BAŞKANI aynı zamanda bir medya patronu olduğu için olsa gerek Genç Parti konusunda medyada pek değerlendirme çıkmıyor.
Oysa son derece ilginç, hatta fantastik sayılabilecek öğeler içeren bir fenomen ile karşı karşıya olduğumuz kesin.
Ben bu partinin başkanının kendi televizyon kanalından detaylı yayınlanan mitinglerini büyük bir hayretle ve zaman zaman da büyük keyif alarak izlemekteyim.
Seçim sonucu ne olur bilemem, ancak ileriki yıllarda bu partinin seçim kampanyasının sosyologlar tarafından incelenmesi yoluyla Türk toplumunun özellikleri üzerine hayli ilginç ve bence hayli vahim sonuçlara varılabileceğini tahmin ediyorum.
* * *
Genç Parti aslında siyaset değil siyasetin parodisini yapıyor.
Zaman zaman da direkt olarak siyasete hakaret ederek yoluna devam ediyor.
Partinin kampanyasını koordine edenlerin sanki Türk toplumundaki yaygın cehaleti, hafızasızlığı, duyduğunun gerçek anlamını kavrama eksikliğini nasıl yapsak da insanların suratına bunları güzel bir şeymiş gibi anlatsak diye düşündüklerini, böyle bir planı uygulamaya başladıklarını düşünüyorum.
Onların kampanyasını benim açımdan keyifli yapan bu yönü zaten.
Olabilecek en kaba hisleri, kısa cümleler halinde insanlara söylüyorlar ve bunlar da büyük beğeni kazanıyor meydanlarda.
Bazı yorumcular o meydanlardaki insanların şaşkınlığının konuşmalardan sonra başlayacak konserleri beklemenin heyecanından kaynaklandığını söyleseler de ben bu kanıda değilim.
O meydanlardaki insanlar doğal olarak şaşkınlar ve kendilerine söylenen her basit cümlenin onlara ağır içerikli, hatta felsefi yanı olan değerlendirmeler olduğunu düşündüklerine de eminim.
* * *
Çok yıllar önce Star televizyonu henüz denemeler yaparken İstanbul'da tek başına yaşamakta olduğum evde bir gece ekranın karşısında uyuyakalmıştım.
Gece ben uyuklamaya başladığımda ekranda göbek dansı vardı ve bilmem hatırlar mısınız ama bu dans o zamanlar hayli erotik bir olay olarak yorumlanıyordu. (Buradan yola çıkarak Türkiye'nin nasıl hızla ‘‘geliştiği’’ üzerine bir tez de yazılabilir aslında.)
Sabah ise aniden ezan sesiyle uyanmıştım, bu doğal bir şey değildi çünkü ezan evin içinde okunuyordu.
Evet, gece erotik dans ile kapanan televizyon kanalı sabah ezan sesiyle açılışını yapmaktaydı.
O zaman düşünmüştüm ki bu televizyonu yöneten insanlar Türk insanını gayet iyi tanıyorlar. Onun karmaşık karakterini, çelişkili hislerini, kafa karışıklığını gayet iyi çözümlemişler ve bunun üzerine oynuyorlar.
Başarılı olacaklar diye düşünmüştüm, sonra Türkiye'de olanları hep birlikte yaşadık işte.
* * *
O geceki televizyon programından Genç Parti'ye uzanan direkt bir bağlantı çizgisi var aslında.
Partinin kampanyasını düzenleyenler karmaşık karakterleri, kafa karışıklıklarını, hafızasızlıkları, analitik düşünme yeteneksizliklerini, çelişkili hisleri, bu toplumda var olan yaygın his fırtınalarını cımbızla ayıklamışlar, ayıkladıklarından metinler hazırlamışlar ve sonuçta da cehaletin duyduğu zaman mutlu olacağı söylemi araştırma sonucunda bularak, kampanyalarını uygulamaya başlamışlar.
Meseleye bu açıdan bakarsanız partinin tüm seçim kampanyası Türk siyasi yaşamında var olan bütün yanlışlıkların bir anlamda abartılı bir şekilde kullanılarak, insanların suratlarına bu hatalı yapının ‘‘Alın işte madem bunlardan memnunsunuz, madem bunlar sizi mutlu ediyor alın da o zaman mutlu olun bakalım’’ diye vurulmasından ibaret.
Memlekete hákim olan bütün siyasi söylemlerin temelinde bu var zaten ama siyasi tarihimizde ilk kez ciddi bir görünüm altında bu siyasi söylemle bu kadar abartılı biçimde dalga geçilmekte.
* * *
Genç Parti seçimde başarılı olur mu?
Bence olamaz çünkü bu memlekette her partinin kendisine ait olan bir büyük cahil kitlesi var, Genç Parti kendi cahil kitlesini yaratmaya çalışıyor ve bunda ne kadar başarılı olursa olsun kendi cahillerinin toplamının diğerlerinkinden fazla olmasını sağlaması zor gözüküyor bana.
Diğer partiler içi boş laflarını sanki bunlar çok önemli bir şeymiş gibi anlatırken Genç Parti lideri konuşurken insanlara adeta ‘‘Bak bunların içi boş o nedenle beni iyi dinleyin de alkışlayın bakalım’’ der gibi davranıyor.
Hangi tavır daha olumlu bunu bilemem ama bildiğim şu ki eğer seçim meydanlarında sergilenen seçmen tavırlarını bir gösterge olarak alacaksak bu memleketin geleceğinin pek de parlak olabilmesi mümkün gözükmüyor bana.