Tülay Demir

Ülkemle gurur duyuyorum

1 Mayıs 2020
Ülkemiz Amerika, İngiltere, İtalya ve İspanya dahil olmak üzere dost ve kardeş 55 ülkeye şefkat elini uzatarak sağlık ekipmanları gönderdi.



Dünya, Türkiye’nin yaptığı yardımları konuşurken, İsveç’in Malmö kentinde koronavirüs (Covid-19) testi pozitif çıkmasına rağmen tedavi edilmeyerek eve gönderilen Emrullah Gülüşken,
kızları Samira ve Leyla’nın sosyal medyadan yayınladığı yardım çağrısının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından karşılık bulması sonucu üç çocuğuyla beraber ambulans uçakla Türkiye’ye getirildi.
Ardından Rusya’da tıp öğrencisi olan akciğer hastası Haluk Hasan Seyithanoğlu da ambulans uçakla Türkiye’ye getirilerek tedavi altına alındı.
Ben bir gurbetçi çocuğu olarak süreci yakından takip ederken gerçekten duygulandım.
Ülkemle gurur duydum, gözlerim doldu, göğsüm kabardı.

Yazının Devamını Oku

Nerede o eski ramazanlar nostaljisinin manası yok 

30 Nisan 2020
Karantina günlerinde mahzun bir ramazan yaşıyoruz. Toplu iftarlar yok, Eyüp Sultan yok, ramazan eğlenceleri yok... Çocuğuyla yaşlısıyla milyonlar sokağa çıkma yasağı kapsamında... Ama gülebilen yine gülüyor. Yaş itibarıyla “sokak yasaklı” Ahmet Özhan da onlardan... İnternet üzerinden yaptığımız röportajın ilk dakikalarında “Karantina dönemini o kadar zevkli yaşıyorum ki” diyerek beni şoke eden sanatçı, devamında “Nerede o eski ramazanlar” serzenişinde bulunanlara yanıt verdi: “Yersiz nostalji yapmayın.”

◊ Pandemi kabusu nedeniyle bu yıl ramazan rutinlerimiz değişti. Siz şu sıralar en çok neyin özlemini çekiyorsunuz?

- Karantina dönemini o kadar zevkli yaşıyorum ki, muhtemelen benden beklediğiniz cevapları alamayacak, tamamen başka bir üslup bulacaksınız karşınızda. (Gülüyor) Allah’a hamdolsun keyfim çok iyi.

◊ Herkes açığıyla gizlisiyle depresyondayken siz nasıl oluyor da keyifli kalabiliyorsunuz?

- Ben zaten evcimen biriyim. Fevkalade önemli işlerim olmadığı takdirde pek evden çıkmam. Dolayısıyla şu an beni zorlayan bir şey de yok. Evet, daha önceleri ramazanlarda 25’in üzerinde konser verirdim. Fakat son iki senedir konserlerde ciddi azalma vardı. Yani o açıdan da bir şey değişmedi. Bir de içinde bulunduğumuz durumdan dolayı zaten bu sene bırakın konseri bir yerde iftar yapma imkanı bile yok.

◊ Ben de o sıkıntıları kastetmiştim zaten.

- Yine de şikayetçi değilim. Çünkü dediğim gibi evimde mutluyum. Salgın ortaya çıkınca ramazanı evde kendi gönlümüze göre yaşar hale geldik. Yapacağım şeyler var, okuyacağım şeyler var. Ayrıca online olarak konservatuvardaki derslerimi yürütüyorum. Yani hayatımda büyük bir aksaklık yaratmadı bu durum. İftarımızı da, sahurumuzu da, teravihimizi de kendi imkanlarımızla yapıyoruz.

◊ Belli bir yaş grubu son yıllarda hep “Nerede o eski ramazanlar” diyordu. Siz ne düşünüyorsunuz?

- Bu zamana kadar “Nerede o eski ramazanlar” gibilerinden hiçbir ifade kullanmadım. Niye öyle söyleyeyim ki... Hatırlıyorum da ben çocukken babam Kuran-ı Kerim dinleyebilmek için neredeyse sahuru kaçırırdı. O da Arap istasyonlarından bulduğu kadarıyla. Şimdi bütün kanallarda mukabeleler oluyor, sohbetler oluyor, ilahiler oluyor. Onun için eskiyi aramak gibi bir şey gereksiz. Kimse bu nostalji kompleksine kapılıp günümüzü yetersiz görmesin. Bu ramazanlar çok daha üstte.

