Gülay Hanım, Arena'da...

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

Şişli Belediyesi' nin gıyabi tutuklu olarak her yerde aranan eski başkanı Gülay Aslıtürk, çağrılarımıza nihayet ses verdi ve ARENA'ya konuştu.

Gülay Aslıtürk'e ilk sorumuz ‘‘Türkiye'ye ne zaman döneceksiniz, daha doğrusu dönecek misiniz?’’ oldu. Gülay Hanım, ‘‘kaçak, gıyabi tutuklu’’ gibi sözcüklerle anılmasına fena halde bozuluyor ve kaçmadığını, stresli hamilelik dönemini atlatabilmek için yargıdan üç ay izin (!) aldığını söylüyor. (Bu arada bir son dakika haberi verelim: Şişli Belediyesi'nde yönetimi paylaştığı çalışma arkadaşlarından dördü daha, cuma günü nöbetçi mahkemece tutuklandı. Zimmete para geçirmek, görevi kötüye kullanmak ve emniyeti suiistimalle suçlanan sanıklar, Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacaklar! Bu gelişmelerden sonra, eski başkan yurda dönme konusunda istekli olur mu, bilemeyiz!)

‘‘KENDİMİ YAKACAĞIM’’

Röportaj sırasında gördük ki, Gülay Hanım skandalın patlak verdiği ilk günlerdeki gibi iddialı konuşmuyor. Hatırlayacaksınız, yolsuzluk iddiaları kamuoyuna yansıdığında, TV ekranlarına çıkmış ve ‘‘Eğer bir kuruşluk yolsuzluk yapıldığı kanıtlanırsa, ben kendimi belediye binasının önünde yakacağım’’ demişti. ‘‘Allah korusun!’’ diyerek başladığımız sorumuzda, bu sözlerini hatırlatınca, halen Amerika'da olduğu söylenen Gülay Hanım'dan bakın nasıl bir yanıt geldi:

‘‘Ben, demokratik erdem gösterdiğime inanarak istifa ettim! Ve ne dedim? Eğer eşime bir şey sağladıysam!..’’

‘‘Babanıza sağladınız mı?’’

‘‘Eğer hatalarımı bilen birileri varsa, bulun çıkarın ve beni yargılayın dedim.’’

‘‘Belediyeye iş veren inşaat şirketinden, babanızın Çatalca'daki çiftliğine giden malzemeleri, belediye kasasından çıkan milyarlar olarak görmüyor musunuz?’’

‘‘Tekrar ediyorum. Aileme ya da yakınlarıma bir kuruş rant sağladıysam... Belediyenin bir meteliğini dahi zimmetime geçirdiysem, tekrar ediyorum, kendimi yakarım!..’’

Bunun üzerine Gülay Aslıtürk'e, yolsuzluk iddialarını belediye meclisi adına soruşturan komisyon üyelerinde bulunan bir tutanağı hatırlattık. Tutanakta 8 üyenin imzası var. Komisyon üyeleri, belediyeye iş yapan Karadeniz İnşaat Şirketi'nin ortaklarından Ragıp Bölükbaşı'yla konuşurken, müthiş bir iddiaya tanık olmuşlar. Bölükbaşı, eski başkan Gülay Aslıtürk'ün kendisine bir buçuk milyon dolar şahsi borcu olduğunu söylemiş. Ayrıca bu alacaktan doğan ihtilaf sonucunda, bir uzlaşma toplantısı yaptıklarını ve eşi Orhan Aslıtürk'ün borcu üstlenmesiyle, 500 bin dolarda sulh olduklarını anlatmış.

BELEDİYENİN MALI, ÇİFTLİĞE

Soruşturma Komisyonu, bu alacak-verecek ilişkilerinin kaynağını araştırırken, aynı müteahhitin Gülay Hanım'ın babası İlyas Çokay'ın Çatalca-Dağyenice Köyü'nde yaptırdığı çiftliğin birçok işini üstlendiğini belirlemiş. Komisyona yansıyan bilgilere göre Ragıp Bölükbaşı, belediye hizmetleri için aldığı bazı inşaat malzemelerini, bu görkemli çiftlikte kullanmış.

Gülay Hanım bu konuda temkinli konuşuyor: ‘‘Efendim, babanızın Dağyenice Köyü'nde bir çiftliği var, değil mi?’’

‘‘Evet!..’’

‘‘Bu çiftliğe, belediyeye iş yapan Karadeniz İnşaat firması, kamu hizmetinde kullanılması gereken malzemelerden gönderdi mi? Örneğin mıcır, kereste gibi... Hatta aynı şirket, çiftliğin çitlerinin yapımını üstlendi mi?’’

‘‘Hepsinin faturası vardır ve nereden alındığı bellidir. İstiyorsanız, o faturalar da ibraz edilir.’’

‘‘Aman ne iyi! Bize gönderirseniz, çok seviniriz!’’

‘‘Hayır! Mahkemeye başvururlar, böyle bir alacakları varsa, kendileri ispat ederler. Böyle durumlarda hukuk yoluna başvurulur.’’

NAYLON FATURALAR

Gülay Aslıtürk, belediyede bazı usulsüzlük ve yolsuzlukların yapılmış olabileceğini kabul ediyor, ancak bunlardan kendisinin asla sorumlu tutulamayacağını söylüyor. Eski başkan, somut örnekler sunarak yönelttiğimiz sorularımız karşısında, naylon fatura kullanıldğı gerçeğini de kabul etti. Hayali firmalara yaptırılmış gibi gösterilen hayali işler için alınan naylon faturalar konusundaki sorularımızı yanıtlarken de, şöyle bir mantık sergiledi:

‘‘Bu işler olurken, firmalar hata yapmışsa, bunu ortaya çıkarmak Maliye'nin işidir!.. Yapanlar, cezasını çeksinler. Ben Maliye Müfettişi değilim ki, hangisi naylon fatura, hangisi değil bileyim!.. Birimlerden kaynaklanan bazı yanlışlıklar, yöneticiye mal edilemez. Benim emrimde bin 200 kişi çalışıyordu. Onların faturası hep bana mı çıkarılacak?’’

‘‘O halde bu işleri yapanları siz söyleyin.’’

‘‘Ben bilemem! Araştırılsın, bulunsun!..’’

İşte böyle sevgili okurlar. Gülay Hanım, yolsuzluk iddialarını elinin tersiyle itip ‘‘Bunlar olmamıştır’’ demiyor. Artık topu, başkalarının üstüne atıyor. Şişli Cumhuriyet Savcılığı da, izninin bir an önce bitmesini bekliyor!













Yazarın Tüm Yazıları