Böylece 52 yıldır borçlu olduğumuz IMF’ye borcumuz sona erdi. Bu güzel bir olay…
Bu arada bazı okurlarımız “IMF borcu ödendi peki diğer borçlarımız ne durumda? Onlar da azaldı mı yoksa çoğalıyor mu?” diye soruyorlar.
Hemen belirtelim, iç ve dış borçlarımız tutarında, azalma söz konusu değil. Tersine ciddi bir artış var.
DIŞ BORÇLARIN TUTARI
2002’de 130 milyar dolar olan dış borçlar, 2012’in sonu itibariyle 337 milyar doları buldu. Bu tutarın içinde yer alan kamu borçları ise, 64 milyar dolardan 103 milyar dolara yükseldi.
2002’de 130 milyar dolar olan toplam dış borcumuz, 2005’te 170, 2008’de 281, 2010’da 292 ve 2011’de 304 milyar dolar idi.
Kuşkusuz dış borçlara tek başına tutar olarak bakmak doğru değil. Toplam dış borcun GSYH’ye oranı yönüyle baktığımızda, 2002’de yüzde 56.2 iken, 2011’de yüzde 39.3’e gerilediği fark ediliyor.
2012 yılında vergi incelemesi sonucu kesilen vergi cezalarının; Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu tarafından, yüzde 97’si kaldırıldı yani silindi.Vergilerin de, yüzde 65’i silindi.
Merkezi Uzlaşma Komisyonu’nda ise cezaların yüzde 87’si, vergilerin ise yüzde 65’i silindi.
UZLAŞMA NE?
Bir vergi ve ceza kesildiğinde, şahıs ya da şirketin mahkemede dava açma yoluna gitmeden, “Tamam ben bu vergi ve cezayı ödeyeceğim. Uzlaşma yolu ile pazarlık yapıp, belli bir kısmını kaldırmanızı istiyorum” anlamında başvuruda bulunmasını, idarenin de “Şu gün şu saatte gel. Karşılıklı pazarlık yapalım” demesini ifade ediyor.
Bu pazarlıkta, cezaların neredeyse tamamı, verginin de belli bir kısmı kaldırılıyor. Uzlaşılan yani kalan vergi ve cezanın vadesinde ödenmemesi, uzlaşmayı geçersiz kılmıyor.
İKİ AYRI UZLAŞMA VAR
Uzlaşma olayında; “tarhiyat öncesi” ve “tarhiyat sonrası” diye adlandırılan iki ayrı yöntem var. Bunlardan birinciyi talep eden, diğerini edemiyor. Ayrıca, belli bir sınırı aşan ve 3 milyon liraya kadar olan uzlaşmalar “Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu”nun, 3 milyonu aşan vergi ve cezalar ise “Merkezi Uzlaşma Komisyonu”nun görev alanına giriyor.
BANKADAKİ PARALAR
10 yaşlarında bir erkek çocuğu ile odama giren ve beni de hiç tanımadığı belli olan kadın, hemen söze girdi:
- Abi.. benim kocamdan gizli, bankada 60 bin lira param var. Bir kanun varmış. O kanuna göre, bankadaki paramı ve faiz gelirini kocama bildirecekmişim. O da kendi geliri ile benim gelirimi birlikte beyan edecekmiş.
- Evet.. “aile reisi beyanı” var. Böyle olacak..
- Peki ama kocamın bu paradan haberi yok. Öğrendiğinde, parayı elimden alır. Gerçi siz de erkeksiniz ama bu erkek milletine güven olmaz. Ben ölürsem kocam kırkım çıkmadan evlenir. Bankadaki para bu çocuğun istikbali...
- Peki ama ben ne yapabilirim ki?
MEĞER BEN NEYMİŞİMKadın, raftaki yazdığım cilt cilt vergi kitaplarına baktıktan sonra tebessüm ederek konuştu:
SORU: Değişik motif, desen veya resimleri; hint kınası, alman taşı, oksijenli su ve fırça kullanarak, genellikle genç kızların ve erkeklerin vücudu üzerinde “geçici dövme” olarak şekillendiriyorum. Muhasebeci bir abiye sordum “sen vergiden muafsın” dedi. Bir başkası da “Bu kadar para kazanıyorsun, vergi ödemezsen Maliye sana iyi bir dövme yapar” dedi. Maliye beni gerçekten döver mi yoksa vergiden muafsın diye sever mi? Okan Şimşek - BODRUM
YANIT: Geçici dövme faaliyeti, sermayeden çok şahsi mesaiye ve mesleki bilgiye bağlı olup,
geliriniz “serbest meslek kazancı” olarak değerlendirilir. Muafiyetlerden yararlanamazsınız. Vergi dairesine kaydolacak ve aldığınız paraların karşılığı “serbest meslek makbuzu” düzenleyeceksiniz.
