27 yaşındaydı ve kelimenin tam anlamıyla bir gecede renk körü olmuştu. Grafik tasarım alanında çalışan Adam için bu garipti ve mesleki anlamda da oldukça ilginçti. Genç adam o zamana kadar görmeyle ilgili hiçbir sorun yaşamamıştı. Bu nedenle yaşadığı ani değişim karşısında çok endişelendi.
“Endişelenerek, gözlükçülerin bana bazı cevaplar verebileceğini umarak o gün bir göz testi yaptırdım. Ancak standart bir göz randevusu denediklerinde sorunu düzeltemediler ve görüşümün kötüleştiği açıktı” diyen Adam ekledi:
“Sonraki üç yıl boyunca gözlükçülere girip çıktım ve bu süre boyunca görmem giderek kötüleşti. Ancak 30 yaşıma geldiğimde ani bir değişiklik oldu ve artık araba kullanamayacağım söylendi. 32 yaşıma geldiğimde ise kör olarak tescil edildim.”
GENETİK TEST, GÖRME BOZUKLUĞUNUN SEBEBİNİ ORTAYA ÇIKARDI
Adam, MRI çektirdi ve her türlü taramayı yaptırdı. Kan testleri, beslenme muayeneleri, aklınıza gelebilecek her şeyi yaptırdı ama görüşünün bozulmasına neyin sebep olduğuna bir isim koyamadılar.
Adam, geçen yıl başka bir şey için genetik test yaptırana kadar doktorlar görmesinin ardındaki gerçeği anlayamadı. Genetik testin sonuçları ise görme bozukluğunun ardındaki gerçeği sonunda ortaya çıkardı.
Sonuçlar, Wolfram benzeri sendrom adı verilen, genetik olarak geçebilen ve semptomlarından biri de görmeyi etkileyebilen nadir bir otozomal dominant bozukluk olduğunu gösterdi.
ÜLKESİNDEKİ TEK, DÜNYADAKİ 14 VAKADAN BİRİ
27 yaşındaki Yazmin Hardy, sıcak su torbalarının son kullanma tarihlerinin olduğunun farkında değildi ve iki yıllık 'tarihi geçmiş' bir ürün kullanıyordu.
Uzmanlar, kauçuk yapısı zamanla aşındığı için çatlama riskinin daha yüksek olduğunu ve sıcak su torbasını iki yılda bir değiştirmeniz gerektiğini söylüyor. Genellikle kauçuk bir çiçek şekline gömülü olan bir sayı, şişenin yapıldığı tarihi gösteriyor. Örneğin 2020 için 20 yazıyor.
Yazmin Hardy’ye de olan tam olarak buydu. Temmuz ayında regl sancılarını dindirmek için sıcak su torbasını kullanmak isteyen Yazmin, torbayı tamamen kaynar suyla doldurduktan sonra kapağını kapadı ve uzanmak için kanepeye yöneldi.
Dakikalar sonra torba patladı; kaynar su bacaklarına, karnının alt kısmına ve ellerine döküldü. Hemen soyunduğunu ve yanık acısını dindirmek için 30 dakika boyunca soğuk suyun altında durduğunu anlatan Yazmin, bacağı yanmaya devam edince hastaneye gitti.
YARA İZLERİ ÖMÜR BOYU GEÇMEYEBİLİR
Doktorlar ölü deriyi soyup yaralarını sardılar. Yazmin, pansuman yapılması için iki hafta boyunca her gün hastaneye gitti. Doktorlar ona yara izlerinin ömür boyu kalabileceğini söyledi.
Yazmin Hardy, yaşadığı acı verici kazadan sonra sıcak su torbasının son kullanma tarihinin 2022 olduğunu öğrendi. Yaşadığı olayın ardından bir daha asla sıcak su torbası kullanmayacağını söyleyen Yazmin, son kullanma tarihleri konusunda farkındalık yaratmak istiyor.
KENDİ HATASI SANDI AMA SEBEBİ ÇOK BAŞKAYDI
Şu anda 33 yaşında olan Amy Cronjé, 35 yaşındaki kocası Roché ile evlendikten kısa bir süre sonra şok bir meme kanseri teşhisi aldı.
Radyasyon ve kemoterapi sonrası tüm testlerin temiz çıktığı öğrenilen genç kadın, bir yıl sonra yapılan rutin kontrolde hastalığının geri döndüğünü ve kemiklerine yayıldığını öğrendi. Tedavisinin bir parçası olarak genç kadına hormon ilaçları verildi ve bu da gebe kalma şansını büyük ölçüde azalttı.
