ŞU bir gerçek ki, Christoph Daum’un yönetiminde F.Bahçe, PSV Eindhoven karşısında çok iyi bir hazırlık ve maç planı yapmıştı.
Taktik olarak rakibin nereden ve nasıl geleceğini, futbolcular adeta ezbere biliyorlardı. Guss Hiddink, ayağa pas yaparak, orta sahada top çevirip zaman kazanmayı ve ani derinlemesine toplarla, kenarlardan kontra ataklarla F.Bahçe’yi yıkmayı planlamıştı. Oyunun başlarında PSV Eindhoven’in sarı lacivertlilere karşı daha iyi top çevirdiğini, daha akıllı hareketler yaptığını gördük. Ancak bu, sonuca giden değil, zaman kazandırmaya amaçlayan hareketlerdi.
40. dakikada Alex’in penaltı golü geldi. 45’te penaltıyı yaptıran Vannegor of Hesselink’in ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesi F.Bahçe’yi daha da rahatlattı.
İkinci yarı başladı F.Bahçe muhteşem bir futbol ziyafeti sundu. Özellikle defansta Önder ve Serkan, orta da Appiah ve ilerde Anelka muhteşem bir oyun oynadı. Ancak haksızlık yapmayalım. Bütün takım iyiydi. Hepsi görevini yaptı. Anelka’nın pasıyla Alex’in attığı ikinci gol, sahanın her tarafına ayak basmadık yer bırakmayan Appiah’ın attığı 3. gol, F.Bahçe’yi bu maçta galip çıkardı. Bu 3 gol Şampiyonlar Ligi’nde büyük avantaj. Evet, F.Bahçe, Milan yenilgisini çok anlamlı bir şekilde geriye attı.