Bilimkurgu dünyasının anahtarı mı?

Elon Musk’ın son marifeti, Neuralink adlı şirketinin bir ürünü olan beyin çipi! Geçen cuma beynine çip takılan bir domuz basının karşısına çıkarıldı. Musk, yeni oyuncağının hastalıklar üzerindeki etkisini parlatırken bunun bilimkurguvari bir geleceğin ilk adımı olabileceği de konuşuluyor.

Haberin Devamı

ABD’li dâhi işinsanı Elon Musk’ı iyiden iyiye ‘yaşayan Tony Stark’ olarak benimsemeye başladık. Bu yılki ilk büyük zaferi NASA astronotlarını SpaceX roketiyle taşımasıydı. ‘Sivil uzay’ çağının ilk adımı... İkinci tarihi zaferininse kıyısından döndü. Mayısta Neuralink şirketinin insan beynine ilk çipi takacağını vaat etmişti. Geçen cuma sansasyonel bir basın toplantısı düzenlendi. Büyük bir çıkış bekleniyordu. Bir android beyin gücüyle birtakım cihazları çalıştırabilirdi. Böyle olmadı. Kamera karşısına çıkarılan Gertrude isimli arkadaş sevimli bir domuzdu. Beynine ‘çip’ takılmış dişi bir domuz...

Hakkını yemeyelim, sözünü tutamamış olsa da bir canlının beynine çip yerleştirip onu kameraların karşısına sağlıklı olarak çıkarmak kolay değil. Stanford, Harvard gibi üniversitelerin profesörleri de bu konuda hemfikir. Neuralink’in araştırmalarını takdir ediyorlar. Yine de kayda değer sonuçlar için deneylerin çok daha uzun süre devam etmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.

Haberin Devamı

Hayaller ‘Star Trek’ gerçekler SpaceX

Düzenlenen basın toplantısında sergilenen 23 mm çapındaki çip Gertrude’nin beyninin koku algılayan bölgesine yerleştirilmiş. Yerdeki  otları ve şekerkamışlarını kokladıkça ekranda beyin aktivitesi izlenebiliyor.

Neuralink’le ilgili paylaşımları takip ettiyseniz aygıtın ileride parkinson hastalığına çare olabileceğini, omurilik ve sinir sistemi hasarlarını giderebileceğini, görme ve işitme kaybını düzeltebileceğini, hatta gelecekte insan ve bilgisayar arasında köprü olup bizleri transhuman’lara, cyborg’lara dönüştürebileceğini biliyorsunuzdur. Gelgelelim hayaller ‘Star Trek’ ama gerçekler SpaceX. Neuralink’in sergilediği gelişmeler önemli ancak teknolojik düzeyi telgrafın icadına denk düşüyor. Şirketin marifeti şimdilik hayvanın beyin kıvrımlarının arasına kılcal teller yerleştirip algıladığı elektrik akımını bluetooth sinyalleriyle dışarı aktarmaktan ibaret. Beynin işleyişine katkısı, yardımcı işlevi bulunmuyor. Şimdilik... Yolu epey uzun.Bilimkurgu dünyasının anahtarı mı

Haberin Devamı

‘Bir çip var benden içeri’

En yaşamsal organınızın köşesinde telleri, metal plakası ve silikon plastikleri olan bir madde taşımak ister miydiniz? Şayet parkinson, alzheimer, görme kaybı gibi hastalıklara çare oluyorsa elbette... Peki ya daha fazla hafıza ve hızlı hesaplama kapasitesi gibi üstün özellikler sunsa? Toplumsal eşitsizlik bir yana, Gregg Braden gibi biliminsanları beyin çiplerinin insanlık trajedisine yol açabileceğini, beyni tembelleştirip daha kolay manipüle edilmesine imkân sunacağını düşünüyor. Beyindeki verilerin dışarıdan okunması, düşüncelerin izlenebilme riskini beraberinde getiriyor.

Bir de beyne veri aktarılması ihtimali var... Musk, Neuralink’in tedavi edici yönünü parlatsa da insan beyniyle yapay zekâ simbiyozu hayalleri kurduğunu saklamıyor... İdolü Nikola Tesla’nın ünlü bir sözünü hatırlayalım: “Beynim yalnızca bir alıcı. Evrende bilgiyi, kuvveti ve ilhamı aldığımız bir kaynak bulunuyor.” Tesla haklıysa, beyni zorlamak yerine evrenle bağlantımızı güçlendirmenin çok daha faydalı olacağı aşikâr. Bunun yolu da zihni hızlandırmaktan değil, sakinleştirmekten geçiyor.

