Ünal Özüak

Kurtuluş reçetesi

22 Ağustos 2018
Basketbol, Galatasaray’ın ‘asal’ branşıdır ve iyi bir takım kurulmasının yolu da şirketleştirmekten geçer.

ATALARIMIZ, “Ayağını yorganına göre uzat” demişler ya, Mustafa Cengiz başkan bu deyişe çok bağlı... Yalnız bilmediği bir şey var ki, o da bugünlerin bir de yarınları var... Başarısız bir Galatasaray,büyük sıkıntı yaratır. Senin işin yorganı uzatmak başkan. Yolunu da aylar önce salık verdim bu sütunlardan...

Kurarsın bağımsız ve idari özerk Basketbol A.Ş.’yi... Takımın isim ve yönetim hakkını satar ve/veya sponsora cazip gelecek bir süreyle kiralarsın. Şube patronu/başkanı giderlerini vergiden düşeceği varlığı/takımı bu yıl tekrar katılacağı Eurocup ve ligde eski günlerine uçurur. İnanın bu kadar basit reçete.

Hazır, istekli kurumlar ve işi tamamlayacak vakit de varken gereğini yapın. “UEFA’dan sıyırdık” filanlarla Galatasaray’ı sadece futbol kulübü olarak sürdürme çabası doğru değil. Aynı dereden aynı suyu içemezsin.

G.SARAY BÜYÜKTÜR

- “Basketbol Galatasaray’ın asal branşıdır. Parkeyi yok saymak mümkün olamaz” dedim, ama ne yapıldı?

Koç Ertuğrul Erdoğan ve arkadaşlarının derlemesi oluşturulup sahaya sürülmeye hazırlanılıyor. “Hıdır, elimizden gelen budur” demeye kimsenin hakkı yok.

Kaplumbağa kapıya dayanmadan bayramda, “Şube için neler yapmalıyım” diye biraz düşünmek gerek.

Yazının Devamını Oku

Başkanın yapmadıkları ayyuka çıktı…

18 Temmuz 2018
Ünal Özüak; Dünya Kupası'nın ardından pota vakti yaklaşırken, Galatasaray’ın durumunu değerlendirdi… “Basketbol belki her şey değildir ama Galatasaray için çok şeydir.” diyor…

Genelde medya kulüp başkanlarının falsolarının peşine düşer. Yaptıkları yanlışları kovalayıp şok edici haberler yapar. Mustafa Cengiz başkan Galatasaray basketbol için, sakinleştirici içmiş gibi, o kadar kulağının üstüne yatmış ki, bana yapmadıklarını yazmak düştü…Sayesinde bu sezon tatsız parke gerçeği yaşayacağız. Ezeli Fenerbahçe-Galatasaray rekabetiyle vedalaşıyoruz! Kalibre anlamıyla aynı ligde oynamayacaklar ki rekabet olsun!...Fenerbahçe Avrupa ve annemizin ligi başarılarına her geçen gün yenisini katacak kadro yapısını korurken, gayya kuyusuna düşmüş Galatasaray ortalarda gözükmüyor.

GALATASARAY BASKET KAPANIYOR MU?

Neden sordum biliyor musunuz? Şubede tık yok bu konuda. Ligin yenisi Bahçeşehir bile transfer atakları yaparken Galatasaray’ın kıymeti kendinden menkul 3 şube sorumlusu ve 3 oyuncuyla koçsuz olarak el ele baş başa vermişler Godot'yu bekliyorlar. Şaka gibi…Cengiz Başkan “Nerde çokluk orda yokluk” lafını hiç duymamış gibi üç oyuncusu kalmış takımın sorumlu(!) sayısını üçe çıkardı. Sanırsın “3e3” tek pota ligine girecekler. Erkekler ve kadınların koçları belli değil. Önceki yıllar benzeri kifayetsiz muhteris sözüm ona sorumlular, şubeyi küçülte küçülte cebe sığar hale getirdiler… Tarihinde ilk kez son sekize kalamayan Galatasaray, çok değil iki yıl önce Eurocup şampiyonuydu. Mustafa Cengiz’in alaylı yönetimi şubeyi topyekûn imha ederek futbol kulübünü, sırtında olduğunu varsaydıkları, yükten kurtarma projesini taammüden, sessiz sedasız uyguluyorlar. Sloganları “futboldan sonrası kıyamet!”.

PoTADA EZELİ REKABET KALMADI!

Yazının Devamını Oku

Türk basketbolu DODO’sunu kaybetti

13 Temmuz 2018
EKSİLDİK... Yastayız... Doğan Hakyemez, alameti farikası olan hızlı hücumla hepimizi ters köşeye yatırarak sonsuzluğa fast break attı.

