Kimse kusura bakmasın ama iyi olan değil 19 Mayıs’ta kupayı getirecek kazansın. Sezon başında ‘Dörtlü Final’de iki Türk takımı olsun’ diye yırtınırken, yarı finalde birbirleriyle eşleşince hayıflandık. Sadece birinin final oynayacak olması başarının cezalandırılması gibi bir şey. Fenerbahçe 1., Anadolu Efes 4. olunca akış böyle gelişti. Olanla ölene çare bulunamadığına göre biz bu maçta ne olacak ona bakalım. Bir Türk takımı final oynayacak, elde var bir. Fenerbahçe peş peşe 5. kez Dörtlü Final yaptığı için kağıt üstünde favori denebilir ama kazın ayağı öyle değil. Önemli eksikleri var Kanarya’nın. Epeydir oralı olamayan Anadolu Efes de bu yılki başarı öykülerini taçlandırmak istiyor. Soru şu; Play-off serisinde ‘atan değil tutan takım’ formatını açık alanda ‘koş koş at’a çeviren Fenerbahçe bakalım, Obradovic coaching faktörüyle, benzer basketbolu daha isabetli atıcılarla fazla sıkıp sürümden kazanarak oynayan, artı olarak hızlı hücum sonu geçiş sayıları bulan Efes’in ofansif güç dengesini kırarak maçı lehine çevirebilecek mi? Yay etrafından sıkan iki takımdan eli sıcak olan kazanacak. Maç sırasında anı kurtaracak çözümler üretmekte Obradovic avantajlı olsa da, sakat kilit oyuncular nedeniyle, onun aklına yanıt verecek kadro derinliği yok Fenerbahçe’de
BUGÜNÜN iltifatını yarına bırakma, sonra geç kalırsın” savımda bir kez daha haklı çıktım. Denize döktüğümüz oradaki 3.maçtan sonra...büyük beğeni alan ‘Evlerini ‘Barça’larına yıktık’ ve ‘Barça’la Behçet’ tweetlerini iyi ki atmışım. Bu akşamki ‘1 Mayıs Barça Bayramı’ söylemimle birlikte Anadolu Efes Müzesi’nin şeref köşesinde yerlerini aldılar. 12 Dev Adam ağırlıklı kadrosuyla en son 2001’de Final Four oynayan Anadolu Efes, Dev Adam rüzgarının dinmesiyle eş zamanlı olarak o gündür bu gündür sıra takımı olmaktan ileri gidemedi. Kimler geldi, ne soyadı ‘vic’li enkaz koçların peşinde yıllarını ve parasını kaybetti Anadolu Efes. Ta ki Ataman dokuz benzemez oyuncudan kazanmasını bilen takım yaratana kadar...
SIKAN TARAF KAZANDI
Heurtel bizimkilere karşı’ şeklindeki ilk çeyrek sonrası gerginliğini atarak kaçıp gitmekte olan maçı çevirdi A.Efes. Bizimkilerin de eli yanınca, salonla ayağa kalktı. 200 nabızla son maç, karşılıklı hatalar birbirini kovalarken kora kora giren maça ‘ev sahibi ağırlığı’ koyduk. Raf ömrü bitmiş koçları Pesic’de, topu içerde uzunlarıyla buluşturacak çözümleri üretemeyerek, yardımcı olunca gıdım gıdım skoru önde taşıdık son çeyreğe. Kaldırıp atıp şut sıkarak işi dışarıdan ısırmaya bıraktık. Tabii ki onların elleri de armut devşirmeyince iş tam çığırından çıktı. Sert savunmayla kızışan ortamda, ‘ev çemberi’ bizi severek yolumuzu açınca, kazanma arzumuz basketbolumuzu sırtladı... Bakalım final oynama şansını, peş peşe 1000 kere oynasa dahi ilk günkü hırsını kaybetmeyecek Obradovic mi, yoksa yılını kariyer kreşendosu yaparak kapamak isteyecek Ataman mı yakalayacak.
Oyunu oyun yapan başarı endeksleri bunlar. Becerilerin kralları, her işin en iyileri saptandı. Bu ilk beşlerin hiçbirinde Fenerbahçeli oyuncu yok ama Fenerbahçe Final-Four’da! Sekiz takımın onca usta oyuncusu arasına hiçbir Fenerbahçeli girememiş. Usta dokunuş farkı burada işte.
ELİNİZE SAĞLIK
Total basketbol aşığı Obradovic’in, hedef takımı Fenerbahçe dingin basketboluyla, Zalgris’i evinde üzerek, peş peşe Final Four katılımını, beşledi. Olası gazlarını almak için sağlam savunmayla başlayarak Zalgiris’i sayı ve hücum ritmi bulma olanağından yoksun bırakarak uzun süre kaput ettik.