Yazının Devamını Oku

Deniz mi eğlence mi?

24 Nisan 2020
İnsanlar haftalardır temiz havada yürümenin, bir ağaç gölgesinde arkadaşlarla oturup sohbet etmenin, aileyle bir yemek masasında buluşabilmenin hayalini kuruyor.


Ama kimileri her nedense asıl özlenenin gece hayatı olduğunu sanıyor.
Geçtiğimiz günlerde Çeşme-Alaçatı’daki ünlü bir eğlence mekanının sahibinin paylaşımını gördüm. Şöyle diyordu:
“Gece kulüpleri ve eğlence mekanları kapalı olunca, kuş sesleri, kum ve güneş için otellerinize kim gelecek çok merak ediyorum.”
Bana kalırsa, şu dönem için akıllara zarar bir yaklaşım bu...
Kaldı ki ben çok önceden beri her mekandan ayrı ayrı yükselen yüksek müzik seslerinden, insanların balık istifi gibi durduğu gece mekanlarından, sokaktaki insan selinden rahatsız olduğum için çok sevmeme rağmen Çeşme’den, özellikle de Alaçatı’dan uzak duruyorum.
Çeşme ve Alaçatı’nın denizi, kumu, güneşi, kuş sesleri, otantik yapısı ve butik otelleriyle, eğlence mekanları olmadan daha çok tercih edileceğini düşünenlerdenim.

Yazının Devamını Oku

Fiziki mesafe maskeden daha koruyucu

21 Nisan 2020
Korona salgını oruç tutmaya engel değil. Ama hiç kuşkusuz beslenmemize, iftar ve sahur sofralarındaki gıdalara bu yıl her zamankinden daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor. Bağışıklığımızı hangi gıdalarla destekleyeceğiz, nelerden uzak duracağız, kimler risk grubunda? Tüm bunları, salgının Türkiye’deki ilk günlerinde hakkında korona pozitif olduğu yönünde haberler çıkan Sağlıklı Beslenme Uzmanı Dr. Ender Saraç’a sordum. “Şu süreçte şekerden kesinlikle uzak durun” diyen Saraç, karantina günlerinde hepimizi vuran “kontrolsüz kilo artışı”na dur diyecek bazı tavsiyelerde de bulundu: “İştahı dengelemekte yeşil elma, nane ve zerdeçal kokuları etkilidir. Ayrıca dişlerinizi en az 2-3 dakika naneli bir diş macunu ile uzun uzun fırçalamak da işe yarayabilir.”

◊ Mart başından beri korona ile yatıp korona ile kalkıyoruz. Siz de salgının Türkiye’deki ilk günlerinde enfekte olduğunuz şeklinde haberlerle gündeme geldiniz. Öncelikle geçmiş olsun diyeyim.

- Evet, hakkımda koronayla ilgili tamamen asılsız haberler çıktı. Tam üç kere test yaptırdım, üçünün de sonucu negatifti. Devletin resmi raporunu yayınladığım halde aynı gün bir TV kanalı “pozitif” diye haber geçti. Yok akciğerlerim patlamış, komadaymışım, solunum cihazlarına bağlanmışım. Bunun gibi aslı astarı olmayan haberlerdi.

◊ Test sonucunu beklerken gergin miydiniz?

- Pek sayılmaz, zaten negatif sonucunu bekliyordum. Sonuçların çıkması 4-5 günü buldu. E-devlet üzerinden resmi temiz raporunu alır almaz yayınladım, sonra eve dönmeme müsaade edildi. Şöyle de bir şey var; bu olay toplum tarafından ne kadar sevildiğimi görmemi sağladı. Ayrıca en başından beri savunduğum “maske kullanımının önemi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerekliliği, ozon ve C vitamini gibi doğal desteklerin ne kadar işe yaradığı” sonradan ortaya çıktı.