50 yıllık dostum, yüzünde kendine özgü gülüşü hiç eksik olmayan ‘Bay Basketbol’, parkeyi tarifsiz kederle baş başa yalnız bırakıp gitti. Yaşamının son dakikasına kadar basketbolun hizmetindeydi.

1967’de Ankara’da DSİ Spor’da tanıştım bu coşkulu adamla. Süper yıldız oyuncuydu. Rahmetli Baba Rüştü’nün (Yüce) Şekerspor’da, topla kaçtı mı tutulamaz oyuncusuydu.

Gerek sayısız başarılarla dolu oyunculuk döneminde ve gerekse yöneticilik döneminde Türk basketboluna ve milli takımımıza hizmetleri saymakla bitmez.

HERKES SEVERDi DOĞAN’I

Son 50 yılda basketbol tarihinin her sayfasının baş köşesinde, manşette Doğan vardır. 12 Dev Adam’ın yaratıcı genel manejeridir. Zor işleri kolaylayan, perde arkası kahraman adamdı Doğan. Şu kadarını söyleyeyim ki, Doğan olmasaydı basketbolumuz çok yavan olurdu. Emin olun kimseye nasip olmaz... Basketbol yöneticisi olacaksın; zıt kutupları, rakiplerini, hakemleri, karşı tarafın taraftarları dahil herkesi güler yüzün ve sempatik davranışlarınla etrafında ‘sevgide’ birleştireceksin.

Eleştirilerime katiyen gönül koymazdı. Dostluğumuz onun olgunluğu sayesinde kesintisiz sürebildi. Basketbolumuz için yapacak bir dolu işi varken, gri saçlı yakışıklı basketbol adamı öksüz bırakıp gitti bizi.

Hayatını basketbola vermiş 

Yazının Devamını Oku

Demek ki neymiş..

2 Temmuz 2018
Ünal Özüak milli takımı kutlayarak bir sonraki gruba NBA’li kadromuzla gitmenin önemini vurguladı.

12 dev adam Federasyonuna; “Dayanın FİBA Avrupa'da Turgay Demirel'in kapısına "one minute" çekin. Demirel’e birkaç dolar peşinde koşmayı bırakda Milli maçları "eskiden olduğu gibi yaz sonunda topluca oynat"ki NBA yıldızlarımızı oynatabilelim…restini çekin!…”demekte ne kadar haklı olduğum Ankara’da oynanan “mini NBA turnuvası” kıvamında ki maçlarda iyice anlaşıldı. Cedi Osma ve Furkan Korkmaz yağmur olup yağdılar. Scotie Wilbeken’e fazla gerek kalmadan Milli takım koşup atan karaktere kavuştu. Onlar milli takımın fizik ve moral endeksini yukarı çekiyorlar. Yaz NBA kampına gidecekler. Mutlaka takımda olmaları sağlanmalı. Onlarsız sudan çıkmış balığa döner takım.

Ankara farkı
Orada yenildiğimiz grup sonuncusu İsveç’e hakiki halimizle başkent de fark attık. 2019 FIBA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri B Grubu 6. ve son maçında A Milli Erkek Basketbol Takımı evinde konuk ettiği İsveç‘i 77-52’lik skorla farklı geçti.Baştan sona üstün oynadığı maçta rakibine nefes aldırmayan Milliler, önce Ukrayna engelini ve ardından İsveç’i de farklı geçti. Cedi Osman 20 sayı-11 ribauntla maçı tamamlarken, Furkan Korkmaz 22 sayı-3 ribaunt, Scottie Wilbekin 6 sayı-3 asist ve Sertaç Şanlı 8 sayı yaptı. Grubumuzdan birinci çıkarak, yaptığımız maçları taşıyarak gideceğimiz, Karadağ, Slovenya, Belarus, İspanya’dan oluşan bir sonra ki çok zorlu turda, NBA’cilerimiz olmadan, hafta arası pencerelerde oynarsak, ilk üçe girip Çin’de yapılacak Dünya Kupasına gidemeyiz. Ağustos böceği gibi kulağımız üstüne yatmadan önümüzde masa başında çalışmamız gereken iki ay var. FİBA AVRUPA’ya haklı gerekçemizle gider, daha önceki gibi “atarız, keseriz…vb” tehditlere kulak asmadan sağlam duralım…

Yazının Devamını Oku

Hidayet’e böyle eremeyiz…

28 Haziran 2018
Beş altıdan küçüktür ama yabancı oyuncu sayısını bir tane eksiltmek... Ha bir eksik ha bir fazla hiç fark etmez…

