“Kadın olmasa…” yazdım ve aralarında erkeklerin de bulunduğu pek çok arkadaşıma mesaj gönderdim. Gelen cevaplar ise şöyleydi;
Kadın olmasa kahkaha olmaz
Kadın olmasa başarı olmaz
Kadın olmasa sevgi olmaz
Kadın olmasa detay olmaz
Kadın olmasa hayat olmaz
Kadın olmasa renk olmaz, her şey siyah beyaz olur
Kadın olmasa barış olmaz
90’lı yıllarda baş gösteren ve henüz birkaç yıl önceye kadar devam eden bir algı vardı: Güzellik standartlarını Barbie bebek üzerinden tanımlamak. Pek çok kişiye göre kadın dediğin Barbie gibi olmalıydı; zayıf, uzun, küçük ve kalkık burun, renkli gözler, kusursuz bir ağız ve sarı saçlar…
Bu düşünce ile hareket eden ve Barbie’ye benzemek için sayısız operasyon geçiren birçok kadın var. Hepimiz bu haberleri defalarca gördük, okuduk.
Barbie bebeğe benzemek isteyenlerin sayısı son yıllarda yavaş yavaş yok olma noktasına gelmişti ki şimdi de yepyeni bir ‘challenge’ çıktı: Bratz bebeklere benzemek.
2000’lerin başında Barbie’ye rakip olarak piyasaya sunulan Bratz bebekler, günümüz güzellik anlayışını da yeniden biçimlendirir oldu. Buradaki güzellik anlayışı ise çekik ve iri gözler, kavisli kaşlar, kalın-abartılı olacak kadar kalın- dudaklar ve ince bir burun.
Kadınlar makyajla, photoshopla ve estetik operasyonlarla birer Bratz bebek olmak için çaba gösteriyorlar. Bu hallerini de sosyal medyada paylaşıp “Bakın ne kadar benziyoruz” diyorlar.
Beden algı bozukluğuna yol açıyor!
Sürekli estetik olma isteği, makyajla bir bebeğe benzeme çabaları, özellikle genç kızlarda vücut dismorfik bozukluğu diğer bir deyişle beden algı bozukluğunun habercisi olabiliyor. Uzmanlar bu hastalığı, kişinin görünümündeki hayali bir kusur ile aşırı ölçüde uğraşması olarak tanımlıyor.
Trend diyorum çünkü bu algı, dünyaca ünlü isimlerin “0 beden olmak zorunda değiliz” kararıyla neredeyse bir akım haline geldi. Aslında normali bu…
Kadın erkek fark etmeden herkes kendini bulunduğu kiloda, ten renginde, kendi burnuyla, saçıyla, doğum çatlaklarıyla, beyaz saçlarıyla kabul etmeli, sevmeli.
Modern dünyanın sunduğu güzellik kalıplarını reddeden bu akım, benim listemde geçtiğimiz yılın en müthiş olaylarından biri.
Rihanna’ya bin teşekkür!
İnsanlara bedenini her haliyle sevmenin en güzel halini gösteren, kalıpları yıkma yolunda meşaleyi taşıyan isim ise bana göre Rihanna.
Birkaç yıl önce kusursuz bedeniyle sahnelerde arz-ı endam eden Barbadoslu şarkıcı, sonra kilo almaya başladı. Anında eleştiri oklarının, aşağılayıcı yorumların ve magazin gündeminin hedefi olan Riri, umursamaz tavrıyla muazzam bir duruş ortaya koydu.
Rihanna’nın kilolarına rağmen giydiği cesur kostümler, verdiği “Her halimle güzelim” mesajları kendisiyle barışık olmayan tüm kadınlara ilham kaynağı oldu.
Olaya son noktayı ise kendi tasarladığı iç çamaşırı koleksiyonunun defilesinde koydu. Podyumlara sürekli kusursuz görünen modelleri çıkaran markalara inat Rihanna, her renkten, her bedenden hatta hamile modelleri defilesinde yürüttü.