BAŞLIĞA bakınca olanaksız bir şeyden söz edecekmişim gibi geliyor, ancak emim olun öyle değil.
Hatta, şimdiye kadar İzmir’e yapılan, ama gerçekleşme fiiliyle aynı paralele bile gelmeyen yakıştırmaların yanında, bu neredeyse tamam gibi. Biz, yine de "neredeyse" kısmına ihtiyatlı yaklaşalım. Ne de olsa burası İzmir...
Evet soruya gelelim, İzmir, neden kurvaziyer turizmin merkezi olmasın? Olmaması için hiçbir neden yok, imzalar atılmış, yatırım bedeli hazır, inşaat süresi belli. Geriye ne kalmış? Yer. Malum, yer İnciraltı olarak belirlenmiş. İşte zurnanın zırt dediği yer burası gibi görünüyor. Daha proje görülmeden sesler yükseldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın çok beğendiği projeyi görmek için, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’ın kahvesini içmeye gittim. Hemen şunu söyleyeyim, proje konusunda Ege ve Dokuz Eylül üniversiteleri ayrı ayrı rapor hazırlıyormuş. Bu konuda körfezi düşünenler, buna ben de dahil rahat olabiliriz. Bu raporlar hazırlandıktan sonra, gerçek proje hazırlanacak ve meslek odalarıyla paylaşılacak.
100 milyon dolarlık yatırım
Projenin toplam maliyeti 100 milyon dolar. Ortaklık yapısına göre, 66 milyon dolarını İtalyan kurvaziyer devi Costa karşılayacak. Kalanını Türk tarafı. Costa bu yatırımı aslında Limasol’a yapacakmış. Ancak, yoğun görüşmelerle İzmir’e kaydırılmış. Hemen şunu da söyleyelim, "Günübirlik gelip gidiyorlar bize faydası yok" diyenler bu kaygıdan uzaklaşabilir. Burada sözü Demirtaş’a bırakmak en iyisi: "Bulunduğumuz alanda üç rota var. Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Batı Akdeniz. Eğer bu limanı yaparsak, İzmir bu üç rotanın başlangıç ve bitiş noktası olacak. Biz bütün bu rotalarda en büyük kurvaziyer şirketi olan Costa ile ortaklık yapıyoruz. Bu şirket de burayı başlangıç ve bitiş noktası yapma taahhüdüyle yatırım yapıyor. Yoksa bu kadar parayı buraya niye bağlasın? Barselona’ya yılda 2 milyon kişi gidiyor bu yolla, İzmir’e neden gelmesin? Ayrıca, başlangıç ve bitiş noktası olduğu için en az bir gece burada konaklayacaklar. Bu, şu anda bıraktıkları kişi başı 91 doları kat be kat artıracaktır."
İskeleler duba üzerinde
Taslak projeden söz eden Demirtaş, iskelelerin körfezdeki akıntıyı asla etkilemeyeceğini söylüyor: "İskeleler uzayabilir yapıda 200 metre olacak ve duba üzerine inşa edilecek. Su akıntısı engellenmeyecek. Yalnızca kıyıda 10 dönüm alan doldurulacak. Bunun dışında denizle ilgili bir şey yok. Bu gemilerin sintinesi de yok." Hemen, "İnciraltı’nda nereye yapılacak", diyenlere de bilgi vereyim: Planlanan yer arabalı vapur iskelesini de içine alan bir bölge. Vapur iskelesi de taşınacak.
Demiraş’a göre şu anda gelen turistler kişi başı 91 dolar, (anketle belirlenmiş) bırakıyor. Geçen yıl deniz yoluyla gelen turist toplam 29 milyon 120 bin dolar bırakmış. Alsancak’taki iskeleyi gören var mı, bilmiyorum ama durum içler acısı. Bir-iki duty free dükkanı da genelde kapalı. Truistin İstanbul’da alış veriş yapmasına şaşırmamak lazım.
Akıllardaki soru
Hal böyle olunca da, Demirtaş’a akıllardaki "neden" sorusunu da sarayım dedim. Cevap: "Biz, oda olarak kişi başına 2 dolar ödüyoruz. Bunu üyelerimiz için ödüyoruz. Biz, ’Bu olay İzmir’e yarıyor, hep beraber ödeyelim, ya da para alınmasın’ diyoruz. Herkes, ’Haklınız’ diyor ama kimse bir şey yapmıyor. Bu kentin ticareti nasıl gelişir? Bu, turizmle mümkün. Bu iskele yapılınca, gelen turist çok daha fazla para bırakacak, esnaf yararlanacak, aileleri yararlanacak. Ayrıca, bu gemiler için personel yetiştirme projemiz var, şu anda kruvaziyer şirketleriyle görüşüyoruz. Bu gemiler burada konaklayacağı için bakımları var. Bu, istihdam demektir. Şimdi ben soruyorum: Neden olmasın?"