YANIT: Hayır, mümkün değil!.. Mahfuz hisse (saklı pay) diye bir olay var. Buna göre;
- Eşinizin 1/4 miras payını kimseye bağışlayamıyorsunuz. Başka bir anlatımla, eşinizin payına dokunamıyorsunuz.
- Çocukların ise yasal miras payının yarısına dokunamıyorsunuz.
Özet olarak büyük oğlunuzun miras payının yarısı, onun mahfuz hissesi. Ancak kalan yarısını bağışlayabilirsiniz.
Genelevdeki kadınların vergi avantajı
SORU: Birçok sektörde ve meslek grubunda teşvikler olduğunu görüyorum. Özellikle ücretlilere vergi ve sigorta primi muafiyeti ile ilgili teşvikler dikkatimi çekiyor.
Bazılarının farklı düşünmesine saygı duyarak bizim işimizin de teşvik edilebileceğini düşündüm. Genelevde çalışan kadınlara vergi ve sigorta primi avantajı var mı?
SATIN ALMA - KİRALAMA FARKI
Şirkete alınıp, aktife kaydedilen bir otomobil ile kiralanan otomobil arasında, kiralama lehine çok sayıda avantaj var. Satın alma olayından başlamak suretiyle, konuyu açıklayalım.
1- Şirkete otomobil satın alınması
a) Yıl içinde alınan otomobil için, alındığı yıl için, yıllık yani 12 aylık amortisman ayırmak mümkün değil. Alındığı aydan, yıl sonuna kadar olan dönem için, aylık amortisman hesaplanıp, gider yazılabiliyor (VUK. Md. 320).
b) Otomobil alımında ödenen KDV, indirim konusu yapılamıyor. Gider ya da maliyet unsuru oluyor (KDV K. Md. 30/b).
c) Otomobilin Motorlu Taşıtlar Vergisi gider yazılamıyor (MTVK. Md.14). ÖTV gider ya da maliyet unsuru olabiliyor (VUK Md. 270/2).
d) Otomobil satıldığında, bundan doğan kazanç için vergi ödeniyor. Ayrıca, düşük oranda da olsa KDV‘ye tabi oluyor.
İlk ikisinde kralın çıplak olduğu kabul edildi sıra üçüncüde...
KRAL ÇIPLAK (I)
Birincisinde; “vergi reformu” iddialarıyla 1998 yılında çıkartılmak istenen yasada bir takım değişiklikler yapılması ve bazı güvenceler verilmesi gerektiğini, aksi halde paranın bir kısmının yurt dışına kaçacağını bir kısmının da yastık altına gideceğini, sonuçta ekonominin daralacağını iddia ederek “kral çıplak” demiştim.
Nitekim öyle de oldu. Yazdıklarım aynen çıktı.
Sonunda, uyardığım konular bir başka yasa ile düzeltilmişti.
Ben de “demek ki kral çıplakmış” diye yazmıştım.
KRAL ÇIPLAK (II)
İkincisinde konu “Türk Ticaret Kanunu” ile ilgiliydi...
Kazaları önlemek için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen eğitimler 13 Şubat’ta yayınlanan genelgeyle tamamen durduruldu. Ancak eğitim vermeyen
işverene ceza sürüyor!
İŞ kazalarının en yoğun yaşandığı 2008-2009 yıllarında, Tuzla tersanelerindeki ölüm olaylarının da etkisiyle, İş Kanunu’nda bazı değişiklikler yapıldı.
Ağır ve tehlikeli işlerde çalışacak işçilerin, mesleki eğitimleri olmadan çalıştırılması yasaklandı.
Hemen ardından “Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalıştırılacak İşçilerin Mesleki Eğitimlerine Dair Tebliğ’de” değişiklik yapıldı (9 Mart 2010 tarih ve 27516 sayılı R.Gazete).
Eğitim olayı ciddiye alındı ve mesleki eğitimleri olmayan işçileri çalıştıran işverenlere yüklü para cezaları kesildi. Kesilmeye de devam ediyor.
Buraya kadar tamam ama bundan sonrası ilginç; Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 13 Şubat 2013 tarih ve 107009 sayılı genelgesi ile bütün eğitimler durduruldu.
81 İL VALİLİĞİNE DUYURU
DÜKKÂN ve mağazalarda ve diğer işyerlerinde uzun süredir kiracı olanlar, ciddi bir tehlike ile karşı karşıyalar. Sadece onlar değil, oturdukları evde eski kiracı olanlar da. Çok kişi farkında değil, mal sahipleri “hiç bir gerekçe göstermeden” eski kiracılarını işyerlerinden veya evlerinden çıkartabilecekler!
