×
Oyuncuların kontrol prangalarını hafif gevşetti. Top kullanma sayımızı arttırdı…Saldırgan Baskon seyircisini maç sonuna kadar devreye sokmadan sessi sessiz aldı kaçtı maçı…Ve Belgrad Final4 vizesini 3_1’le aldık…Obra’nın formülü; Zor oyunu bozardı.Etkili rakip uzunlarını boyalı alan dışına iteleyerek işi bitirdi usta.Kopar zincirlerini Gülsarı…
Brad Wanamaker tek gard, Guduric atıcı gard olarak başladık maça. İstanbul’da muhteşem oynayarak katkı veren Brad Wanamaker Vitoria’yı hiç sevemedi.. Gene onunla başlamak elimizi biraz zayıflattı. Neyse ki Kostas Sloukas’ı iş işten geçmeden sahaya gönderdi Obradovic. Boyalıda Ahmet ve Vesely yan yanaydı. Skoru Datome ile kovaladık. Standardımıza yakın gereken sertliği sağladığımız pek söylenemez ama maçı istediğimiz kontrollü tempoda tuttuk. Üçlüklerine BEAUBOIS’la başladılar. Vesely’nin faulleri artınca görevi Thompson devraldı. Seyirciyi azdırmadan 25_19 önde geçtik ilk çeyreği.
Kalinic neredeydin kardeşim?
2.çeyrekte uzunlarını dışarı iteleyerek içerde etkisiz kılmayı başardık. Dış adamlarımızda kolay geçilmese maçı erken teslim alacaktık. Guduric’in eli açılınca skor liderliği bize geçti. El mi yaman biz mi yaman üçlük yarışmasında rakip sahada başarılı olmamız momentum ibresini bize çevirdi. Kenardan gelenlerimizde dinginliği sürdürünce hücum zenginliğimizi arttırırken rakip oyun aklını yitirdi. Kalinic’e hoş geldin derken zevkten dört köşe olmaya başlayan Fenerbahçe 11 asist 4 top kaybıyla atıp kaçmayı devre sonuna doğru kadar sürdürdü.
Hücum gecesindeydik…
16 sayı cepte girdiğimiz 3.çeyrekte Fenerbahçe, alışılmış biçimde fren filan yapmadan, hücum temposunu bozmadı. El sıcaklığımız % 50 üçlük isabetle İstanbul’u aratmıyordu. Sloukas perdele devril vb. bütün Fenerbahçe doğruların uyguladı. Öte yandan rakibi azdırmamak için savunma kabuğumuzu da yumuşatmadık. Nunnally‘nin hiç oynamadığı gecede Guduric toplamda 20 sayıyla keskin nişancı rolünü iyice benimsedi. Geri dçnüş çaresini uzunları dışardan şutlarla devreye sokmakta aradı rakip. Alan savunmamıza atıp sokmaya başladılar. Vogitmann’la Toko Shengelia çembere gitmeye başladılar. İngilizce söyleyecek olursak “But it was too late”..
Son söz Dixon’dan
72_62 önde girdiğimiz son 10’dk da attık ribaunt alıp bir daha aldık. Takım bir kere dizginlerinden boşanmıştı. Sağlamcı
Bize ‘sert savunma ve az top kaybı’ gerektiğini bilen, şifrenin kontrolden geçtiğine inanan Obradovic; kritik dakikaları ‘Çift uzunlu çift gardlı’ beşiyle düşük viteste oynamayı tercih etti.
Saklanmış kozumuz Dixon süper başladı ama sonunu getiremedi.
Sloukas oyuna girene kadar 16’da 9 sıradışı üçlük isabetle skordan kopmadı rakip...
Dışarıdan Huertas ve Beaubois sıcak elleriyle buldukları sayılarla devre sonuna kadar canımızı sıktılar.
Çok değil iki yıl öncesinin Eurocup şampiyonu Galatasaray basketbolunun, parkede ki yürekli mücadeleye karşın, yönetim ihmal ve acemilikleriyle, parkede ufaltılması basketbol sever olarak içimi acıtıyor. Kadınlarda Avrupa’nın 2.kupasını alması Galatasaray kulüp yönetiminin basketbol şubesine övey evlat muamelesi yaptığı gerçeğini örtmez. Sırtların da ki maymun görüyorlar şubeyi. Dursun Özbek çok bilmiş Can Topsakal eliyle şubeyi paramparça etti. Kayyum başkan Mustafa Cengiz “Ölme eşeğim görkü sabah olacak” diyerek, ne alakaysa, “Basketbol Aş. Kurulması” işini Ünal Aysal’a havale etti. Laf bol netice yok. Akşamın Sonucu; Basketbol erkek takımı peş peşe kötü gidişe dur diyerek derbi maçta Beşiktaş’ı 77_73 yenerek ilk sekize girme şansını arttırdı. Tabii girerse play_off’da Fenerbahçe’yle eşleşecek o da başka.