Hamamdaki tellak ve masörler
SORU: Kadın ve erkek hamamı işletiyorum. Hamamda çalışan tellak ve masörlere ücret ödemiyorum. Sigortalı da değiller. Aldıkları bahşiş karşılığı çalışıyorlar. Kafama takıldı, bir maliyeci gelir sorarsa başım ağrır mı? Yavuz Gürsoy - BURSA
YANIT: İşletmecisi olduğunuz hamamda, aranızda işçi-işveren ilişkisi olmaksızın masör ve tellak olarak kendi adlarına çalışan şahıslara, işletmeniz bünyesinde biriken bahşişlerden ödeme yapıyorsanız, bu ödemeleri ücret olarak değerlendirip gelir vergisi keseceksiniz. Tellak ve masörlerin, doğrudan müşteriden bahşiş almaları halinde, elde edilen gelir “diğer ücret” kapsamında değerlendirilir. Bu kişilerin “vergi karnesi” almaması ve vergilerini zamanında ödememeleri halinde, ödenmeyen vergilerinden siz sorumlu tutulursunuz.
Ölen eşin kıdem tazminatı
SORU:
Başbakan, 2007 yılı Ocak ayında, İstanbul Ticaret Odası’nda yaptığı konuşmada “Kayıt dışı çalışanı, vergi kaçıranı ihbar edin. Bunu yaparken de ‘arkadaşımı ihbar ediyorum’ diye üzüntü duymayın. Çünkü vergi kaçıranı ihbar eden vatanseverdir” demişti.
Bu anlamda “vatansever” olarak tanımlananlara, 2012 yılında 3 milyon lira da ikramiye ödendi.
İHBAR DİLEKÇELERİ
2012 yılında değişik konularda 23 bin 296 “ihbar dilekçesi” verildi. İhbarda bulunan ve kendilerine “ihbar ikramiyesi” ödenmesini talep
eden 196 kişiye de 3 milyon 82 bin 853 TL ikramiye ödendi.
Gelir İdaresi Başkanlığı ve vergi dairesi başkanlıkları ile defterdarlıklara (Alo Maliye 189 dahil) yapılan ihbarlar, Tablo-I ve II’de gösterilmiştir.
2012 yılında yapılan gelir vergisi kesintilerinin de dağılımı belli oldu. Dağılıma baktığımızda, ücretler, mevduat faizi ve işyeri kiralarından kesilen vergiler dikkati çekiyor...
Muhtasar beyanname ile bildirilen toplam gelir vergisi kesintisinin, yıllardır yaklaşık üçte ikisini ödeyen ücretliler bu yıl da lider.
KESİNTİLERİN DAĞILIMI
Kesintilerin, dağılımı tabloda gösterilmiştir.
Buna göre;
- Ücretlerden kesilen vergiler, 2009 yılında yüzde 62.7 iken, 2010 yılında yüzde 66.1’e yükselmiş. 2011’de ise 65, 2012’de ise 66.2 olmuş. 2012 yılında 5 milyon 523 bin ücretliden, asgari ücret üzerinden 7 milyar 306 milyon TL, 2 milyon 530 bin ücretliden de 32 milyar 155 milyon TL gelir vergisi tahsil edilmiş. 2012 yılında her 100 liralık gelir vergisi kesintisinin, 66 lirası ücretlilerden alınmış. Bunun da 12.22’si asgari ücretliden, 53.78’i de diğer ücretlilerden kesilen vergiler.
*İsimsiz
Türkiye genelinde, en çok vergi ödeyen 100 vergi rekortmeninden 35’i adının açıklanmasını istememiş. En yüksek kira geliri beyan eden 100 kişiden de 45’i adının gizli tutulmasını istemiş. Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan 100 kişiden 70’i, ‘En çok vergi ödeyenler’ listesinde yok. İşte nedenleri?
DÜNKÜ Hürriyet’te, 2012 gelirleri nedeniyle 2013’te en çok vergi ödeyen, “vergi rekortmeni” 100 kişinin listesi yayınlandı.
Listeyi inceleyen okurlarımız iki konuyu çok merak etmişler:
1- Türkiye genelinde, en çok vergi ödeyen 100 Vergi rekortme-ninden 35’i adının açıklanmasını istememiş.
En yüksek kira geliri beyan
eden 100 kişiden de 45’i adının “gizli” tutulmasını istemiş. Neden?
Çünkü limited şirketlerin neredeyse hiçbir avantajı kalmadı.
Yeni TTK ile anonim şirketlere, “çok özel avantajlar” sağlandı.
10 AYRI AVANTAJ
Hangi birisini anlatalım, o kadar çok ki...
1. Anonim şirketler, önceden “en az 5 kişi” ile kurulabiliyordu. Yeni TTK, bir kişilik anonim şirket kurulmasına olanak sağladı. Mevcut anonim şirketler de tek kişiliğe dönüştürülebilir.
2. Anonim şirkette, (yönetim kurulu üyesi olmayan) ortağın, şirketin vergi ve SSK primi borçlarından dolayı bir kuruş dahi sorumluluğu yok. Limited şirketlerde ise, ortaklar şirketteki hisseleri oranında bu borçlardan sorumlu.
3. Anonim şirkete, dışarıdan bir kişi “yönetim kurulu üyesi” olabilecek. Bu durumda, şirketin yüzde 100 payına sahip ortağın, hiç bir sorumluluğu olmayacak.4. Anonim şirketin ortağı olan emeklilerin, emekli aylıklarından yüzde 15 Sosyal Güvenlik Destekleme Primi (SGDP) kesilmez. Limited şirket ortağı emeklilerden ise yüzde 15 SGDP kesilir.