Parkemizi yabancı çöplüğü olmaktan kurtarmaz. 12 Dev Adam Federasyonu enkaz kaldırmaya çalışıyor ama doğrusu attıkları bu son taş ürküttükleri kurbağa değmedi. Bakın çocuklar; Hido, Ömer, Kerem, Hüseyin, Haluk… İcraatta hız kestiniz, yavaşsınız!!! 2001’de 12 dev adam için Haydarpaşa'da çekilen reklamlarda bile daha hızlı karpuz atıyordunuz. Ağabey hakkıyla ricam; Dayanın FIBA Avrupa'da Demirel'in kapısına "one minute" çekin.
Demirel’e, "Birkaç dolar peşinde koşmayı bırakda Milli maçları "eskiden olduğu gibi yaz sonunda topluca oynat"ki NBA yıldızlarımızı oynatabilelim" restini çekin!…Anlayalım bakalım ne kadar milliliği kalmış Demirel’in? Başka türlü 2019 Dünya Şampiyonasına katılamayız. Bakın anlatayım; Ukrayna ve İsveç’i bu hafta yendik diyelim… İsveç, Türkiye, Letonya, Ukrayna’dan oluşan grubumuzdan ilk üçe girince… Buradan yaptığımız maçları taşıyarak gideceğimiz Karadağ, Slovenya, Belarus, İspanya’dan oluşan bir sonra ki turda, eğer NBA’cilerimiz olmadan, Euroleague’de oynayanlarımız sorunlu olarak katılacağı, hafta arası pencerelerde oynarsak, ilk üçe girip Dünya Şampiyonasına hayatta gidemeyiz.

Parkede milli ikilem!
Geçmiş başkan Turgay Demirel basketbolumuzda büyük tahribat yaptı. Hidayet Türkoğlu federasyonunun kucağına “2.sınıf yabancı oyuncularla doldurduğu lejyonerler ligi” bıraktı. 12 dev adam Federasyonu, Kulüplerle milli takımlar arasında beynamaz kaldı. İkilem büyük; Örneğin, Fenerbahçe Avrupa şampiyonlukları yaşamasını yabancı oyuncu bolluğuna borçlu. Ama yerli oyuncular sezon boyu kenar mahkumu olarak havlu sallıyorlar. Ne yardan ne serden geçebiliyorsun… Demirel’in yirmi kusur yıllık icraatında parkenin altına döşediği tahribat kalıplarından kurtulmak lazım. Nedir bunlar; A. Yabancı oyuncular hegemonyası B. Milli maçların sezon içi pencerelere oturtulması. Cedi ve Furkan iki NBA’li asımızı bu hafta oynatabileceğiz ama bir sonra ki turda gene yoklar. Tempus fugit / zaman akıyor ve TBF henüz elle tutulur bir çözüm geliştiremedi. Gençler Ligi uygulaması bir fiyasko. Her geçen gün geriye gidiyor milli basketbolumuz. Bu ikilemi çözmeden, bir zamanlar dev olan basketbolumuzun, iki yakası bir araya gelmez. Akil aklınızı çalıştırıp İspanya, Yunanistan milli basketbol politikalarını inceleyip ivedi çözüm üretin…
Huha dev adam 12 dev adam demeyi özledik…

 

 

Yazının Devamını Oku

Koç gibi takım

14 Haziran 2018
ALİ Koç başkan, Fenerbahçe şampiyon demek bu takıma dört yıl istikrarı getirmiş Aziz Yıldırım’a büyük haksızlık olur. Zaten “Kupayı Aziz bey” kaldırmalı diyen yeni başkan da istemez bunu.

Ancak Obradovic düzeninin istikrarının sürdürüleceğinin garantisini daha seçilmeden veren başkan kafa karışıklığına mahal vermedi. Makina intizamında ir sezon geçiren Fenerbahçe önceki maçta yakaladığı yüksek şut yüzdesi ve asist yoğunluğunu final maçında en üst düzeye çıkartarak Orhun Ene ile bu yıl final oynama başarısı gösteren Tofaş’ı otuz sayı farkla yenerek, takım başarısını vurgulayan yeni tasarım kupayı müzesine götürdü.

 

KUPAKOLİK EKSELANS OBRADOVİC

 Avrupa’nın en iyi koçuna sahip olmanın keyfini yaşayan Fenerbahçe’den ricamız hocayı tutmaları. Fenerbahçe Doğuş tabii ki taraftarın gururu ama milli basketbolumuzun da amiral gemisi. Yaklaşan milli maçlarda yabancı oyuncu yoğun basketbolumuzun acı sonuçlarını yaşayacağımız için Fenerbahçe vitrindeki şampiyon imajını sürdürmeli ki biz az süre alan oyunculardan oluşan milli takımla Avrupa’da yerimizi hiç değilse koruyalım ve Fenerbahçe rüzgarıyla yelken doldurarak alt yapı tedbirlerimizi alabilmek için vakit kazanalım.