Parkeye baktığımızda alın teri el emeği vardı
DAJUAN SUMMERS’ın sakat olduğu gecede çare adamı GREGORY RENFROE’nun eline bakarak başladı Galatasaray. Çakılı pivot Semih’in geri dönüşüyle çember altında ki fiziksel üstünlüğünü kullanmak isteyen “koş koş at takımı Beşiktaş” sete set oynamayı tercih edince Galatasaray’ın istediği gibi oynayarak zorlandı. Mahmudi akıllı seçim alan savunmasıyla demir döven rakibi ritme sokmadan ilk çeyreği 19_9 önde kapadı. ADAS JUSKEVICIUS, EMİR PRELDZIC ve MEHMET YAĞMUR kelimenin tam anlamıyla yağmur olup üçlük yağdırınca Beşiktaş şaşkınlık içerisinde krize girdi. Beşiktaş tam saha baskıyla reaksiyon veremeden çemberden uzak kalarak sadece 22 sayı atabilerek 15 sayı farkla geride gitti odaya. 37_22
Şuta dayalı oyun yaktı Beşiktaş’ı
Camı kırıp sertlik baltalarını çıkardı Beşiktaş ama Sarı_Kırmızı üçlük yağmuru ve boyalı alan kararlılığını kıramadılar. Ancak KYLE WEEMS eline gelen üçlüğü atıp sokunca oyuna döndü Beşiktaş. JOSHUA ADAMS sayıları ve özel gayretiyle takımını oyuna ortak ederek son çeyreğe girerken farkı tek hanelere getirdi.52_45. Son çeyrekte Siyah_Beyaz tam saha baskı etkisini gösterirken maç kora kora atan kazanıra döndü. Artan tansiyonda top kayıpları karar verici oldu. Beşiktaş kendine dönen ibreden ritmini henüz bulamamış Semih’li oynamakta ısrar edince yararlanamadı. Strawberry inisiyatifi dahi maçı Beşiktaş için kurtaramadı. Kriz ortamında görece dingin kalmayı başaran taraf Galatasaray derbi maçı kazanırken coşkulu taraftarıyla birlikte VENARD HENDRIX’in devleştiği akşamda “bize yazık etmeyin” mesajını çok seslendirdi.
Peki şimdi ne yapmalı?
Parkeden herkesin yüreğinden gelen bu var olma mesajına gerçek Galatasaraylılar nasıl yanıt vermeli; Başkanlığa talip olacağın elinden seçildiği takdirde “ayrı yapı ayrı başkanlı, özerk basketbol aş.” kuracağına dair taahhütname alınmalı. Böylece basketbol sever Galatasaraylılar önünü görebilirler.
Seri ateşli Bask bölgesi başkenti Vitoria Gasteiz’e gitmeden mıntıka temizliğini tam yapmalıydı. Baskonya koçu Pedro Martinez ; “ya harru ya merru açılımıyla” iyi yaptıkları tam saha baskı repertuarını baştan seferber etti. Fenerbahçe baştan rakibin iştahını kabartmamak için “çemberi kazanan maçı kazanır” ilkesiyle ribauntlara konsantre oldu.Fenerbahçe; ilk maçta kinin aynısı, tek gard Brad Wanamaker , çift uzun Thompson ve Jan Vesely, James Nunnally, Kalinic ilk beşiyle başladı maça. Aynen ilk maçta ki gibi maça eksi 0-6’lık seriyle baştan kara girince Obradovic erken mola alıp fırçasını atarak takımı kendine getirdi.
