Paylaş
BİR kenti güzel yapan öğelerin biri de oradaki renkliliktir. İstanbul bu açıdan talihli ender şehirlerden biri. Yüzyıllarca Doğu Roma İmparatorluğu'na başkentlik yapmış. Sonra da bir Türk-İslam devleti olan Osmanlılara. Şimdi de laik Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli kenti olma sıfatını taşıyor.
Yalnız bunların tümü giderek kağıt üzerinde kalmakta. Çünkü bir süredir monoton, tek renkli bir İstanbul için gizli gizli çalışmalar yapılmakta. Üstelik bunu yapan kamu otoritesi olunca, insan ister sitemez daha büyük bir isyan duygusuna kapılıyor.
* * *
Kartal'da üç yüz yıllık bir geçmişi olan bir kilise var. Surp Nişan bir Ermeni kilisesi. İstanbul'u bir mücevher gibi süsleyen binlerce kutsal mekandan biri. Tabii bu benim fikrim. Kartal Belediye Başkanı ise asla böyle düşünmüyor. Nereden mi çıkarttım? Haberi okuyunca siz de anlayacaksınız...
Geçen hafta Hürriyet İstanbul'da yer alan habere göre, kilisenin bahçe duvarları ile birlikte bir eski ahşap yıktırılacakmış. Kartal Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, kilise duvarının yanından geçen yaklaşık 150 metre uzunluğundaki yolun dar olması sebebiyle bir yol genişletme çalışmasının başlatılacağını bildirmiş.
Belediye Başkanı'nın iddiasına göre, yapılacak yolun kilise ile bir alakası yokmuş. Sadece yol genişleyecekmiş. Başkan, ’’bu yol kiliseyi yutmayacak, sadece duvar ve bir dükkan yıkacağız, kilise bu cepheden görünür hale gelecek’’ demiş.
* * *
İstanbul zaten kendi haline bırakıldığı için göçüp giden güzelim eski eserlerle dolu. Bunların çoğu da artık cemaati kalmayan kiliseler. Dolapdere'den her geçişimde içim cız ediyor. Orada o kadar güzel, biblo gibi bir kilise var. Ama görmek bile neredeyse artık imkansız. Etrafı bir sürü çirkin dükkanla çevrilmiş. Bunlara yıllardır ses eden de yok.
* * *
Örnekler bununla sınırlı değil.
1997 yılında Büyükşehir Belediyesi Kasımpaşa'da bir park yapmaya kalkmıştı. Ne güzel bir girişim değil mi?
Güzel ama, o arada belediye Sururi Parkı'nı yapacağız diye, Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi'ni yıktı.
Oysa bu kilise de, 'korunması gereken tarihi yapılar' arasındaydı. Ne beis! Molozlar bir gecede ortadan kaldırılıverdi.
Sonra iş işten geçtikten sonra belediye yetkilileri hakkında soruşturma açıldı. On üç kişi suçlandı. Evrak Valiliğe gönderildi. Bilmem sonu ne oldu. İstanbul'un sayın valisi bir açıklarsa belki biz de öğreniriz.
* * *
En güzel ölçü, insanın bir şeyin kendisine yapılmasını isteyip istemeyeceğidir. Bir Batı ülkesinde bizim bir camimize böyle bir işlem uygulansa ne düşünürüz?
Lütfen bu soruya bütün içtenliğimizle cevap verelim.
Ben kendi hesabıma böyle bir işe isyan ederdim.
İstanbul'da böyle bir işe isyan edecek, isyanı geçin itiraz edecekler artık zaten yok. Kalanlar küçücük ve çaresiz bir topluluk.
Ama bu durum benim pozisyonumu değiştirmiyor.
Çünkü hala insaf, ahlak, dürüstlük gibi kavramlara önem öeriyorum. Bana yapılmasını istemeyeceğim bir şeyin başkalarına yapılmasına karşı çıkmam gerektiğine inanıyorum.
Kartal Belediyesi dini bir yapıya şu ya da bu biçimde tecavüz etmekle vicdanları hiçe saymakta. Bu yüzden yukarıdaki başlığı hak ediyor. Bu dinin Hıristiyanlık veya Müslümanlık olması hiç fark etmez.
Daha vahimi ise, aynı belediyenin bu girişimiyle tarihe de düşmanlık sergilemesi.
Kartal Belediye Başkanı acaba iktidardan düştükten üç yıl sonra anılacak mı? Çok şüphem var. Ama o kilise üç yüz yıldır ayakta kaldığına göre Belediye Başkanı'ndan daha değerli olsa gerek.
Haliç’teki Pisliğe Hayır!
KONU salı günü Hürriyet-İstanbul'un ilk sayfasındaydı. Bu gidişle daha çok uzun süre gündemde kalacağa benziyor.
Bir hafta önce Armada Oteli'ne gitmek için Haliç'ten geçtim. Sırtlardan görünen manzara o kadar güzeldi ki, anlatamam. Hele Feshane!
Bir pazar günü çevre halkın, çocukların orada gülüp eğlenmesine uzaktan tanık olmak bile çok güzeldi. Feshane Dünyası Çocuk Eğlence Parkı tek kelimeyle cıvıl cıvıldı.
Belediyeyi çok eleştirdim. Ama iyi, güzel girişimlere de destek vermek gerektiğine inanıyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi gerçekten örnek bir girişimde bulunuyor. Haliç'i temizlemeye kararlı görünüyor.
İstanbullular: Hepinizi bu konuda Büyükşehir Belediyesi'ne destek olmaya çağırıyorum.
Bu güzelliğin ortaya çıkmasına karşı duran menfaat şebekelerini elbirliği ile ortadan kaldıralım.
Kişisel çıkarlar, asla İstanbul'un güzelliğinin ortaya çıkmasına engel olmamalı.
Paylaş