maçlarından galibiyetle ayrılmaları Final4 yolunu bizimkiler için otobana çevirir. Bu hafta eşik atlayabilir bizimkiler. Mesela darbeli, koçu kovulma eşiğinde, sakatlıklardan muzdarip Barça'yı İstanbul’da yenmeli Galatasaray. Anadolu Efes öğretmenler gününde Kızılyıldızı yenerek üstüne çıkması lazım. Yoksa Sırplar da havaya girecekler. CSKA’yı bu sene ilk defa yenen takım Darüşafaka Atina’ya Panatinaikos’a gidiyor. Emperio Armani’ye giden Fenerbahçe gibi onun da işi çok zor ama olanaksız değil.
DÖRDÜNE GEÇERLİ NASİHAT
BOŞA GAYRETLER...
- Dar rotasyonla oynayan Fenerbahçe karşısında ‘koş koş at’ takımı Anadolu Efes, açık alan hızlı hücum temposunu en baştan koymayı bildi karşılaşmaya...
- Sert savunma ve kontrollü hücumcu Fenerbahçe, oyunu karşı pota dibine yığmakta oldukça inatçıydı ama uzun süre rakip bloklarında eridi bu konudaki gayretleri...
MOMENTUMU ALDILAR
Fakat ne yalan söyleyeyim, durumun bu kadar yükselen bir değersizlik halini alacağı aklıma gelmezdi. Her yıl baştan takım yapan koç, bu yıl istikrar ararken yeknesaklığın kara kuyusuna düştü.
Doygunluk ve aşırı intizam baydı, sizin anlayacağınız. Alışmadığı bir moda giren koçun önünde, ‘yılgıyı atma süreci’ var. Doygunluk sapkınlığa dönüşmeden önlem almalı. Önce kendine, sonra takıma adrenalin yüklemesi ve yüksek dozda dolduruşla moral güncellemesi yapmalı.
ÖMER ONAN GiTTi, TÜRK BiTTi
Derbi kimin sahasındaysa kral odur. 15-0 başlar ev sahibi. Bahislerde bile G.Saray’a 9 handikap verilen akşamda F.Bahçe kâbuslarını unutarak, “İyi ki varsınız” deyip teselliyi ezeli rakibinde buldu.
Geçen haftalarda Kazan’da kaynamış, Baskonia’dan İstanbul kodu kadar açık fark yemiş
F.Bahçe maç başı akıllı seçimle mahkemeyi rakibinin boyalı alanına kurdu. Vesely ve Udoh ile pota altında yargısız infaz yaptı.
Olympiakos galibiyetiyle pozitif enerji yüklü gelmiş G.Saray ise baştan direnç koymak için savaşçılarıyla başladı. Atıcıları Diebler, Dentmon ve Micov’u daha sonra sahaya sürerek üçlük yağmuruyla başa baş giden oyunda momentumu odaya gidene kadar ev sahibine kaptırmadı.
Ancak 2. yarıda G.Saray için hava bulutlandı. F.Bahçe içeriden toplam 29 sayı ürettiği ikiz kuleleriyle yüklenip ağırlığını koydu. Dış şuta bağlı kalan G.Saray, yorulan eller de soğuyunca oyundan düştü ve F.Bahçe’ye karşı 14. dış saha maçını da kaybetti.
23 maçlık sahamızda yenilmezlik serisini de yitirdik. Geçen hafta CSKA’ya 36 sayı atan sayı makinesi Lanford dün akşamda bize de 28 sayı attı. F.Bahçe’nin rakiplere 73 sayıdan fazla attırmayan ünlü savunmasından eser yoktu. Bogdanovic ve Kalinic’in yokluğu yanı sıra Kostas ve Datome de bekleneni veremedikleri gecede kariyer tabanı yaptılar.
DİXON YALNIZ KALDI
33 dakika oynayıp 23 sayı atan Bobby’nin yüzdeli (9’da7) üçlükleri yetmedi. Koçumuz Obrodovic de formsuzdu. İkiz kuleler Udoh ve Vesely’in yan yana oyunun kırılma noktalarında içerde tutmayarak gereken kabuk sertliğini sağlayamadı. Adamlar resmen potamızda voleybol oynayarak peş peşe hücum tazelediler. İkinci hatta üçüncü atış olanağı bularak Lagford ve saz arkadaşları sürekli atmaya devam ederken seyrettik.