Güvenlik görevlisi Sloukas
Melli–Thompson değişikliği işe yararken rakibi elden kaçırmadık. Koç ikmal adamı/güvenlik supabı olarak kırılma noktalarına sakladığı Kostas Sloukas’ı bu kez oyuna erken almak zorunda kaldı. O da gidişatı lehimize çevirdi. 25-23 lehimize başlayan 2.çeyreğe Datome sayılarıyla ağırlık koyduk ama cevapları, ucuz top kayıplarımızdan kaynaklanan geçiş hücumlarından geldi. Matt Janning ve Huertas gene baş rollerdeydiler. Bir sizden bir bizden ritmini bir türlü kıramadık. Shengelia faullerini üçleyince pota altında rahatladık. Fırsattan istifade, üç kısalı savunma dengesizliklerinden yararlanarak, çembere giderek skorumuzu arttırdık ama pek rahatlatan skorla gidemedik odaya.53_49
Atamıyorsan tutacaksın
80 sayı altında tutabildiği rakipleri 16 kez yenmiş Fenerbahçe’nin ilk yarıda 49 sayı yemesi telaş yarattı. Bu yıl ki “sayı üretme yetersizliğini sert savunmayla kompanse etme tarzı”nın işe yaraması 15de7 üçlük bulan rakibin durdurulmasından geçiyordu. Zor oyunu bozmalıydı yani. Ancak odadan yumuşak döndük. Vincent POIRIER ve Shengelia çifti uzundan uzuna ikili oyunlarıyla, geri adım atmadan, boyalıda Bask direncini sürdürdüler. Vesely’de üçledi. Melli’nin üçlüğü ilaç gibi geldi bu sayede ileri fırladık. Thompson bildiğimiz gibi hücum faulleri yaparken Kalinic pota altını iyi işleyerek skorda önde kalmamızı sağladı. Çeyrek sonunu yan yana çok az oynamış beşle oynayınca ve çok sık adam değiştirip kendi kafamızı karıştırınca, rakibin iştahı skorlarına yansıdı.
Kostas sona diri kaldı
3 sayı önde girdiğimiz son çeyrek “Bask ikili oyunları Show”una dönüştü. Onlar boş üçlükleri sayıya dönüştürürken, biz de elimizin armut devşirmediğini göstererek, hücumlarımızdan elimiz boş dönmedik. Kafa kafaya giden oyunda ellerimiz sona doğru iyice ısındı. Salonda ısınınca Fenerbahçe’nin “winning team” havası geri geldi. Ama Bask’lılar da tatlı su balığı gibi bir türlü zokayı yemedi.. Çabuk ve ucuz sayılar yiyerek oyunu komaya soktuk ama imdada nefis Brad Wanamaker ve Nicole Melli sayıları yetişti. Sancılı dakikalardan sonra evimizde oynadığımız son Eurolegue maçından kıldan sıyırarak 2-0 avantajlı gidiyoruz Vitoria Gasteiz’e..
Öte yandan çalıştırdığı bir takımı Euroleague‘de ilk kez üst üste 4 yıl Final Four’a taşımayı hedeflemiş Zeljko Obradovic’in çözümü bulacağına inancımda tamdı. Ancak elinde ki takım kimyası ve kapasitesi gereği bu yıl "tutmayı atmaya tercih eden" Obradovic'in ritmi dondurma sistemini bildiğimden...CSKA ve PANA ilk seri maçlarında, açık alanda hızlı oynayıp, 90+ sayılara ulaşınca beni bir tasada almadı değil.
OBRADOVİC DOKUNUŞU
Etkili oyun kurucuları Jayson Granger’den yoksun geldiler İstanbul’a. Bu sezon sistem olarak; Top kullanma sayısını düşürerek, fazla top kaybetmeden, kontrollü sete set hücum etmeyi yeğleyen Fenerbahçe; tek gard Brad Wanamaker , çift uzun Thompson ve Jan Vesely, James Nunnally, Kalinic ilk beşiyle kararlı başladı maça. Eller sıcak girdik oyuna. Savunma kaynaklı isabetli sayılarla atak yaptık. Gardları HUERTAS top paylaşımlarını ayarlayamayınca Janis Timma ile yer değiştirdi. Kenardan gelen rotasyonla enerji vitesi yükselterek ve skor liderliğini çeyrek sonuna 21-11’le taşıdık.
SERT SAVUNMA DİRENÇLERİNİ KIRDI
Topun değerini bilemeden çok top kaybeden rakip karşısında Ahmet Düvelioğlu sayılarıyla iyice şahlandık. Olağanüstü gayretli savunmayla hücum edecek delik bulamaz oldular. 12 hücum ribaundundan buldukları 2.toplarla içerden zorlama tek silahları olarak kaldı. Matt Janning’le sıkıntıyı aşmaya çalışken boyalı alanda fiziksel kalmaya çalıştılar. Doğal olarak Fenerbahçe evinde kaba kuvvete pabuç bırakmayarak göstermelik preslerini paramparça ederek skoru tırmandırdı. Rodrigue Beaubois gayretiyle bir kez daha kırmaya çalıştılar. Yanıt Kostas Sloukas’dan asist ve ikili perdele devril’lerle geldi. İç dış dengesini mükemmele yakın kurarak 10da5’lik %50 üçlük isabet bulduğumuz ilk yarıda 43-26 önde gittik odaya.