Amy, kendisine konulan şok teşhis için “Birçok gece ağladım. Kanser kemiklerime yayılmıştı ve doktorlar bana hormon ilaçları verdiler” dedi.
Hamile kalamayacağını öğrendikten sonra anne olma konusunda başka yollar aramaya başlayan Amy, taşıyıcı annelikle ilgili araştırma yapmaya başladı. Amy’nin taşıyıcı anne ile çocuk sahibi olmak istediğini öğrenen yakın arkadaşı Karla Steenekamp gönüllü oldu.
Halihazırda iki oğlu olan 31 yaşındaki Karla, başarılı bir tüp bebek (IVF) sürecinin ardından haziran ayında Jack adında bir erkek bebek dünyaya getirdi.
ABD’DE YILDA 300 BİN, BİRLEŞİK KRALLIK’TA 56 BİN, TÜRKİYE’DE 15 BİN VAKA
Birleşik Krallık'ta her yedi kadından birine yaşamları boyunca meme kanseri teşhisi konuyor. Yılda yaklaşık 56.000 kadın anlamına geliyor ve bu da onu Birleşik Krallık'ta en yaygın kanser yapıyor. Bu rakam ABD'de yılda yaklaşık 300.000'dir. Kanser Daire Başkanlığı rakamlarına göre Türkiye’de meme kanseri insidansı yüz binde 40 olup her yıl yaklaşık 15.000 kadın meme kanserine yakalanıyor.
İKİNCİL MEME KANSERİ ÇOK DAHA ZOR
Çalışmanın yazarları, 2022'den 2050'ye kadar antimikrobiyal dirence bağlı ölümlerde yaklaşık yüzde 70'lik bir artış olacağını, en çok yaşlıların risk altında olduğunu ve ölümlerdeki artışı yönlendirdiğini tahmin ediyor. AMR olarak da bilinen bu direnç, bakteri ve mantar gibi mikropların mevcut ilaçlarla öldürülmelerini zorlaştıracak şekilde evrimleşmesiyle ortaya çıkıyor.
Araştırmanın kıdemli yazarı Christopher J. L. Murray, “Bu büyük bir sorun ve maalesef kalıcı olacak” dedi.
KEMOTERAPİ VE SEZARYEN GİBİ TIBBİ MÜDAHALELERİ DE RİSKLİ HALE GETİRECEK
Araştırmacılar, antimikrobiyal direnci on yıllardır bir halk sağlığı sorunu olarak işaret ettiler. Ancak Antimikrobiyal Direnç Üzerine Küresel Araştırma Projesi'nin bir parçası olarak geniş bir araştırmacı ekibi tarafından yürütülen bu çalışma, dünya çapında ve zaman içinde AMR eğilimlerini analiz eden ilk çalışma olarak büyük önem taşıyor. Dünya Sağlık Örgütü, bu tür antimikrobiyal direnç tehdidinin sadece yaygın enfeksiyonların tedavisini zorlaştırmakla kalmayıp, kemoterapi ve sezaryen gibi tıbbi müdahaleleri de daha riskli hale getirdiğini söylüyor.
520 MİLYON VERİ KÜMESİ İNCELENDİ
Çalışmada 204 ülkeden hastane taburcu kayıtları, sigorta talepleri ve ölüm belgeleri de dahil olmak üzere 520 milyon veri kümesi incelendi. İstatistiksel modelleme kullanan yazarlar, 1990-2021 yılları arasında her yıl antimikrobiyal dirençle ilgili bir milyondan fazla ölüm gerçekleştiğini tespit etti. Araştırmacılara göre, o zamandan bu yana AMR ölümleri yalnızca arttı ve artmaya da hızla devam edecek.
Çalışmanın başyazarı ve UCLA'da klinik tıp profesörü yardımcısı olan Kevin Ikuta, önümüzdeki çeyrek yüzyılda öngörülen 39 milyon ölümün her dakikada yaklaşık üç ölüme denk geldiğini söyledi.
Paul'e tip 2 diyabet teşhisi kondu ve kan şekeri seviyesini düşürmek için önce metformin, daha sonra da günlük insülin almaya başladı. Aynı zamanda kendisine NAFLD (Alkole bağlı olmayan, karaciğerde anormal derecede yağ birikimi ile karakterize olan karaciğer hastalığı) teşhisi de kondu.
O zamanlar fazla kilosu olmasına rağmen Paul obez değildi. Bunun yerine doktorları, abur cubur ve şekerle dolu bir beslenme şekli nedeniyle tip 2 diyabet geliştirdiğine inanıyordu. Kan şekeri seviyeleri kronik olarak yükselip karaciğerine zarar verince de NAFLD ortaya çıktı.
