Yüzde 200’ü bulan “fark ücreti”, bayram karmaşası arasında basında tartışılmadı bile.
Ancak, bayramda yapılan ev ziyaretlerinde, en çok konuşulan konulardan biri de bu zamlardı.
“Her vatandaş özel hastanelere rahatça gidebilecek, deniliyordu. Yüzde 200 zamdan sonra, önünden bile geçmek zor” diyen çok kişi vardı.
ZAM 200 DEĞİL 110
Önce, bir durum tespiti yapalım; zam yüzde 200 değil yüzde 110.
Çok kişi farkında değil ama son zam öncesi özel hastaneler, Sağlık Bakanlığı ve Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın belirlediği tedavi ücretleri üzerinden, yüzde 90’a kadar fark ücret alıyorlardı.Son artışla bu fark 90’dan 200’e yükseltildi.
Buna göre; SGK sigortalı için özel hastaneye hem muayene için hem de ameliyat için devletin verdiğinin yüzde 200’ü kadar da cebinden ödeme yapacak.
Aksini yapanlar geçmişe dönük 12 bin TL ile 483 bin TL arasında ‘ceza’ ile karşı karşıya.
İŞYERİ kirası ödeyenler, “ceza şoku” ile karşı karşıyalar!
Geriye dönük 5 yıl 10 ay yani 70 aylık kira ödemeleri nedeniyle, 12 bin TL ile 483 bin TL arasında değişen “ceza yağmuru” her an yağmaya başlayabilir.
Ceza, sadece kira ödeyenlere değil, kiraya verenlere de var!
OLAY NE?
Şu anda işyeri kirası ödeyen, “milyonlarca kişi ve kurum” var.
-Gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olan (bakkal, manav, kitapçı, kırtasiyeci, konfeksiyoncu, çantacı, gözlükçü, ayakkabıcı, otel, motel işletenler yedek parçacı, lokantacı, kebapçı, bar, gazino, avukat, doktor, mimar vs.).
Sizi fazla merakta bırakmadan açıklayayım, “Sekreterle iş seyahatine çıkılması” ile ilgiliydi...
Okumayanlar için de özetleyelim.
İşadamları, işleriyle ilgili olarak, yurtiçinde ya da yurtdışında seyahate giderlerken, yanlarına niçin eşlerini değil de, sekreterlerini alıyorlardı? Yanıtı basitti, vergi yasalarında bir madde vardı, o maddeye göre, sekreterin giderleri deftere masraf yazılabiliyor ancak eşin seyahat, otel, vb. giderleri masraf yazılamıyordu. (GVK Md. 40)
İşadamları da, yasa neyi uygun görüyorsa onu yapmak istedikleri için, sekreterleriyle seyahate gidiyorlardı.
YAZIYI OKUYANIN KİMYASI BOZULUYOR
Yaşı 75’i bulan tanınmış bir işadamı, yazıyı okuyunca mali müşavirini çağırıp sormuş:
- Bu yazılanlar doğru mu?
SORU: Eşimle ani bir kızgınlık sonucu, anlaşmalı olarak boşandık. Boşandığım gece sabaha kadar uyuyamadım. Deliler gibi pişman oldum. Sabah yanına gidip, “Ne olur tekrar evlenelim” dedim. Ancak Medeni Kanun’a göre, boşanan kadının hemen evlenmesi yasakmış. 300 gün beklemem gerekiyormuş. Bu doğru mu? Doğru ise, siz kanunlardaki boşlukları biliyorsunuz, beni, eski kocamla hemen evlendirir misiniz?
T.G.- İZMİR
YANIT: Size söylenen doğru. Medeni Kanun’un 132. maddesine göre, boşanan kadının tekrar evlenebilmesi için “iddet müddeti” denilen 300 günlük süreyi beklemesi gerekiyor. “Beni, eski kocamla hemen evlendirir misiniz?” diyorsunuz. İşin doğrusu bu benden çok size ve eski eşinize bağlı. Ancak ben size hemen evlenmeniz için bir yol gösterebilirim. Mahkemeye, boşandığınız eşinizle birlikte başvurup “yeniden birbirinizle evlenmek” istediğinizi belirtirseniz, mahkeme bu süreyi kaldırır, siz de hemen evlenirsiniz.
Kadına boşandığı kocasıyla tekrar evlenme yasağı
SORU: Evimde hem çocuk bakıyorum hem de siparişle günlere pasta börek yapıyorum. Gelir vergisi ödemem gerekir mi?