NUNNALLY ÇEYREĞİ
Yangın yaparak kargaşadan fark kapatma çabalarını sahada cool/sakin kalarak göğüsledik. LUCA VILDOZA takımını oyuna geri döndürmekte etkili olunca Sloukas oyuna ve direksiyona başarıyla geri döndü. Nunnally olağanüstü renkli üçlüklerle tribünleri canlandırırken Thompson’un ucuz top kayıplarıyla rakibin cesaretlenmesine rağmen skor kredimizi fazla eritmeden önde sürdürdük oyunu. Maç sonlarını iyi oynadığını bildiğimiz Bask’lılar Matt Janning üçlük sayılarıyla “yoksa maça ortak mı oluyoruz” moduna girdiler. Kendini unutturan HUERTAS ekstra inisiyatifiyle son farkı 13’e indirerek girdi rakip.
TERLEDİK AMA MAÇI KIRDIRMADIK
Bu sezon FIBA Kadınlar Avrupa Ligi’nde başlayan mücadelesini Avrupa Kupası’nda sürdürdü. Avrupa Ligi grup aşamasında oynadığı 14 maçta 6 galibiyet ve 8 mağlubiyet yaşayan Galatasaray, organizasyondan elenerek yoluna Avrupa Kupası’nda devam etti. Avrupa Kupası’na çeyrek finalden dahil olan Galatasaray, bu turda İtalya temsilcisi Spar Citylift Girona’yı eleyerek yarı finale yükseldi. Yarı finalde de İspanya ekibi Perfumerias Avenida’yı eleyen sarı-kırmızılı takım, adını finale yazdırdı.
İlk çeyrek orta oyunu oynadık
Jelena DUBLJEVIC, Alexandria QUIGLEY, Olivia EPOUPA, Gintare PETRONYTE ve kaptan Işıl Alben ile başladık . Türk takımlarını eleyerek buraya gelen İtalyan ekibi Reyer Venezia ilk şaşkınlıkla DUBLJEVIC’in sayılarını engelleyemedi. Skor cevaplarını üçlüklerle bularak direnişi sürdürdü rakip. Ashley WALKER ve Riquna WILLIAMS isabetlerini sürdürünce ilk çeyreği kafa kafa sürdürdüler. EPOUPA’nın çabuk elleriyle kaptığımız topları PETRONYTE ve QUIGLEY olumlu kullanınca ortada seyreden oyunu 6 sayı önde götürdük.
QUIGLEY iyi ki var
5-0 seriyle başladılar 2.çeyreğe isabet ve pota altı ikili perdele devril’leri etkili olunca tempoyu da yükselterek momentumu ele alma gayretini arttırdı rakip. Hücumda sayı yollarını bulamaz olduk. Neyse ki bulduğumuz sayıların yarısını atan QUIGLEY “kendin kap kendin at” sayılarıyla kıpkırmızı tribünleri yüksek çoşkuda tutan oyuncumuz oldu.14de7 ile %50 dış isabet yüzdesi yakalamışken içerde de sayı buldular ama sarı kırmızılılar az ve öz dış atış isabet yanı sıra, hızlı hücum açık alan sayılarıyla skor dengesini lehimizde tutmayı becerdiler.
3.çeyrekte dağıttık rakibi
Onlar hücum ribauntlarıyla buldukları 2.atış şanslarını değerlendiremeyince Galatasaray kızları tam saha baskıyla saha yerleşimlerini dağıtmak istedi. Baskıya rağmen üçlük atmayı sürdürdü İtalyanlar. Sezon ortası transferimiz Kaela DAVIS’de katkı vermeye başladı. Faulleri erken artınca içeri yüklendik. Sıcak eliyle toplamda 37 sayıyı bulan QUIGLEY kafalarını kaldırmalarına müsaade etmedi. Sertleşen ve kararlılığı artan savunmamız rakibi iyice dağıtırken fark lehimize 21 sayıya çıktı. Olivia EPOUPA top çalma resitali yaparken rakip gardların korkulu rüyası oldu.
Muhteşem final
Düşük tempolu, keçi boynuzu tadındaki son provada, defteri çoktan kapamış Malaga’nın umursamazlığı konsantrasyonumuzu olumsuz etkiledi. Fenerbahçe vasat düzen takımı rakibi karşısında tüm repertuarını denemek istedi ama başta acemi top kayıplarıyla beklenmedik şekilde geri düştü. Koç bütün takımı rotasyona sokup silkeleyerek durumu düzelmek istedi. Oyun kurucuların döküldüğü akşamda, sayı bulma tutukluğu içerisinde, momentumu toparlayamadan, ilk yarıda 11 sayı farkla geri düştük.
