Paylaş
Geçen haftalarda Bolonya’daki lezzet turumdan bahsetmiştim. Bu hafta dumanı üstünde İtalya seyahatimizden tüm öğrendiklerimizle, İtalya’nın farklı tarzdaki lokantalarına bakalım istiyorum.
Ristorante, İtalyan mutfağının lüks ve zarif yüzünü temsil eden havalı bir gastronomi cennetidir! Bu tür restoranlar, sadece lezzetli yemekler sunmakla kalmaz, aynı zamanda size unutulmaz bir deneyim yaşatır. Bir ristoranteye girdiğinizde, şık masa örtüleri, kristal kadehler ve sanatsal bir dekorasyon, burada sıradan bir yemek yemenin ötesinde bir deneyim yaşayacağınızı hemen hissettirir. Menüde, İtalyan mutfağının en rafine örneklerini bulabilirsiniz.
Başlangıçlar genellikle İtalyan mutfağına dokunuşların sunulduğu carpaccio, crudo ve diğer antipastilerin şefin vizyonuyla harmanlanmasıyla oluşturulur. Primi, genellikle el açma makarnalar ve arborio pirinciyle yapılıp envai çesit sosla servis edilen karbonhidratlardan oluşur. Tabii bizdeki ‘Türkalyan’ restoranlarının aksine, primi küçük porsiyon sunulur; secondi’ye yani ana yemeklere yer açmak için. Ana yemeklerdeyse deniz mahsulleri, osso buco, bistecca fiorentina gibi klasik İtalyan yemekleri veya modern versiyonları olur. Tatlılarsa tam bir sanat eseridir; tiramisu, panna cotta veya cannoli ile yemeğinizi şık bir sonla noktalarsınız.
Detaylar fiyatlara yansır
Peki, neden ristorante’ler pahalıdır? Bunun birkaç nedeni var. Öncelikle, burada kullanılan malzemeler en kaliteli ve taze olanlardır. Trüf mantarları, kaliteli zeytinyağları ve en taze deniz mahsulleri yemeklerin lezzetini zirveye taşır. Ayrıca ristorante’lerde çalışan şefler genellikle çok deneyimli ve ünlü isimlerdir. Bu şeflerin ustalıkla hazırladığı yemekler adeta bir sanat eseridir. Mekânın atmosferi, şıklığı ve detaylara verilen önem de fiyatlara yansır. Sonuçta, burada sadece bir yemek değil, aynı zamanda bir deneyim satın alırsınız.
Eğer, daha klasik, daha uygun fiyatlı, makarna ağırlıklı yemek tercih ediyorsanız o zaman sizi trattoria’lara alalım.
Trattoria, İtalya’nın sıcak ve samimi ruhunu yansıtan, adeta evde yemek yiyor gibi hissettiren, rahat ve keyifli bir yemek deneyimi sunan yerel restoranlardır. Trattoria’ya adım attığınızda, sizi güleryüzlü garsonlar ve ahşap masalar karşılar. Dekorasyon sade ama sıcak, adeta bir İtalyan büyükannenin evinde misafirmişsiniz gibi. Trattoria’nın kalbi mutfakta atar; buradaki yemekler ‘ev yapımı’, lezzet dolu ve tazedir. Menüler genellikle karatahtaya yazılmıştır ve günlük olarak değişebilir, bu da her ziyaretinizde yeni bir sürprizle karşılaşacağınız anlamına gelir.
Bruschetta veya caprese salatasıyla hafif ama lezzetli bir giriş yapabilirsiniz. Ana yemeklerdeyse seçenekler bol ve çeşitli. Taze makarnalar, lazanya, gnocchi veya risotto gibi klasik İtalyan lezzetlerini denemelisiniz. Eğer et seviyorsanız, bollito misto (karışık haşlama et) veya pollo alla cacciatora (avcı usulü tavuk) gibi yemekler tam size göre. Deniz ürünleri de genellikle menüde olur ve taptaze servis edilir. Tatlı olarak tiramisu veya panna cotta’yla kendinizi şımartabilirsiniz.Trattoria’lar adeta evde yemek yiyor gibi hissettiriyor.
Trattoria’nın en güzel yanı, rahat ve samimi atmosferidir. Burada herkes kendini evinde gibi hisseder. Arkadaşlarınızla neşeli sohbetler eşliğinde yemeğin tadını çıkarabilir, yeni insanlarla tanışabilir veya sadece lezzetli bir yemeğin keyfini sürebilirsiniz. Fiyatlar da genellikle oldukça makul, bu da
trattoria’yı sık sık ziyaret etmek için bir başka neden daha!
Osteria ise tam anlamıyla bizim esnaf lokantalarımızın la dolce vita (tatlı hayat) versiyonu! Samimi, eğlenceli, küçük ve sıcak aile işletmeleri. Bu mekânlar, daha çok yerel halkın, biraz da meraklı gezginlerin uğrak yeridir. Osteria’ların dekoru ahşap masalar, renkli duvarlar ve genellikle duvarlarda asılı olan şarap şişeleriyle abartısız ama sıcak bir atmosfer sunar. Menü genellikle basit ve sezondandır, çünkü osteria’lar yerel malzemeleri ve geleneksel tarifleri
ön planda tutar. Burada, İtalyan mutfağının kalbini oluşturan basit ama nefis yemekler bulabilirsiniz. Başlangıç olarak bruschetta ya da çeşitli yerel peynirler ve şarküteri ürünleriyle dolu bir antipasta tabağı sipariş edebilirsiniz. Ana yemeklerde mevsimlik malzemelerle hazırlanan taze makarnalar, polenta, minestra (erişteli sebze çorbası) veya fırında pişirilmiş kemikli et ve sakatat
(aaah trippa a la Romano) yemekleri bulabilirsiniz. Tatlı olaraksa ev yapımı turtalar gibi geleneksel tatlılar harika bir seçimdir.
Osteria’lar genellikle aile işletmesidir, bu işletme maliyetlerini düşürür. Basitlik ve samimiyet, fiyatların uygun olmasını sağlar ve aynı zamanda ziyaretçilere otantik bir İtalyan yemek deneyimi sunar. Osteria’larda yemek yemek, sosyal bir etkinlik gibidir. Masalar genellikle yakındır ve bu da misafirler arasında sohbeti teşvik eder. Şaraplar bolca akar, kahkahalar yükselir ve yemekler paylaşılarak yenir. Gerçekten İtalyanların ‘la dolce vita’ felsefesinin somut bir örneğidir; burada her yemek, hayatın tadını çıkarmak için bir fırsattır.
Sonuç olarak, bütçenize ve havanıza göre ister lüks bir ristorante’ye ister samimi bir osteria’ya gidin, bir sonraki İtalya ziyaretinizde mutlaka İtalyan mutfağının gerçek lezzetlerini keşfedin. Afiyet olsun ve unutmayın, hayatı dolu dolu yaşamak için her zaman bir İtalyan restoranı vardır!
Paylaş