EGELİ’ye, özellikle İzmirli’ye ters, biliyorum. "Küçük de olsa, durumu kötü de olsa elimde kalsın da ne olursun olsun" der mi İzmirli? Der. Herkes gücün elinde olmasını ister. Ama, "Benim kontrolümde olsun" derken, elinizdekini de kaybedebilirsiniz. Şu günlerde hiç uzak bir ihtimal değil.
Alışkın olmadığımız bir konu. Yıllarca büyük grup olarak varlığını sürdürmüş ÅŸirketler daha sonra aile içi anlaÅŸmazlıklarla bölünüp çoÄŸalma yoluna gidiyor. Bunun nedenini sorgulamak ÅŸimdinin iÅŸi deÄŸil. Ama bölge olarak bu anlamda kurumsallaÅŸma fakiri olduÄŸumuz ve Türkiye’de geliÅŸen yönetim yapısı içinde nasıl olmaması gerektiÄŸi konusunda örnek oluÅŸturduÄŸumuz da gerçek.  Â
Geçen hafta Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), bu hafta İzmir Ticaret Odası (IZTO), ekonomik krizin etkileriyle ilgili yaptıkları anketi yayınladı. EBSO’da umut yoktu, IZTO’da ise durum vahim. Şimdi, IZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’ın açıkladığı anketin sonuçlarına bakalım: Üyelerin yüzde 88’i gidişten endişeli, yüzde 81’i hükümetin önlemlerini yeterli bulmuyor, yüzde 42’si krizin 2010’da etkisini göstereceğine inanıyor, yüzde 11’i acil önlem olarak piyasaya nakit para gerektiğini söylüyor, yüzde 26’sı bankalara güvenmiyor. Bankacılarla ilgili Mark Twain’in bir sözünü hatırlatmakta fayda var: "Bankacı güneşli bir günde size şemsiyesini ödünç veren, yağmur yağınca da geri alan bir arkadaştır."
2 yıl vergi muafiyeti  Â
Çözüm önerileri de sunulan İZTO’nun anketinde ortaya çıkan umutsuzluk ötesi. Buna dünkü Hürriyet İzmir’in manşetini de ekleyelim: Krizle beraber, daha doğrusu krizin etkisiyle İzmir’de icra davaları patlamış. 2007’de icra dosyası sayısı 3 milyonken, 2008’de 5 milyona ulaşmış.
Geçen hafta yazmıştım, ülke olarak krize aşinayız. Ama maalesef bu seferki geldi-geçti kriz gibi görünmüyor. İşçi çıkarma, harcamaları kısma gibi önlemler yetersiz kalabilir. O yüzden farklı bir öneride bulunmuş, "Büyüme stratejisi olarak görülen şirket evlilikleriyle, bu dönemde küçülme ve daha sağlam, krize dayanabilir bir yapıya kavuşulabilir" demiştim.
Geçen cumartesi hükümetin bir dizi teşvik üzerinde çalıştığı haberi Hürriyet’te yayınlandı. Hükümet, şirket evliliklerini teşvik etmek amacıyla bazı mekanizmaları devreye sokmak için çalışmaya başlamış.
Habere göre, küçük ve orta boy şirketlere birleşme için belirli bir süre verilecek. Bu sürede birleşen şirketlerin gelirleri, bir ya da iki yıl süreyle vergiden muaf olacak. Vergi Konseyi, şirket birleşmelerindeki muafiyetten büyük şirketlerin de yararlandırılmasını istiyor. Şirket sahiplerinin, ayakta kalmak için egoyu bir kenara bırakıp, bu fırsatı değerlendirmesi gerekir.