SAYI BULMAKTA ZORLANDIK
Çift uzunlu ideal beşiyle odadan dönen Fenerbahçe, ön alandaki baskıyla pekiştirdiği sert savunmasıyla beklenen reaksiyonu verdi ama rakibin alan savunmasına kolay gedik bulamadık. Geceyi eline almış rakip, gecenin sayı adamı Nedovic’le geri adım atmadı. Vurup geçecek seriler atamadan panik içerisinde top kaybetmeyi sürdürdük. Neyse ki son çeyrekte ise Nunnally ve Sloukas mükemmel üçlüklerle agresif Fenerbahçe ruhunu geri çağırarak işin rengini değiştirdiler.13-0’lık seriyle maçı kırarak, karşılıklı hatalarla geceyi uzatmaya taşıdık. Son 5 dakikada onlar atıp biz demir dövünce, top kayıplarımız sezon tavanı yaparak 21’e ulaşırken, çeyrek finale giderayak evimizde soğuk duş aldık. Şimdi çeyrek final için rakibi bekliyoruz.
Çeyrek final eşleşmesinde büyük olasılıkla rakibi olacak Khimki karşısına hasta olan Jan Vesely’siz çıktı Fenerbahçe. Yenilse Khimki’nin gelmesi garanti olacaktı ama ufak hesaplara girmedi son şampiyon. Baskıyla karşılaşacağını bile bile Fenerbahçe maça tek gardlı çift uzunlu düzeniyle başladı. Adam değiştirerek savunma yapan ev sahibi Fenerbahçe’nin pota altı ikili oyunlarından bulduğu sayılardan epey yıldı ilk dakikalarda.7-0’lık atağımızı bir sezonda en fazla sayı atan altın çocukları Alexey Shved sonlandırdı. James Nunnally ilk yarı maçı performansında üçlük isabetle varlığını gösterirken Shved’in eli erken ısındı. İyi başladığımız ilk çeyreği kafa kafaya geçerken Sloukas oyuna girer girmez tam saha, sahra üçlüklerinden birini daha sergiledi.
Maçı kıramadan gittik odaya
Khimki üç gardlı klasik set up’ını elden bırakmadı ama ribauntlarda oyunun iki tarafında da aksadılar. Shved tek başına savunma tanımaksızın atmaya devam edince Khimki oyunda kalma direncini sürdürdü. Değişerek yaptığımız savunmada işine yaradı sayı kralının. Thompson porselen dükkanında ki boğa misali etrafı kırıp dökerken, Vesely yokluğunda pota altı gücümüzü oluşturdu. Obradovic’in dört gardlı şaşırtma denemesi maçı kırmamıza yaramasa da çeşni oldu. Shved kenardayken Zaytsev ve Jenkins’leri de üçlük atanlar kervanına katıldı. Yakın giden ilk yarıda 38-37 yenik gittik odaya.
Dixon bildiğimiz gibi
Bu sezon yan yana çok az kullandığı “çift gard x çift uzun”la devam kararı veren koçumuz pota altı kullanım kararlığını sürdürdü. Başka kararlılığımızda bu yıl en iyisini yaptığımız savunma sertliğiydi. 2.yarıda Dixon oyuna girip gıdım gıdım giden skora katkı oyuna renk verdi. Shved’in tuttuğu adamımız zengin olurken o kılı kıpırdamadan atmayı sürdürdü. Ribaunt kovalayan Antony Gill zorladı bizi. Bu çeyrekte aldığımız faullerle çizgiye giderek garantili sayılar bulurken kararın verileceği son 10dk.ya 6 sayı önde girdik.
Maç sonu gurusu Fenerbahçe
Sloukas’ın üçlüğü maç kazanma alışkanlığımızı kamçılarken hemen başta farkı Dixon’la çift hanelere çıkardık. Fenerbahçe tempolu kaçmaya başlayınca çareyi sertlikte aradılar ama atı alan Üsküdar’ı geçmişti bir kere. Fenerbahçe’nin makine intizamın da ki oyunu karşısında Shved’i klonlasalar dahi yetmez bir şekil aldı oyun. O da zaten inanç kalmayınca oyundan düştü. En iyi deplasman galibiyet performansına sahip temsilcimiz cool tavrını değiştirmeden hanesine bir galibiyet daha ekleyip çeyrek final eşleşmesine gelecek rakibini beklemeye geçti. Bana sorarsanız sabaha kadar oynasak Khimki’yi yeneriz.. Onunla eşleşelim…