Her topu yaşayarak, frenli ve fakat 20’de 14, %70 yüksek üçlük isabetli hücum ettik. Canhıraş tam saha baskıya da pabuç bırakmadık. “Dixon’a karşı Kaunas” şeklindeki üçlük düellosundan, imza farkımız 10 sayıyla hep biz önde çıktık. Bir ara ortamı ısıtarak farkımızı eritir gibi oldularsa da maçı alan Final Four’a çoktan geçmişti.
Sahamızda yenilmezliği, ev sahibi avantajımızı kaybettik. Kaybettiklerimiz bu kadarla kalsın lütfen.
EuroLeague Play-Off’lar rekoru kırarak 33 farklı kazandığımız ilk maç sonrası biteviye “Bu onların oyunu değil, bu maç rahat olmaz, saygı duymalıyız” derken, demek ki karnından konuşuyormuş Obradovic. Fazla saygı ezikliğe dönüştü. Kaunas’ın vereceği reaksiyondan bu kadar mı korkulur? Fenerbahçe’nin yüksek enerjisinden, sert ve kararlı caydırıcı savunmasından eser göremedik. Hayrettir... Herkesin süngüsü düşüktü. Sert, caydırıcı savunma yüksek üçlük isabet ile giren Fenerbahçe’ye direnç koyan Zalgiris, aynen ilk maçta olduğu gibi ilk çeyrekte geri adım atmadan, attıklarını sokarak, kafa kafaya kaldı maçta.
Neden çağırdın koç?
Skordaki dalgalanmayı rakip topu pota altımıza indirerek lehine çevirmeye çalışırken, biz uzunlardan katkı alamadığımızdan hücum tıkanıklığını aşamadık. Elleri de tutunca Zalgiris atak yaparak öne geçti. Devreye giderken ilk maçta onları tuttuğumuz 43 sayıyı aşmışlar, üçlük isabette yüzde 60’ı bulmuşlardı. Kısa beşle girdiğimiz 2.yarıda camı kırıp Dixon’ı çıkardık ama Zalgiris rüzgarı arkasına almıştı bir kere. Coşku havasına girmek yerine erken paniğe kapıldık. Obradovic’in bir manada çağırdığı Zalgiris’in dingin ve etkin basketbolu ortaya çıktı.
YAKALADIKÇA KAÇTILAR
Serinin suskun ve gergin adamı Vesely ve Kalinic oyuna girdiler ama onlar da kötü gidişe dur diyemediler. 15 sayı geride girdiğimiz son çeyrekte de fark yaratmaya alıştığımız son beş dakikada Kadıköy Cehennemi tribünlerin olağanüstü gayretine rağmen, basketbola dair her şeyi yanlış yaptığımız akşamda Zalgiris evlerinde şenlik yaratacak, serinin devamında umutlandıracak başarıyla, yaşadıkları katostrofiyi ters kepçe ederek döndü evine. Sahamızda yenilmezliği, ev sahibi avantajımızı kaybettik... Kaybettiklerimiz bu kadarla kalsın lütfen.
17 kazanımla Evinin Efendisi Fenerbahçe Basketbol Üniversitesi Rektörü Ordinaryus Prof. Dr. Zeljko Obradovic dün akşamki yüksek lisans dersinde, ‘hizmet içi eğitim programı’ kapsamında, İstanbul’a gelmiş misafir Litvanyalı öğrencilere ‘Parkede Sanat’ konulu, görsellerle bezenmiş, harika bir sunum yaptı. ‘Asist’anları, saha içi liderlerimiz Sloukas ve Dixon da ders notları dağıtarak misafirperverliğin gereğini yaptılar.
'OTUR, SIFIR!' DEDİ
Şaka bir yana; maç başı 75 sayı yiyen, yüzde 59 üçlük isabetle lig tarihinin en iyisi Fenerbahçe buralara şansla gelmediğini göstererek yılgı saldı. Hücumda şuursuz koşturma yerine, 5’e 5 sete oturarak, iyi seçilmiş atışlarla, topu ekonomik kullanarak Obradovic’in ekibi, ekstra sert savunmayla rakibi top kaybı komasına sokup 43 sayıda tuttu. Litvanya ekibi hızlı hücumlarını yapamaz, sayı bulamaz oldu. Rotasyonda uygun beş terkibini yan yana getirince de üçlükler yağdı. İkinci çeyrekte skora kafa atarak gittik odaya. İzleyen dakikalarda rakibin kafalarını kaldırmalarına müsaade etmeyen Fenerbahçe zor maçı kolaya çevirip, renkli basketboluyla seyircisine mutlu bir ilk gece yaşattı. Darısı perşembeye.
