Paylaş
Bir biliminsanının ilahi yaratılış hakkında teoriler üretmesi kulağa nasıl geliyor? Upuzun yıllar boyunca bilim ve inanç birbirlerine zıt görüldüler. Artık bilgi çağındayız. Kuantum âleminin keşfiyle, bilimin her şeyi açıklamasının mümkün olmayacağı anlaşıldıkça biliminsanları evreni idare eden insanın ötesinde bir akıl olduğu fikrine yönelebiliyor. Elbette yeni değil; Galileo, Newton, Einstein, Descartes, Tesla, Sagan ve daha nice isim pozitif bilimlere öncülük ederken her şeyden çok evrenin sırlı yanını keşfetme arzusu taşıyordu. Hayal güçleri kuvvetli ve merakları sonsuzdu.
Yakın zaman önce tanınmış bir fizik profesörü, Portsmouth Üniversitesi’nden Melvin Vopson, evrenin
üç boyutlu bir simülasyon olduğu teorisine yeni bir açılım getirdi. Geçen aylarda Vopson’ın farklı bir teorisi gündemdeydi. Bu kez de yaratılışın bir kodla başlamış olabileceğini öne sürüyor. Dayanağıysa İncil’de yer alan, “Her şeyden önce söz vardı, söz Tanrı ile birlikteydi ve
söz Tanrıydı” ayeti.
‘Evrenin dili...’
‘Söz’ün bir yazılım kodu olabileceğini düşünen Vopson bu kodun evreni idare eden bir tür yapay zekâyı yüklemiş olabileceğini dile getiriyor. “Simülasyonu çalıştıran kod, ilahi olandan ayrı değil fakat onun dahili bir parçası olmalı, muhtemelen bir yapay zekâ.”
Yuhanna İncil’indeki “Her şey onun tarafından yapıldı, ve onsuz hiçbir şey yapılmadı” ayetiyse Vopson’a göre evrenimizin bir simülasyon olduğuna dair önemli göstergeler arasında: “Kutsal metnin bu şekildeki yorumu, çağımızın olaylarıyla da tamamen uyumlu: Yapay zekânın gelişimi buna bir örnek ve ‘The Matrix’in yansıttığı fikirle de bire bir örtüşüyor.”
İncil’de yaratılışın başlangıcını ifade eden ve her şeyden önce ‘söz’ün olduğunu söyleyen ayetin derinliğine şüphe yok. Pekâlâ, neydi o söz? Yanıtı Kuran-ı Kerim’de saklı görünüyor: “O, göklerin ve yerin yoktan var eden yaratıcısıdır; bir şeyin olmasını dilediğinde ona ‘ol’ der, hemen oluverir.” (Bakara, 117)
Yapay zekâ hakkında bugün hepimizin aşina olduğu şey, onu harekete geçirmek için bir komut verildiğidir. Kuran’da geçen “Ol” sözünü ben de algoritmik zihnimle yıllardan beri bir komut olarak yorumlardım. Keza Galileo’nun “Matematik, Tanrı’nın evreni yazdığı dildir” sözü evrenin kodlanmış bir alan olduğunu bilgisayarın keşfinden 400 yıl önce vurguluyordu. Bugün bilgisayar kodları için ‘programlama dili’ ve ‘yazılım’ ifadelerini kullanıyoruz. Profesör Vopson’ın ‘söz’ hakkındaki yorumuyla taşlar şimdi biraz daha yerine oturmuş oldu. İncil ile Kuran-ı Kerim arasında böylesi derin ve ‘teknolojik’ bir tutarlılığı keşfetmek de kıymetli.
Her bilgi, hakikate dair ancak fikir vermek içindir. Evrendeki her şeyi anlamak zorunda mıyız? Onca veriye erişebilsek bile ne saklayabilir ne de işleyebilirdik. İster simülasyon olsun, ister yaratım ya da akıllı tasarım, kâinatın işleyişini anlamlandırma gayreti bilincimizin genişlemesine fayda sağlarken yaşadığımız hayatı daha ilginç ve anlamlı kılmaya devam ediyor.Parlo Acutis klasik aziz görünümü yerine spor kıyafetlerle tasvir ediliyor.
Papa’nın onayıyla ‘internet azizi’
Vatikan, 2006’da 15 yaşındayken hayatını kaybeden Carlo Acutis’i aziz ilan edecek. Wired dergisindeki habere göre 1991 Londra doğumlu Acutis gününün çoğunu ekran ve oyun başında geçiren neslin öncülerindenmiş. Katolik kiliseye de gönülden bağlı olan Acutis, Hıristiyan kültüründeki mucizelere merak salmış ve dünya tarihindeki mucizevi olayları endekslediği bir arşiv sitesi hazırlamış. Siteyi açtıktan birkaç gün sonraysa Acutis’e lösemi teşhisi konmuş. 12 Ekim 2006’da yaşama gözlerini yummuş.
Google Trend’lere göre ismi internette Papa’dan daha fazla aranan Carlo Acutis ikonalarda ve kabartmalarda klasik aziz görünümü yerine bilgisayarı ve spor ayakkabılarıyla tasvir ediliyor. İnternet yoluyla Hıristiyanlığın gençler arasında yayılmasına sağladığı katkılardan ötürü ‘Tanrının influencer’ı’ ve ‘internetin koruyucu azizi’ unvanları yakıştırılıyor.
Paylaş