HEPSİ YÜZÜKLERİN EFENDİSİ

 Sadece bu maç için konuşmuyorum. Şampiyon kadronun tüm oyuncuları, ki bu yıl baştan kuruldu bu takım, deneyimli ve fakat zor adam koçla müthiş bir uyum içerisinde uzun maratonda Avrupa standartlarında çalışma ortaya koydular. Vesely, Sloukas, Ali Muhammed, Melli, Datome, Ahmet, Wanamaker, Kalinic, Melih, Sinan... Saymakla bitmez aslar yıldızlıklarından feragat ederek takımı zirveye taşıyarak şampiyonluk yüzüklerini sonuna kadar hak ettiler. Gecenin sonunda Fenerbahçe’ye teşekkür ediyorum.   

 

Yazının Devamını Oku

Merhaba hüzün

21 Mayıs 2018
OTTO Preminger’in bütün zamanların en güzel filmlerinden ‘Bonjour tristesse’ ismi başlıkta son şampiyonumuzun ‘Real Madrid gerçeğini’ yaşayarak içine düştüğü beklenti kırıklığı dramına uygun düştü maalesef.

Oysa ki futbolda şampiyonluk çoşkusu yaşayan Galatasaraylılar, Avrupa şampiyonluğunu üst üste kazanarak katmerlemek isteyen Fenerliler ‘sarı aşkında’ birleşip Belgrad Stark Arena’da toplanmıştık.

İspanyol boğalarını Kadıköy Altıyol’daki heykel gibi taşa döndürmekti amacımız. Bütün maç boyu kafa kafaya götürdük. Zalgiris maçının yorgunluğu da olumsuz faktör oldu ama gene de sonuna kadar getirdiğimiz kupa hırsını 5 sayıyla vermemeliydik. Fenerbahçe pas dağılımını iyi yaparak yıl boyu yaşadığı sayı kısırlığını bir türlü aşamadı.

KRİZDEN BESLENDİLER

Obradovic öğrencilerini Real’in açık alan basketbolu oynamasına mani olmaya odaklamıştı. Ancak Real görece etkili uzunlarıyla oyunu içeri yıktı. Vesely her zaman ki gibi erken faulleyip kenarda fazla kalınca meydanı boş buldular. Ahmet’in olağan üstü gayretleri, Melli’nin sıcak eliyle attığı 28 sayı dahi maçı kurtaramadı.

Hücum ribauntlarıyla ikinci topları kullandılar. 21’de 9 üçlük de sokunca momentum onların oldu. Maç kırılmadan 2. yarıya girdik ama Reyes vurdu kırdı kartını iyi kullanarak kafamızı çok karıştırdı. Elmas çocukları Doncic ve 8 ay sonra sakatlıktan dönen Llull’un skor rolünü Carroll yüklendi. Kupa elimizden kaçıp giderken elimizden gelenin en iyisini yaptığımızı gönül rahatlığıyla söyleyemiyoruz. Kürsüdeyiz ama fileyi kesemedik.

Yazının Devamını Oku

Ustalık saygı ister

19 Mayıs 2018
ÖĞRENCİSİ üç koçu yanına alarak 4. kez Belgrad’a gelen ustalar ustası Obradovic, Jasikevicius’a ilk dersini verdi. Zalgiris, F.Bahçe’mize karşı, kararlı baskımız karşısında şaşkın başlayınca üstünlüğü baştan kaptık.

Maç başına hücum sayısına kıskanç iki takım, kontrollü hücumu sürdürürlerken Datome, Ahmet ve Sloukas fark yarattı. Smaçlarla rüzgar yakalayan şampiyonumuz “gemi azıya alarak” savunma hırsı ve hızlı açık alan basketboluyla vurup kaçtı ama pes etmeyen rakip karşısında bir süre daha kıramadık maçı.

KELEBEK GİBİ UÇTU
2. yarı başında Obradovic, hücumu çeşitlendirmeye çalışırken, boş atıp kaçırınca rakip geri döndü. Neyse ki geçiş oyunlarıyla Sloukas skor bulunca araya koyduğumuz emniyet payı farkı koruduk. Gecenin karar vericisi savunma hırsımız olacakken, ikililerde etkili olmaya başladı Litvanlar.

Pangos’un üçlükleri oyunu kafa kafaya getirdi. Son çeyrek nefesler tutuldu. Düşük skorlu “ittir kaktır maçında” Chicago arka sokaklarının çocuğu Dixon ‘Ali Muhammed’ skoru yüklendi. 3 kere geri gelen rakibin son gayretine akıllı basketbolla ket vururken “kazanmayı ezberlemiş takım” farkını sergiledik. Son bölümde 4 kısaya dönerek çırağına tam saha baskıyla nasıl baş edilir “ev ödevi vererek” gönderdi usta. Üst üste 3. finaldeyiz.

Yazının Devamını Oku