ŞU DÖNEMDE SAKIN KAN ŞEKERİNİZİ YÜKSELTMEYİN

◊ Bağışıklık sistemini nasıl güçlendireceğiz?

- Beslenme şekli çok önemli. Gıda olarak işlenmemiş kırmızı et, serbest gezen tavuk ve yumurtası, balık, yeşil ve kırmızı mercimek başta olmak üzere genel olarak bakliyatlar, enginar, limon, greyfurt, kivi, çilek, kakao çekirdeği, ceviz, soğan, sarımsak, pırasa, kuşburnu marmeladı, iyi yıkanması koşuluyla yeşillikler, sivri biber, doğal yoğurt, zeytin, az yağlı peynirler, kabak çekirdeği ve yulaf ezmesi, beslenme rutinimizde ön planda olmalı.

Yazının Devamını Oku

Kasap hep et derdinde

17 Nisan 2020
Haftalardır karantina koşullarında evimizde kalmaya devam ediyoruz. Neredeyse market alışverişlerimizi bile evden çıkmayarak online olarak gidermeye uğraşıyor, bazen eksik de olsa tenceremizi kaynatmaya çalışıyoruz.


Şahsi ihtiyaçlarımızı bir kenara bırakmamız ayrı bir konu.
Bunları yapmamızın tek bir sebebi var, virüsün yayılmasına izin vermemek, bir an evvel özgür ve güzel günlere geri dönebilmek. Ama çoğunluk muyuz? Hiç sanmıyorum.
Güneşi görür görmez kendini yollara vuran mı ararsın, araçla Bebek’te tur atan mı...
Hepsi mevcut.
Onca uyarıya rağmen koronayı yok sayıp bildiğini okuyanlar arasında ünlüler de var. Mesela Nusret Gökçe...
Geçen hafta yasak olmasına rağmen sahilde, hem de maskesiz ve eldivensiz şekilde koşuya çıkan Gökçe, “sağlıklı yaşam” koşusunu tamamladıktan sonra lüks teknesine atlayıp Boğaz turu yapmıştı.

Yazının Devamını Oku

Türkiye için Lale Devri 2023’te başlayacak

14 Nisan 2020
2020, “sonunda bitti” dediğimiz 2019’u mumla aratıyor. Gözümüz bilim insanlarında, kulağımız astrologlarda. Birbirini izleyen doğal afetler ve salgın hastalıkla ilgili yaptıkları öngörülerden dolayı çoğumuz astrologların sosyal medya paylaşımlarını günü gününe takip eder olduk. Ben de akıllardaki soruları, 3 yıl önce “2020’de dünya genelinde bir salgın yaşanacak, büyük kayıplar olacak” öngörüsünde bulunan Dr. Astrolog Şenay Devi’ye sordum: Bu kaos daha ne kadar sürer, dünyayı başka hangi krizler vurur, tünelden çıkış yakın mı? Gezegenlere, yıldızlara bakılırsa kötü tablodan çıkmamız zaman alacak ama Devi’ye göre “Türkiye için 2023 yılında da Lale Devri başlıyor”...

Salgın hastalık, deprem gibi felaketler, bu olaylarla ilgili yapılmış bazı tutarlı öngörülerden dolayı astrolojiye ilgiyi artırdı. Siz de 2017’de “2020’de dünyaya bir salgın hastalık yayılacak” demiştiniz. 

- Haşa gaybı Allah’tan başka kimse bilemez. Bir astrolog, gökyüzü enerjilerini okuyup rehberlik yapar. Yani sadece rehberlik yapıyorum. 3 yıl önce, 2020’de dünyayı etkileyecek bir döngü olacağını yorumlamıştım. Salgın bir hastalık yüzünden büyük kayıpların yaşanacağını, salgın bitmeden doğal afetlerin başlayacağını ama devamında ülkemizin küllerinden yeniden doğacağı bir döneme gireceğini aktarmıştım.

Yani bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete...

- Öyle değil. Bu bir uyanış, yenilenme, dönüşüm... Dünün tekrar etmeyeceğini, acıların verdiği olgunluğu, mutluluğun, sağlığın her şeyden önemli olduğunu hatırlayacağımız bir süreç. Maddi dengeler ve önceliklerimiz değişecek, ezbere dayalı hiçbir öğreti, inanç ve yönetim biçimi aynı kalmayacak, değişip gelişecek.

