Paylaş
Ekonomik krizden sonunda televizyon kanalları da nasibini aldı... Aralarında Bizimkiler, İkinci Bahar, Ferhunde Hanımlar, Sıcak Saatler, İmparator, Yıkılmadım vs. gibi ünlü dizilerin de bulunduğu birçok dizi ve program yayımdan kaldırıldı...
Bunda krizin, özellikle de reklam gelirlerinin azalmasının tabii etkisi var...
Ama televizyon kanallarının hiç mi suçu yok?.. Bugünler o kadar net görünüyordu ki...
Sen kalkıp reyting ve de kolay televizyonculuk adına İbo'su, Onur'u falanı filanı dokuzbuçuk yaşındaki çocuklara milyon dolarlar verecek, o tiz yanık sesleriyle arabesk çığıran sanatçı (!) arkadaşlara, ‘‘talk show’’du, ‘‘dizi’’ydi trilyonlar kaptıracaksın...
Sonra da en ufak bir ekonomik çalkantıda sudan çıkmış balığa döneceksin...
Mahsun dizisinde ‘‘Yıkılmadım’’ diyor... Dizi başına o kadar milyarı alırsan tabii yıkılmazsın... Ama sonra yıkılan televizyon kanalı oluyor...
Benim bu işte en bozulduğum şey, öyle ya da böyle yüzlerce kişinin ekmek yediği dizilerin ekranlardan kovalanmaları... Televizyonların olan biten bunca şeye rağmen, hala o tiz sesli arabeskçi arkadaşların ‘‘show‘‘undan, dizilerinden o bol göğüs ve koltukaltı dekolteli hanımların popo kıvırarak yaptığı ‘‘show’’larından medet ummaları...
N'apalım, kendi düşen ağlamaz...
O HÜKÜMETİ BAŞINIZA ÇALIN!
Şu ara Ankara'da haldır haldır ‘‘Hükümet’’ kurma çalışmaları sürüyor...
Ve inanın tüm bu koşuşturmaların, ülkeyle, ülke insanıyla, ülke sorunlarıyla hiç ilgisi yok...
Bu çaba, profesyonel politikacıların ‘‘Yeni seçime kadar da olsa, popomu bir süre daha nasıl koltuğa koyarım’’ın çabası...
Sanırım televizyonlarda sizler de gördünüz...
Başbakan'ın konvoyunu izleyen Kanal 9 otosu kaza geçiriyor...
Selcen Yolcu adlı genç gazeteci arkadaş, ağır şekilde yaralanıyor...
Ve Selcen'i yakındaki Kartal Devlet Hastanesi'ne yetiştiriyorlar...
Hastanede doktor yok... Selcen'in arkadaşları ‘‘Doktor yok mu burada?..’’ diye bağırıp, koşuşturuyorlar... Ve hastanede Selcen'e yapılan müdahale sanki tavan akıyormuş gibi, başından, ağzından, burnundan akan kanlar yeri kirletmesin diye altına bir plastik kova koymak...
Bu hastanenin adı da Devlet Hastanesi...
Bu Devlet'in çoktan pijamalarını giyip evinin bahçesini sulayacak yaşa gelmiş, hasbelkader bir Sağlık Bakanı var... Bilmem bu anlattıklarımı televizyonda izledi mi?
Ve bu arada Süleyman beye de bir çift sözüm var...
Sen bırak ‘‘Devlet Sanatçısı’’ falan filan işlerini de, Devlet'in hastanelerine, polisine, bankalarına vs.'ye bak...
HASTANEDEN YENİ ÇIKTIM GÜNER BEY
Atv'de Güner Ümit'in gerçekten başarıyla sunduğu ‘‘Turnike’’ programı, yarışma özelliğini tamamen yitirdi, o güzel kızları, ünlü konuklarıyla bir show ve de hani gereksinim içindeki bazı kişiler için yapılan yardım geceleri programları vardır... İşte öyle bir programa dönüştü...
Yoksula yardım etmek tabii kutsal bir şeydir ama, ‘‘iş başka, alışveriş başka’’ diye de bir söz vardır...
Yarışma heyecan işidir... Güner'in programında da tüm ekran başındakilerin merakı, programa o telefonla katılan kişinin doğru numaraları bulup bulamayacağıdır...
Ama ‘‘Hastaneden yeni çıktım abi...’’, ‘‘Bu parayla çocuğumu okutacağım...’’, ‘‘N'olur yardım edin Güner bey, evim ipotekte...’’ ve bazı muhabbetlerden sonra anlaşılmaktadır ki, Güner Ümit bir yolunu bulup o parayı onlara verecektir...
İhtiyaç içindeki insanlara yardım etmek tabii çok güzel bir şeydir... Ama, bence Güner ille de böyle bir şey yapmak istiyorsa bu tip kişilere özel olarak yardım etsin... Daha önce de yazmıştım, programı bu ‘‘yalvar yakar’’ çirkinliğinden kurtarsın...
Paylaş