Paylaş
Geçen haftaya damgasını vuran olay, Fenerbahçe-Gaziantepspor maçının hakemi Hüseyin Göçek’in maçın, hatta ligin kaderini etkileyecek hatalı kararlar vermesiydi. Futbol Federasyonu ve MHK, eleştirilere karşı “Türkiye’nin hakem malzemesi bu. Biz ne yapalım?” savunmasını getiriyorlar. Sizce bu görüş haklı mı?
Hiç de haklı değil! Bu savunmayı yapanlar, 74 milyona büyük haksızlık yaptıklarını, hatta hakaret ettiklerini bilmeliler. Şimdi ben, Türk sporunu yönetenlerden şu soruların cevabını bekliyorum: “74 milyonluk nüfusu olan Türkiye’den iyi hakem pek çıkmıyor da, bunun çeyreği kadar nüfusa bile sahip olamayan bazı ülkelerden niçin iyi hakemler çıkıyor?
Son büyük yıldız Arda
Aynı durum yıldız futbolcular için de geçerli. Ülkemizde yetişen son büyük yıldız, Arda Turan’dır. Arkası gelmedi, gelmiyor. Peki Türkiye’de durum böyleyken nasıl oluyor da Avrupa’da yaşayan 3 milyon Türk arasından, sürekli yıldız futbolcu fışkırıyor?”
Demek ki ülkemizde sporu yönetenler, büyük yanlışlar yapıyorlar! O halde tüm spor politikaları acilen gözden geçirilmeli ve hakem-futbolcu üreten sistemde radikal çağdaş değişimler yapılmalı!..
Maç boyunca çaldığı hatalı düdüklerle 1 milyar dolarlık ligin kaderini belirlemeye yönelen ve böylece son yılların en büyük hakem skandalına sebep olan Hüseyin Göçek’e de ibret teşkil edebilecek ağır bir ceza verilmeli.
İyi niyetinden kuşku yok ama...
Adnan Polat, G.Saray Başkanlığı’na yeniden aday olmalı mı?
Yenilen pehlivan güreşe doymazmış! İyi niyetinden hiç kuşku duymadığım Sayın Polat’ın çabaları, bana bu deyimi hatırlatıyor. Bunca tartışma ve eleştiriden sonra aday olup olmamaya Adnan Polat’ın kendisini değil, Galatasaray camiası karar verebilir. Gördüğüm kadarıyla Adnan Polat’ın adaylığını koyması ve seçilmesi halinde G.Saray’daki tartışmalar bitmez. Çünkü duayenler, daha önce açıkladıkları gerekçelerle Adnan Polat’ı değil, Ünal Aysal’ı destekliyor.
Arda’yı imha etmek isteyenlere “dur” diyelim
Arda Turan’ın, G.Saray’ın pembe renkli forması hakkındaki sözleri haftaya damgasını vuran olaylardan biri oldu. Bu bağlamda kulüplerin farklı renklerde forma üretmelerini ve bunları futbolculara giydirmelerini nasıl karşılıyorsunuz? Mesela siz Fenerbahçe’nin yeşil formasını beğenmiş miydiniz? Bu tip uygulamalar sürmeli mi?
Ortada kulüplerin forma renklerinden çok daha önemli bir sorun var. Türk futbolunun son büyük yıldızı Arda, Galatasaray’dan ve Türkiye’den uzaklaştırılmak isteniyor. Kimseye zararı olmayan genç bir insanın kimyasını bozabilmek için her şey yapılıyor, hiçbir kamusal yarar amaçlamayan gizli çekimler, devletin televizyonunda devreye sokuluyor! Adeta linç kampanyası yürütülüyor. Futbola gönül veren herkesin Arda’ya karşı sürdürülen bu imha projesine karşı çıkıp “dur!” demesi, insancıl davranıştan öte, Türk futbolunun ve milli takımın geleceği açısından da artık bir görev haline gelmiştir!
Büyük değişimler büyük hayallerle başlar
G.Saray’ın başkan adayı Ünal Aysal, seçildiği taktirde futbolu profesyonellere bırakacağını ve daha önce Avrupa’nın büyük kulüplerinde görev yapan Peter Kenyon, Thomas Kurth, Esteve Caldeza’yı getireceğini söyledi. Günümüz Türkiye’sinde böyle bir formülü uygulamak mümkün müdür yoksa bu biraz hayalcilik midir?
Büyük değişimler, büyük hayallerle başlar!.. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok! Günümüzün dünyasında hemen her sektörde çağdaş yönetim modeli, ancak profesyonellerin göreve getirilmesiyle gerçekleşebilir. Ülkemizde ise kulüpler, Dernekler Yasası kapsamında faaliyet gösteriyor. Aslında bütçeleri yüzlerce milyon doları bulan kulüplerin, çağın çok gerisinde kalmış bu yasayla yönetilmelerinin mümkün olmadığını, herkes biliyor! Bu nedenle kulüp bünyelerindeki ticari şirketler, yasadaki boşluklardan yararlanılarak, yani yasa dolanılarak kuruluyor. Bu aldatmacanın sona ermesi için, profesyonel faaliyet gösterilen kulüplerin, yeni bir vizyonla çağdaş statüye kavuşturulması gerekiyor. Dileriz Ünal Aysal projesini hayata geçirme imkanını bulur ve bu uygulama, özlemi duyulan radikal değişimin başlangıcı olur.
Transferlere Alex değil yönetim karar verir
G.Saray’ın başkan adayı Ünal Aysal, seçildiği taktirde futbolu profesyonellere bırakacağını ve daha önce Avrupa’nın büyük kulüplerinde görev yapan Peter Kenyon, Thomas Kurth, Esteve Caldeza’yı getireceğini söyledi. Günümüz Türkiye’sinde böyle bir formülü uygulamak mümkün müdür yoksa bu biraz hayalcilik midir?
Büyük değişimler, büyük hayallerle başlar!.. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok! Günümüzün dünyasında hemen her sektörde çağdaş yönetim modeli, ancak profesyonellerin göreve getirilmesiyle gerçekleşebilir. Ülkemizde ise kulüpler, Dernekler Yasası kapsamında faaliyet gösteriyor. Aslında bütçeleri yüzlerce milyon doları bulan kulüplerin, çağın çok gerisinde kalmış bu yasayla yönetilmelerinin mümkün olmadığını, herkes biliyor! Bu nedenle kulüp bünyelerindeki ticari şirketler, yasadaki boşluklardan yararlanılarak, yani yasa dolanılarak kuruluyor. Bu aldatmacanın sona ermesi için, profesyonel faaliyet gösterilen kulüplerin, yeni bir vizyonla çağdaş statüye kavuşturulması gerekiyor. Dileriz Ünal Aysal projesini hayata geçirme imkanını bulur ve bu uygulama, özlemi duyulan radikal değişimin başlangıcı olur.
Paylaş