Nergis ATEŞ
İstanbul
Soru kayınvalidesi ile ilgili..
KAYNANAM BOŞANIYORBirlikte okuyalım;
“Çok güzel giden bir evliliğim var. Eşimle çok iyi anlaşıyoruz.
Ah.. bir de kayınvalidem olmasa!..
Kayınvalidem 46 yaşında ama kızından daha süslü..
Eşime; ‘Tak takıştır, sür sürüştür dünyaya bir daha mı geleceksin. Kocana de, seni tatillerde Avrupa’ya Amerika’ya götürsün. Sana güzel bir otomobil alsın’ diye güya akıl veriyor. Hocam, yeni ev aldık, banka kredi borcunu ucu ucuna ödüyorum. Hiç değilse birkaç yıl lüks harcamalar benim için mümkün değil. Neyse, eşim aklı başında birisi de ona takılmıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in 80’lik dede ile evlenen uyanık kızlara ilişkin üzerinde çalıştıklarını açıkladığı sınırlama zaten var. Emekli Sandığı Kanunu’na göre karı-koca arasında bırakın 40’ı, 30 yaş farkta bile ölüm halinde aylık bağlanmasına kısıtlamalar getiriliyor. Bu nedenle Sosyal güvenlikle ilgili diğer çözüm bekleyen konulara odaklanılması şart.
PAZARTESİ günkü Hürriyet’te, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın ilginç açıklamaları vardı. Bunlardan biri de 80’lik dede ile evlenen uyanık kızlara, dedenin ölümü üzerine yüksek aylık bağlanmasıyla ilgiliydi..Bakan Çelik bunu eleştiriyor ve kendinden 40 yaş büyük erkekle evlenen kadına, aylık bağlanma durumunu gözden geçireceklerini açıklıyordu. Türkiye’de birçok yaşlı insanın, genç kadınla evlendiğini de özellikle vurguluyordu.
Bunların da 13 milyon 162 bin 369’u SSK’lı (4/a’lı) işçi olarak çalışıyor.
İşçi olarak çalışanların da yaklaşık 10 milyonu ayda 3 bin liranın altında ücret alıyor. Bunlardan 8 milyonu açısından, “emekli aylığı” yönünden ciddi bir sorun var.
İşte.. yazımızın konusu bu 8 milyon ücretliyle ilgili.
ÇALIŞTIKÇA AZALAN AYLIK
Aylık brüt kazancı, Sosyal Güvenlik Kurumu’na 3 bin liranın altında beyan edilenler veya Bağ-Kur’lu olarak aylık bin liranın altında prim ödeyenlerin, ileride emekli olduğunda “bağlanacak emekli aylığı” sürekli düşüyor.
SSK’lı (4/a’lı) olarak çalışanlar 3 bin TL’ye kadar ücretle, Bağ-Kur’lu (4/b’li)’ler ise 1.000 TL’ye kadar prim ödeyerek çalışırlarsa ve prim öderlerse, bağlanacak emekli aylıkları o kadar düşük oluyor.
Diyeceksiniz ki; “İnanılır gibi değil”.
Ortada TBMM’ye hatta Bakanlar Kurulu’na intikal eden bir yasa tasarısı olmadığı halde, kadınlar şimdiden harekete geçti bile..
Hürriyet’te okudunuz, “evlenince kıdem tazminatı ödenmeyeceği” endişesine kapılan nişanlı veya sözlü kızlar, şimdiden “evlilik” hazırlıklarına başladılar bile..
İLGİNÇ BİR FORMÜL
Önceki gün bir işadamı arkadaşım, yaşadığı ilginç olayı anlattı. Birlikte okuyalım.
“Şirketimde, 14 yıldır çalışan bir kadın vardı. Eşi ile de çok mutlu bir evliliği olan bu kadını, çevremdekilere örnek gösterirdim.
İşte o kadın bir gün odama geldi ve ‘ben eşimden boşandım’ dedi. Kulaklarıma inanamadım. Akşam personelin iş çıkışında dışarıyı seyrederken, kadının boşandığı eşinin arabasını fark ettim. İçimden, ‘İnşallah tatsız bir durum olmaz’ diye düşünürken, kadının eski eşinin aracına doğru ilerlediğini gördüm. Eski eşi de otomobilinden indi.. O da ne!.. birbirlerini öptüler ve araca binip gittiler.
Sabah baktım, ayrıldığı eşi şirkete bıraktı!