Vesely, Lauvergne ve Kostas’tan yoksun kadrosuyla İzmir’de ilk sekiz kovalayan, baskılı oynayan, pırpır Karşıyaka karşısında bir süre sıkıntı yaşadıysa da maç boyu araya on sayı fark koyarak güvende kaldı İstanbullular. Ağırlıkla dört kısa oynayan Fenerbahçe alan savunması yaparak yollarını kesmeye çalışan Karşıyaka’yı yüksek dış isabetle cezalandırdı. Berk, Birkan, Walker ve maçın adamı Marie kişisel gayretleriyle ev sahibini oyunda tuttular. Tepeden zorlayarak sert Fenerbahçe savunmasını aşarak maça asıldı KSK ancak sürpriz savunma menüleriyle maçı koparıp aldı Fenerbahçe. Guduric kırılma sayılarını atan oyuncu olurken, son çeyrekte top kayıplarıyla krize giren oyundan Fenerbahçe’yi çekip çıkaran üçlükleriyle kaptan Melih oldu.
ANADOLU EFES KRİZ PROVASI YAPTI
Dokuz yeni oyuncuyu harmanlayarak Avrupa zirvesine yakışan, dirençli bir takım oluşturmuş Anadolu Efes misafir olduğu Akatlar’da sallandı ama devrilmedi. Savunma ve hücum ince ayarları yapma fırsatı buldu Ataman. Hızlı başlayıp daha ilk çeyrekte farkı 20’ye çıkaran A.Efes alışıldığı gibi isabetli (toplamda 24’te13 yani 54) üçlükler buldular. Mirsic asist kariyer zirvesi yaparken, yükselen değer Buğrahan, Larkin ve pota altını domine eden Pleisse Beşiktaş’ın maça tutunmaya çalıştığı noktalarda ümit kıran oyuncular oldular. Son çeyrekte ki Beşiktaş’ın sıcak elli Enes Taşkıran’lı atağı maçı çok renklendirdi ama Efes’in deneyimli adamları sakin oynayarak kazaya meydan vermediler ve Ataman kriz provasından istediğini aldı. Olimpia Milan maçında kendine verilen süreyi iyi değerlendiren Sinan da galibiyete katkı verdi.
OLMADI, iki yakamız bir araya gelmedi. Fenerbahçe, Asya’da gecemizi zor da olsa aydınlattı; ama Anadolu Efes tek basketle yenilip üzdü. Amiral gemimiz, evinin efendisi Fenerbahçe, gamsız fakat hırslı Buducnost galibiyetini son çeyrekte geri dönerek yakaladı. Skorunu 73’de tuttuğu 22 maçı kazandığı, ortalamada 91 sayıya çıktığı 4 maçını kaybettiğinin bilincinde ki Obradovic takımı maç boyu kastı, kontrollü hücum oynattı. Buducnost, Karadağ inatçılığıyla geri adım atmadan asıldı maça. Fenerbahçe vitesi beşe takamadığı zaman hatalar birbirini kovalıyor. Allah’tan berabere girilen son çeyrekte Sloukas devreye girerek takım hafızasını toparladı da son 3 dakika Fenerbahçe gibi oynayıp, CSKA deplasmanı öncesi, evde yenilmezlik serisini bozmadık.
ANADOLU EFES TIK NEFES
Berabere girdiğimiz son saniyelerdeki turnikesiyle Higgins gecemizi çaldı. Oysa ki ligin üçlük isabet lideri CSKA, 15’te 2 atarak %13’de kalmıştı. Sakatlanana kadar Moerman etkili performansı,19 atan Dunston’ın devleşmesiyle tüm maçı CSKA’nın bir adım gerisinde sürdürdük. Kora kor maçın 2.yarısında dış atışı zorlamaktan vazgeçen CSKA, ikili oyunlarla pota altına yüklenince dağıldık. Hücum ribauntlarını da verince kontrol elimizden kaçtı. Sert ve tuzaklı savunmayla hücum yollarımızı tıkayarak maçı hep önde götürerek kafamızı kaldırmamıza müsaade etmediler.
Gerilimden beslenen Fenerbahçe, durumdan vaziyet çıkararak ortada götürdüğü maçı son çeyrekte kaptı kaçtı. Söz konusu kupa olunca takım kapasiteleri ve oyun kalitesi ‘teferruat’ oluyor.
Sete set kontrollü hücum gurusu Fenerbahçe’yi zıvanadan çıkarmayı başaramadı Ataman... Hayatının hatalarından bir tanesini daha yaparak, oyununu açık alanda ‘koş, koş, at’a çevirmek, Moerman ve Simon’un etkinliğinden yararlanma yerine Fenerbahçe’nin kısır basketbolunu oynadı ve kupayı teslim etti.
GECEYİ KURTARDI
“Nereden inceyse oradan kopsun” anlayışıyla vasat savunma, ‘keçi boynuzu’ kıvamında kontrollü hücum ve kafa kafaya yarı saha şut düellosu yaptı taraflar... ‘Perdele devril’ler dışında pota altlarını hiç kullanmadılar. Vesely ve Lauvergne yokluğunda hepten kısalara kalan Fenerbahçe’de geceyi kurtaran adamların başında hem sayı atan hem de 5 numara oynayarak bütün açıkları kapatan Gigi Datome ve tabii ki Kostas Sloukas vardı.