TEŞHİSTEN SONRA YAŞAMINI DEĞİŞTİRMEDİ, OLANLAR OLDU
Ancak Paul, teşhisi takip eden dokuz yıl boyunca doktorların önerdiği yaşam tarzı değişikliklerini yapmadı. Yani daha fazla egzersiz yapmayı denemedi, kek, tatlı ve gazlı içecekleri tüketmeyi kesmedi.
Şimdi 56 yaşında olan Paul, “Döner yemeyi çok seviyordum ve karaciğerim için zararlı olduğu söylenmesine rağmen günde üç büyük şişe gazlı içecek içiyordum. Daha sağlıklı beslenmeye çalışsam da muhtemelen fazla kilolu olmadığım için bunu yeterince ciddiye almadım. Yeterince korkmadım ama korkmalıydım” dedi.
Ancak Paul’ün gazlı içecek alışkanlığı, geçen yıl acil karaciğer nakline ihtiyaç duyacak kadar tehlikeli bir şekilde hastalanmasının nedenlerinden biriydi.
Öte yandan sorunlardan biri de NAFLD'ye hafif derecede sahip olmanız ve bunu bilmemenizdir. Daha sonra hastalık giderek kötüleşebilir ve karaciğer o kadar iltihaplanıp yara izi kalır ki, siroza yol açar.
Edinburgh Kraliyet Hastanesi’nden Hepatoloji Uzmanı Profesör Jonathan Fallowfield, tamamen normal bir vücut kitle indeksine sahip olup yağlı bir karaciğere sahip olmanın da mümkün olduğundan bahsetti, “Bu tür hastalar genellikle 'dıştan zayıf ama içten şişman, karaciğer de dahil olmak üzere organların etrafı yağla sarılmış' olarak adlandırılır” dedi.
İngiltere, Swindon'da yaşayan Max, her zaman meşguldü. Çocuklarıyla ve eviyle ilgilenmenin yanı sıra kendi başarılı işini de yürütüyordu.
Bir kafe işleten Max'in sağlığı çok iyiydi ve çoğu gün spin, ağırlık ve HIIT dersleri alarak antrenman yapıyordu. 43 yaşındaki iki çocuk annesi, çalışmadığı ya da egzersiz yapmadığı zamanlarda kızları Frankie ve Georgie ile vakit geçiriyor, onları hobilerini uygulamaya ya da kamp gezilerine götürüyordu. Ayrıca kısa bir süre önce İngiliz İşaret Dili yeterliliğine kaydolmuş ve kafesinin kapalı olduğu kış aylarında işitme engelli çocuklara destek veren ikinci bir işte çalışmaya başlamıştı.
Ancak Kasım 2022'de bir spin dersinden sonra Max arkadaşları Jody, Kelly ve Kirsty ile kahve içerken aniden bir nöbet geçirdi. Kirsty ambulans çağırırken, Jody ise onu iyileşme pozisyonuna sokmaya çalıştı.
HASTANEYE NASIL GİTTİĞİNİ HATTA NÖBET GEÇİRDİĞİNİ HATIRLAMIYORDU
Max o anları şu sözlerle anlattı: “Ambulansta insanların adımı seslenmesiyle uyandım. Oraya nasıl geldiğimi bilmiyordum, nöbetin kendisini de hatırlamıyordum. Altımı ıslatmıştım, kendimi hasta ve şaşkın hissediyordum, bitkin ama gayet iyiydim ve bana bakıldığı için minnettardım.”
Böyle bir şey daha önce hiç yaşanmadığı için Max, nöbet önleyici ilaçlarla iyileşmesi için eve gönderilmeden önce hastanede taramadan geçirildi.
Max, “Arkadaşlarım çocuklarla tek başıma kalmamam gerektiğini düşündükleri için eski kocam Paul'ün yanına geri taşındım. Ama eve taşındığımı hatırlamıyorum. Baş ağrılarım olduğunu, kendimi iyi hissetmediğimi, biraz sinirli ve çok yorgun olduğumu hatırlıyorum. Sonunda ambulansı aradım ve bana hastaneye gitmemi söylediler. Bunu bir dizi test ve tarama takip etti ve sonunda şok edici bir teşhis aldım” dedi ve ekledi:
“Bir şeylerin doğru olmadığını biliyordum. Doktor beni Paul ile bir odaya çağırdı. Gözlerimi ve reflekslerimi kontrol etti, nasıl hissettiğimi sordu, ben de iyi hissettiğimi söyledim. Sonra dedi ki, ‘Korkarım beyninizde büyük bir kitle var.’ Bunun bir tümör olduğunu düşündüklerini söyledi. Her şeyden çok kopmuştum. İlaçlar yüzünden çok yorgun olduğumu ve neler olup bittiğinin pek farkında olmadığımı hatırlıyorum. Ama kendimi iyi ve sakin ve hissediyordum.”