Sürekli bir “yeni dünya düzeni” deniliyor ama bu sözü herkes kendince yorumluyor. Ne olacak?

- Birincisi yaşamlarımız değişecek. İkincisi yeni düzenler gelecek; hem bireysel düzen hem de aile düzenleri değişecek. Gökyüzü unuttuğumuz değerleri ve kavramları hatırlatacak. Üçüncüsü dini, dili, ırkı, kimliği ile kimseyi ayrıştırmadan bütünün parçaları olduğumuzu idrak edeceğiz. Hırsların hükmünü yitireceği, şükür, sevgi ve emanete sahip çıkmamız gerektiğini anlayacağımız bir düzen.

2020 BİR DOĞUM GİBİ VE HİÇBİR DOĞUM SANCISIZ OLMAZ

Yazının Devamını Oku

Kadına şiddet

10 Nisan 2020
Yüzyılın salgını sadece bir sağlık sorunu olmaktan çok uzak. Ekonomiden aile bütünlüğüne birçok açıdan vurup duruyor insanlığı.


Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünyaya şöyle seslendi:
“Barış sadece savaşın olmaması demek değildir.
Birçok kadın karantina altında, aslında en güvende olmaları gereken yerde şiddetle karşı karşıya: Kendi evlerinde!
Bugün dünya üzerindeki her bir ev için barış çağrısı yapıyorum. Tüm hükümetleri pandemi döneminde kadınların güvenliğini ilk sıraya koymaya çağırıyorum.”
Aile içi şiddet, herkesin evlerine kapanıp kaldığı şu dönemde trajik bir biçimde tırmanışta.
Avrupa’daki sığınma evlerinde nüfus kısa sürede yüzde 30 artmış. Türkiye’de de durumun çok ciddi olduğunu düşünmeden edemiyorum.

Yazının Devamını Oku

Her gün 50 bin maske dağıtacağız

7 Nisan 2020
Özel tasarım motosikletleriyle adını dünyaya duyuran Tarhan Telli, korona salgınının Türkiye’ye ulaşmasının hemen ardından tıbbi maske üretimine başladı. Ünlü iş insanı, ayrıca hastaneye gitmeden korona testi yapmaya imkan tanıyacak “mobil test” projesinin hazırlıklarını tamamlayıp patent başvurusunda da bulundu. Hollywood yıldızlarından dünyanın en zengin işadamlarına sayısız ünlüye yüzbinlerce euro’luk motorlar tasarlayan Telli ile yeni projelerini, karantina günlerini ve geçmişten bugüne uzanan macerasını konuştum. Tabii ki karantina koşullarında, dijital dünyanın nimetleri aracılığıyla...

◊ Atatürk Oto Sanayi’ye ilk adım attığınızda 14 yaşındaymışsınız. Motor sevdanız ne zaman başladı?

- Aslında hayatıma motordan önce tasarım girdi diyebilirim. Daha çocuk yaşlardayken...

◊ Nasıl oldu o?

- Uzaktan kumandalı oyuncak arabalarım vardı. Onları komple söker, ikisinin motorlarını tek araçta birleştirerek 4 çeker yapardım. En sevdiğim şey çalışan bir aleti sökmek, nasıl çalıştığını anlamak, daha sonra onu geliştirmekti. Tabii o zamanlar buna geliştirmek denmiyordu pek. Annemin tabiriyle daha çok “bozmak”tı. (Gülüyor) Annem benim oyuncak canavarı olduğumu söylerdi.

◊ İlk motorunuzu aldığınızda kaç yaşındaydınız?

- 16... Kırık döküktü ama ben ona yeniden hayat vermiştim.

◊ Çok da küçükmüşsünüz. Aileniz bu tutkunuza tepki göstermedi mi?

- Göstermez olur mu! (Gülüyor) Annem bana çok düşkündür. Asla motor binmemi istemezdi. Hatta ehliyet sınavına bile gizli gizli hazırlandım. Kaskımı, sırf o görmesin diye yatağımın altına saklardım.

Yazının Devamını Oku