Paylaş
Hagi bazı futbolcuları göndermediği taktirde, onların kendisini göndereceğini çok iyi biliyor.
- Galatasaray yönetimi, takım başarısız olunca Rijkaard’ı gönderdi. Şimdi de bazı futbolcuların takımdan gönderileceği konuşuluyor. Sizce fatura doğru yerlere mi kesiliyor?
Hagi bazı futbolcuları göndermediği takdirde, o oyuncuların kendisini göndereceğini çok iyi biliyor! Zaten Rijkard’ı da yönetim göndermedi, futbolcular şutladı! Bunların en başında da Galatasaray’ın 4 gol yediği Ankaragücü maçında savunduğu alanı, geçiş kolaylığı açısından adeta TEM Otoyoluna çeviren Servet geliyor! Servet’in yanı sıra, milyonlarca Euro’yu cebe indirdikten sonra yan gelip yatan bazı yabancılar da davranışlarıyla, sanki kimsesiz çocuklar yararına bir turnuva düzenlenmiş de, o nedenle sahaya lütfen çıkıyormuş izlenimini veriyorlar! Trabzon maçındaki Harry Kewell’ı gordünüz. Adam en ufak dokunuşta kendini yere atıyor! İddia ediyorum Hagi bu haliyle sahaya çıksın, ondan çok daha iyi oynar! Servet’e dönersek, Trabzonsporlu Engin Baytar’dan çalımı yiyip, boylu boyunca çimlere uzandığında, nedense gözümün önüne Shevchenko’nun, onu perişan ederek Saraçoğlu’nda F.Bahçe’ye attığı 4 gol geldi!..
Kötü hakemler kaliteyi düşürür
- Sizce geçen haftaki maçlardan akılda kalan en çarpıcı görüntüler neydi?
En çarpıcı olay, Kayserispor-Gençlerbirliği maçında yaşandı. Gençlerbirliği’nin tek golle önde götürdüğü maçın 53.dakikasında hakem Kuddusi Müftüoğlu, pozisyona çok yakın olmasına rağmen yardımcısı İsmail Şencan’ın uyarısıyla, inanılmaz bir karar verdi. İnanılmaz diyorum çünkü Kayserisporlu Moritz, rakip takım ceza alanında adeta smaç yaparcasına topu eliyle önüne indirdi!.. Gençlerbirliği oyuncuları ellerini kaldırarak hakemleri uyardılar. Ancak beklenen düdük sesi duyulmadı. Müftüoğlu ve yardımcısı smaçı görememişlerdi! Gençlerbirliği defansı şaşkınlık içinde topu uzaklaştırmaya çalışırken, Aykut’un eline çarptı ve o ana kadar susan düdükten ses geldi. Karar penaltıydı. Evet, Kayserispor aleyhine ceza vuruşu verilmesi gerekirken, Gençlerbirliği’ne karşı penaltıya hükmedilmişti. Neyse ki ilahi adalet devreye girdi ve Moritz, kötü bir vuruşla penaltıyı kaçırdı. Şimdi düşünün, Moritz penaltıyı gole çevirebilmiş, Kayserispor da cesaretlenip bir gol daha atabilmiş olsaydı, 3 puanı ikramla cebe indirecek ve şampiyonluk yarışında büyük bir avantaj yakalayacaktı. Şimdi soruyorum hakemlerin bir düdükle, ligin kaderini belirleme hakları var mı? Kötü hakemler Türk futbolunun kalitesini her geçen gün biraz daha aşağıya çekiyor. Bu nedenle federasyonun hakem sorununa radikal biçimde el koymasının zamanı geldi de, geçiyor bile!..
Efsaneler mıknatıs gibidir
- Quaresma ve Guti’nin ardından Allen Iverson da Beşiktaşlı oldu. Bu dev isimlerin Beşiktaş’a büyük katkı yapacağına inanıyor musunuz? Yoksa “Yıldız transferiyle iş bitmez, başka şeyler de lazım” diye mi düşünüyorsunuz?
Iverson, tıpkı Kerim Abdülcabbar, Lary Bird ve Michael Jordan gibi bir basketbol efsanesidir. Efsaneler, spora hevesli çocuklar ve gençler için, hep parıldayan kutup yıldızlarıdır. Ayrıca efsaneler, küçük yıldızları da adeta mıknatıs gibi kendilerine çeker. Dünya Basketbol Şampiyonası’nda bu sporun Türkiye’de ne kadar çok sevildiğini gördük. Hiç kuşku yok ki, şampiyonada aldığımız başarılı sonuçlar, basketbolcu olmak isteyen çocuk sayısında büyük artış sağlamıştır. Iverson’un gelişi de, günün birinde onun gibi olabilmenin hayalini kuran çocuklar için, adeta bir rüyanın gerçekleşmesi kadar önemli. Şimdi cevap bekleyen soru şu: Acaba Beşiktaş Iverson sevgisinden yararlanarak, geleceğin basketbolcularını alt yapıya çekebilecek mi?
Bu beceriyi gösterebilirse, büyük kazanım olur.
Ölüyü diriltmeyi başardılar
- Geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu Trabzonspor, çalıştı didindi ve en sonunda ligde de liderliğe yükseldi. “Bu başarıda pay sahibi olanları sıralar mısınız?” diye sorsak 1 numaraya kimi koyarsınız?
Trabzonsporlu futbolcular çok şanslı. Öncelikle Sadri Şener gibi, olgun, birikimli, hoşgörülü ve esprili bir başkana sahipler. Şanslılar, çünkü başlarında Şenol Güneş adında güzel kalpli, entelektüel derinliği olan, futbolcu psikolojisinden çok iyi anlayan bir futbol bilgesine var. Bu ikili, deyim yerindeyse ölüyü diriltmeyi başardılar! Futbolcular da bu gerçeğin farkında olmalılar ki ligin en güzel, en heyecan verici, en seyre değer futbolunu oynuyorlar. Ne diyelim, tebrikler...
Avrupalılar F.Bahçe’yi örnek alıyor
- Fenerbahçe’nin forvetinde, her biri yılda en az 1.5 milyon Euro alan 4 gol kralının birden olmasını (Niang, Semih, Güiza, Gökhan) “kadro zenginliği” olarak mı algılamalıyız yoksa “Plansızlığın bir ürünü” mü demeliyiz?
Başkan Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman Türk futbolunun sürüklendiği çöküntü sürecini ve “hayal kırıklığı yaratan yabancılar sorununu” çok iyi analiz etmiş olmalılar ki, iyi işler yapmaya başladılar. Örneğin İngiliz altyapı eğitmeni John Bilton, tüm mesaisini yeni yetenekler keşfetmeye hasrediyor. Sporcu psikolojisi uzmanı Kanadalı Profesör Peter User’in getirilmesi de son derece önemli. Gördüğüm kadarıyla Fenerbahçe bir yandan günün icaplarını yerine getirirken, diğer yandan geleceğe yatırım yapıyor. Yıldızları öz kaynaktan yaratmayı amaçlıyor. Bunlar övgüye değer çabalar. Türk futbolunun başka çıkış yolu yok. Bu gerçeği başkaları da görmüş olmalılar ki İngiltere’nin en köklü kulüplerinden Aston Villa’nın yöneticileri gelip, örnek model olarak seçtikleri Fenerbahçe’yi inceliyorlar.
Paylaş