23 yaşındaki Lisa Coffee'ye hamileliğinin başlarında, bebeğinde omurga ve omurilikte malformasyona neden olan spina bifida doğum kusurunun geliştiği söylendi.
ÖNCE 27 HAFTALIKKEN SONRA 38 HAFTALIKKEN DOĞDU
Doktorlar, Luca adı verilen bebeği 27 haftalıkken annesinin rahminden çıkardılar ve kusurun bir kısmını onarmak için bir operasyon gerçekleştirdiler. Daha sonra onu tekrar annesinin rahmine yerleştirdiler ve hamilelik Luca 38 haftalıkken doğana kadar devam etti. Neredeyse tam gebelik süresi dolmak üzereydi.
Lisa, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde (YYBÜ) geçirdiği sekiz günün ardından bebeğini eve getirebildi. Ancak aileye Luca'nın yürüyebilme ihtimalinin düşük olduğu söylendi. Yeni doğan bebek ayrıca beynindeki ve omurgasındaki hasarı onarmak için çok sayıda ameliyat geçirmek zorunda kaldı.
MİNİK LUCA İYİLEŞMEYE DEVAM EDİYOR
Luca'nın sırtında sadece bir yara izi ve beynin bir kısmının (beyincik) omurilik kanalına uzanmasıyla oluşan Chiari malformasyonu adı verilen bir durum kaldı. Şimdi bir yaşında olan Luca, fizyoterapi seanslarıyla ilerleme kaydediyor ve geleceği için umut veriyor.
Lisa, “Beyincik iyileşmeye devam ediyor. Beyninde bir miktar sıvı var ancak sabit kaldı, bu yüzden dren takılmasına gerek kalmadı. Bir sonraki MR'ı iki yaşına kadar çekilmeyecek. O gerçekten inanılmaz bir küçük çocuk ve geldiği nokta için daha fazla minnettar olamazdık. Ameliyatın ona bir gün yürüme şansı vermiş olmasından dolayı inanılmaz derecede minnettarım” dedi.
NORMALDE 28. HAFTADA OLUŞUYOR VE KAPANIYOR AMA…
1- Bitlenmek tam olarak nedir ve neden yetişkinlerde değil de sıklıkla çocuklarda meydana gelir?
Bit, saçlı deri ve bazen kaş, kirpik hatta kasık bölgesindeki tüyleri tutabilen, özel bir parazitin neden olduğu bir enfeksiyondur. İnsan biti insan dışında bir canlıda yaşayamaz ve sadece insandan insana bulaşır. Biz tıbben bu enfeksiyona pediculosis adını veriyoruz.
Saç biti tüm dünyada ve her yaş grubundan insanı etkileyebilir. Ancak özellikle okul çağındaki çocuklarda çok daha sık görülmektedir. Bunun en önemli nedeni temasla bulaşan bu parazitin okul çağındaki çocuklarda bulaşının hem yakın temas hem de ortak eşya kullanımı nedeniyle daha fazla olmasıdır. Ek olarak kız çocuklarında, evde birden fazla küçük çocuk var olan ailelerde ve kalabalık yaşayan ailelerde daha sık görülmektedir.
SIKLIKLA KULAK ARKASI VE ENSE KISMINA YERLEŞİYORLAR
2- Anne babalar çocukların bitlendiğini nasıl anlayabilir?
Bit enfeksiyonu olan kişilerde ortalama 10-20 adet parazit vardır. Bitler en sık olarak kulak arkası ve ense kısmında yerleşirler. Yumurtalarını ise saçların deriye yakın kök kısımlarına bırakırlar. Aileler çocuklarda öncelikle bu bölgelerde kaşıntı ve yoğun kaşıntıya bağlı minik kabuklanma ve yaralar görebilirler. Yakından incelendiğinde ise bitlerin kendisini özellikle koyu renkli saçı olan çocuklarda görmek zor olabilmektedir.
Ancak nit (sirke) adı verilen içi boşalmış yumurtalar saçlı deriye yakın kılların etrafını sarmış şeffaf-beyaz renkli yapışık, kepek benzeri yapılar olarak görülebilmektedir. En doğru tanı dermatoloji uzmanı tarafından muayene sonrasında koyulacaktır. Özellikle saç egzaması olan çocuklarda gerçek kepekler sirkeler ile karıştırılabilmekte ve çocuklar bazen gereksiz tedavi edilebilmektedir.
BİT ZIPLAYAMAZ VE UÇAMAZ