NE KADAR ESKİ
10 yılı aşkın süredir, bir işyerinde veya evde kiracı olanları, mal sahipleri gerekçesiz olarak işyeri veya evden çıkartabilecek. 10 yılı doldurmayan ama 5 yılı aşan kiracılar da diğerlerinden “üç yıl sonra” çıkartılabilecek. “Bu da nereden çıktı?” diye soranlar için açıklayalım. Bununla ilgili kanun maddesi bile var!
10 yılı dolduran kiracılar, herhangi bir gerekçe dahi gösterilmeden, 10 yılı izleyen yeni kira yılının bitiminden “üç ay önce” bildirimde bulunulmak suretiyle, işyeri ve evden çıkartılabilecekler.
Şimdi bunu okuyan mal sahipleri “Aman ne güzel, benim kiracı tam 12 yıl oldu. Kira da çok düşük kaldı. Hemen yarından itibaren çıkarma işlemlerine başlayayım” diye düşünmesinler.
Niye güldüklerine gelince, biraz önce Ahmet Kurtcebe Alptemoçin bir fıkra anlatmıştı da...
KAYALAR’IN KONUŞMASI
İlk konuşmacı olan, Lütfullah Kayalar, Türk vergi sistemini değerlendirip, tablo ve rakamlarla açıklamalar yaptı. AB ülkeleri vergi sistemini özetleyip, Türkiye ile kıyaslarken, Alptemoçin, kulağıma “Hocam, Sayın Kayalar süreyi çok aştı. Benim acil işim var” diyerek, oturum başkanı sıfatıyla müdahale etmemi istedi.. Ancak, Kayalar’ın konuşması o kadar akıcı ve güzeldi ki, kesmeye kıyamadım.
ALPTEMOÇİN’İN FIKRASI
Kayalar’ın konuşması bitince Alptemoçin, sözlerine şu fıkrayı anlatarak başladı:
Japonya’daki bir panelde, Japonca kısa bir başlangıç yapıp konuşmasına İngilizce devam etmek isteyen işadamı, arkadaşından yardım istemiş. Arkadaşı da, birkaç peçete alıp ilk peçeteye, “merhaba” anlamına gelen “haay” sözcüğünü, diğerlerine de devamı niteliğinde birkaç not yazmış.
Evi birinci veya ikinci bodrum katta olan bir grup Hürriyet okuru da; “Evimiz güneş bile görmüyor ama aynı büyüklükte olan, ikinci veya üçüncü kattaki dairelerle aynı vergiyi ödüyoruz. Oysa o evlerin değeri, bizim evin iki-üç katı” diye şikayet ediyorlar.
Bu da bir başka emlak vergisi çelişkisi!
İSKÂNI OLMAYAN EVLERE SIFIR VERGİ NİYE YOK?
Yaklaşık 500 Hürriyet okuru, ısrarla bunu soruyor.
Okurlarımızdan gelen sorulara ve şikayetlere baktığımızda; bazı belediyelerin emekli, işsiz, ev hanımı ve engellilere, “indirimli (sıfır oranlı)” emlak vergisini uygulamak için binaya ait “iskan belgesi”nin alınması şartını aradığı fark ediliyor.
MALİYE NE DİYOR?
Vergi olayının patronu Maliye olduğuna göre, bu konuda Maliye’nin görüşü çok önemli.
Sonuçta Maliye ne diyorsa, belediyelerce onun uygulanması gerekiyor.
Israrla soruyorlar;
“Birer evi olan karı-koca, emlak vergisi ödeyecek mi ödemeyecek mi?”
Hemen açıklayalım; duruma göre ödeyecek, duruma göre ödemeyecekler.
Şimdi bunları tek tek açıklayalım.
ÇALIŞAN EMEKLİYE VERGİ VAR
Emekli olduktan sonra, ücretli olarak ya da kendi adına çalışanlar, bir evleri dahi olsa, emlak vergisi ödeyecekler.
25 BİN TL’NİN ÜZERİNDE FAİZ
Emekli, işsiz veya ev hanımının, 2012 yılında 25 bin liranın üzerinde faiz, repo, kâr payı, temettü ve benzeri menkul sermaye iradı geliri varsa, emlak vergisi ödeyecek.