Paylaş
Pandemi dönemi içinde daha önce de Miami’ye uçmuştum ama bu kez prosedürler farklıydı. İpler iyice sıkı tutulmaya başlanmış. Tüm çaba üçüncü dalgaya geçit vermemek için elbette...
Değişiklik ne derseniz, artık ister geliş ister gidiş olsun, Amerika-Türkiye seyahatlerinden en fazla 72 saat önce PCR testi yaptırmak zorunlu. Negatif olduğunu belgeleyemezsen uçman mümkün değil. Bunu öğrenince soluğu arkadaşım Seycan Tanfer’in sahibi olduğu Tanfer Hastanesi’nde aldım.
Salgının ilk döneminde yaşanan test ücreti kaosunun sona erdiğini zaten biliyordum.
Nitekim bu konuda bir sürpriz yaşamadım.
Açıklandığı üzere test ücreti olarak 250 lira talep edildi.
Bu arada, yola çıkmaya hazırlananlar için de hemen bir not düşeyim, sonuçlar en geç ertesi gün elinizde oluyor, planlarınızı ona göre yapın.
Geleyim sadede; nurtopu gibi bir negatif belgem oldu, yolculuğun önündeki tek engel de kalktı. Biletler alınsın, valiz yapılsın...
Bu ne kalabalık
Uçuş günü geldi çattı, alana ulaştım. Ve daha ilk adımda büyük şaşkınlık yaşadım. Pandemi nedeniyle aylarca ıssız kalan İstanbul Havalimanı’nda böyle bir kalabalıkla karşılaşmayı beklemiyordum açıkçası.
Ekonomi uçuş girişi inanılmaz yoğundu, her kapıda alıp başını giden kuyruklar vardı.
O yüzden ikinci notumu da ekleyeyim, uçağı kaçırmak istemiyorsanız havalimanına her zamankinden erken gitmeye bakın.
Business kapısı neyse ki boştu, direkt check-in bankosuna geçtim.
Görevliler PCR test sonucu ve test tarihini dikkatle kontrol ettikten sonra biniş kartını uzattı.
Pasaport kontrolünden geçtikten sonra THY Lounge’a uğrayıp meşhur pideden yemek bir klasik artık, yine rutini bozmadım, uçuş saatini orada bekledim. Ve sonunda istikamet uçuş kapısı...
Özlenen menü geri gelmiş
PCR testine bir kez bakılıyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz, uçak kapısında güvenlik bir kontrol daha yapıyor. Koltuğunuza ancak ondan sonra ulaşabiliyorsunuz.
Uçağımız Boeing 787-9 Dreamliner ve gerçekten çok konforlu. THY uçuş personeli son derece profesyonel, uçak içi hizmet kusursuzdu.
Salgın başlarında kısıtlanan menü de özlenen günlerine dönmüş, sıcak yemek ve sıcak içecek servisine yeniden başlanmıştı. Bir Türk kahvesi müptelası olarak bu duruma aşırı sevindim doğrusu...
Ve 13 saate yaklaşan İstanbul-Miami uçuşu, deneyimli THY personeli sayesinde yine sorunsuz geçti. Sanırım en önemlisi uçaktaki herkesin “negatif” olduğunu bilmekti, çünkü bu kendimi çok güvende hissettirdi.
Uzun zamandan beri yaptığım en huzurlu yolculuğumdu diyebilirim.
Miami’de sezon açıldı
Gümrük polisinin “hoş geldiniz” karşılamasıyla Miami’ye adım attık.
Miami’de karantina yok, sadece 7 günlük karantina “tavsiyesi” var.
Geçen yıl 15-20 Eylül tarihleri arasında da oradaydım ve o zaman hem havalimanı hem de şehir terk edilmiş gibiydi.
Bu gidişimde gördüm ki sezon son sürat açılmış!
Restoranlar, kafeler tıklım tıklım, boş masa yok.
Oteller full, havuz başları ve sahillerde şezlong bulmak neredeyse imkansız.
Ama şöyle de bir durum var, normalde açık olan birçok yol trafiğe kapatılmış.
Pek çok yerde de kontrol için dolaşan polis ekipleriyle karşılaşıyorsunuz.
Miami’de yolda yürürken maske takmak zorunlu değil. Ancak bir mekana girerken yasak başlıyor.
Örneğin Miami Soho Beach House’ta ayağa kalktığınız anda o maskeyi takacaksınız, aksi halde güvenlikten “ciddi” bir uyarı alıyorsunuz.
29 yıldır ilk kez...
Pandemi her ülkede ekonomiye ağır darbe indirdi. Bu kısıtlamalardan en çok zarar görenlerden biri yeme-içme ve eğlence sektörü oldu. Durum Amerika’da da değişmiyor.
Miami’nin ünlü mekanlarından Ocean Drive üzerindeki Mango’s Tropical Cafe’nin kapıları 29 yıldan sonra ilk kez kapalı...
Kapısında da bu durumu açıklayan bir duyuru asılı...
Bu ünlü mekanın müdavimlerin daha ne kadar bekleyeceği belirsiz.
Mekanın bir daha açılmama ihtimali de varmış.
Dilerim en kısa zamanda pandemiden ekonomik anlamda zarar gören herkes rahat bir nefes alır, yaralarını sarar, hayat normal akışına döner.
Türkiye’de 250 lira Amerika’da 225 dolar
Türkiye, yurtdışından geleceklere 1 Mart’a kadar en geç 72 saat içinde yapılmış PCR test zorunluluğu getirdiğinden, dönüş uçağına binmek için yeniden test yaptırmam gerekiyordu.
Araştırdığımda özel hastanelerin 175 dolar almasına rağmen sonuçları 2-3 gün içinde, hatta bazen daha da geç verdiklerini öğrendim.
Bu, uçuşa yetişmem açısından sıkıntı yaratacak bir durumdu.
Bir arkadaşımın tavsiyesi ile randevu alınıp test sırasının sadece otomobil içinde beklenebildiği PCR test laboratuvarına gittim.
Burada normalden daha fazla yani 225 dolar ödüyorsunuz ama test sonucunu aynı gün içinde mail adresinize gönderiyorlar.
Bu rakamı ödeyince, Türkiye Sağlık Bakanlığı’na tekrar ve tekrar teşekkür etmemiz gerektiğini daha iyi anladım.
Paylaş