Haberin Devamı

DETAYLI ÇALIŞMALAR YAPILMALI
Prof. Dr. Derya Uludüz, Beyin Sağlığı Derneği (BEYİNDER) Başkanı

Çok heyecan verici. Tabii ne kadar hayata geçirilebilir olduğu tartışılır... Bu aslında üzerinde asırlardır çalışılan bir şey. Örneğin şu an FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından onaylanan bir alet var. Bu alet, el titremesi olan Parkinson hastalarının beynine uyarı vererek titremeleri durdurabiliyor. Epilepsi hastalarının kafatasına bir elektrot yerleştirerek uyarıları kontrol altında tutabiliyorsunuz...Bilimkurgu dünyasının anahtarı mı
Musk’ın cihazının farkı kumandasız ve kablosuz oluşu. Ancak bu özelliklerde bir sistemin varlığı bile beynin gizemlerinin çözüldüğü anlamına gelir. Ki bu kolay değil.

Haberin Devamı

Özetle, bu ürünün domuzlarda denenmesi bizim için yeterli bir veri sağlamıyor. Uzun vadede çok daha detaylı çalışmalar yapılmalı.

İSTESEK DE İSTEMESEK DE...
Doğu Yücel, bilimkurgu yazarıBilimkurgu dünyasının anahtarı mı
Beyne takılan çipler en eski bilimkurgu kehanetlerinden... Bilimkurgunun alttürlerinden siber-punk tamamen bu fikir üzerine kurulu.

Ben de son kitabımdaki bir öyküde ‘çipli insan’ların yaşadığı bir geleceği tasvir etmiştim çünkü bence bundan kaçış yok. Tıpkı Ay’a gitmek, internet, cep telefonları gibi bir gün gerçek olacak. İstesek de istemesek de!

Musk destek bulabilmek için Neuralink sayesinde hastalıkların önüne geçebileceğini ve bunun yapay zekâ tehdidine karşı insanlığa koz yaratacağını söylüyor. Bu iddiasının ilk kısmı güzel ama biraz şüphe uyandırıyor. İkinci kısmıysa ‘fazla bilimkurgu’. Yapay zekâya karşı tek şansımız cyborg’laşmak mı?

Haberin Devamı

Musk uzaya gönderdiği arabadan beri projelerini sulandırıyor, bu da güvenilirliğini sarsıyor. Yine de Neuralink’in heyecan yarattığını söylemeliyim. Hiçbir zaman ‘Matrix’teki Neo gibi beş saniyede “Kung-fu biliyorum” diyemeyeceğiz belki ama insan zihninin sınırlarını öğrenebileceğimiz önemli bir adım olabilir bu.

İÇİNDEN ÇİP GEÇEN FİLMLER…
Uğur Vardan, Hürriyet sinema yazarı

Zihnin kontrolünü konu alan filmlerin en önemlilerinden biri eski bir klasiğin yeniden çevrimi olan ‘Mançuryalı Aday’ (The Manchurian Candidate)... ‘Kuzuların Sessizliği’yle hatırladığımız Jonathan Demme imzasını taşıyan yapım Beyaz Saray’ı, dolayısıyla sistemi ele geçirmek isteyenlerin beyin yıkama işlemine yönelmelerini anlatıyor. Demme yapıtına ilişkin şöyle konuşmuştu: “Tıp âleminde beyin ve akıl kontrolü konusunda son dönemde belirgin ilerleme sağlandı. Ben de bu durumun filme yansıması için elimden geleni yaptım ve anlattıklarımı bilimsel temellere oturttum. Ayrıca kimi teknolojik gelişmelerin ne türden problemli sonuçlar doğuracağına da dikkat çekmek istedim.”

Bu türdeki en yeni ve ilgi çekici yapım 2018 tarihli ‘Upgrade’... Leigh Whannell imzalı çalışmada bir saldırıda eşini kaybeden, kendisi de felç kalan bir adamın özel bir operasyonla eski hayatına dönmesi ve intikam alması anlatılıyor. Filme ilişkin eleştiri yazımda şöyle bir ifade kullanmışım: “Şehir silüeti, biliminsanı Eron Keen’in (filmi izlerken bir ara ‘Elon Musk’a mı gönderme diye düşündüm) evi, girişi, dijital endüstri ortamı, genel mimari, seyircinin zihninde ‘Burası ne türden bir evren’ türü sorular doğuran kadrajlar vs. alabildiğine etkileyici ve sürükleyici...Bilimkurgu dünyasının anahtarı mı
Lakin son gelişmeler aslında ana karakter Grey’in vücuduna ‘STEM’ adlı küçük ve maharetli bir çip yerleştirilmesi bakımından ‘Upgrade’i tam bir ‘Elon Musk filmi’ yapıyor! Ki öyküde söz konusu çip beyinle diğer uzuvlar arasındaki kopan iletişimi yeniden kurarken zamanla şirazesini kaybediyor ve film ‘Yapay zekâlar kontrolden çıkarsa?’ sorusunu seyircisiyle paylaşıyor.”

Yazarın Tüm Yazıları