Paylaş
Esasında bu gecikme dört kesimi rencide ediyor. Birincisi; kim aday olarak açıklanacaksa bu durum tüm aday adaylarını, özellikle de muhtemel aday mevcut Başkan Tunç Soyer’i olumsuz etkiliyor. Zira geçmiş tecrübelerin ışığında, günün sonunda Tunç Soyer’in aday gösterilmesi, çok kişiye göre normal bir sonuç. Bu durum böyle gelişecekse, CHP’nin kendi adayına yönelik net tutumunu hemen belirlemesi beklenen siyasi tutumdur.
İkincisi; “gecikme” doğrudan ve bizzat CHP’ye zarar veriyor. “Kaynayan kazan mı” söylentileri oluşuyor. Parti içi “çekişme” söylentilerine sebep oluyor.
Üçüncüsü; “CHP seçmeni” bu kararsızlık hallerini anlamaz gözlerle izliyor, değerli aday adaylarının yanı sıra, alakasız isimlerin telaffuz edilmesi karşısında “parti aidiyetini” bile sorguluyor.
Dördüncüsü; ki, bu en önemlisi, işin uzatılması “kentimize” yönelik, kaale alınmama şeklinde İzmirlilerin haklı kızgınlıklara sebep oluyor.
CHP’nin yeni yönetimi “Tüzük Kurultayı, önseçim esası” gibi heyecanlandırıcı vaatlerini unutmuş görünüyor. Hal böyle olunca, aday belirlemede manipülasyona açık bir takım anket öyküleri ile dezenformasyonlar yaratılıyor. Esasında, daha evvel çok yazıldı, çizildi. Tunç Soyer’in tekrar aday gösterilmesi normal senaryo olarak ortada duruyor. Bir başkan, üstelik ikinci dönemi için, örgütten, sivil toplumdan, sendikalardan, muhtarlardan, ulusal ve uluslararası kuruluşlardan, hemşehri derneklerinden ve İzmirli’lerden, özetle tüm rasyonel parametrelerden destek alıyor ve gerçekleştirdiklerinin yanı sıra, başlattığı projeler için bir 5 yıl daha istiyorsa...
Basiretli bir parti yönetimi artık kararını bir an önce açıklamalıdır
Paylaş