Paylaş
GEÇEN haftadan beri Urla’da bomba gibi sesleri ile yerimizden fırlıyoruz. İlk başta ne olduğunu anlamadık ama sonra Seferihisar’da Deniz Kuvvetleri’nin planlı tatbikatının yapıldığını öğrendik. Önceki gün yolum Gümüldür tarafına düştü. Tatbikat nedeniyle Seferihisar’dan sonra yollar kapanmış, Gümüldür’e ulaşabilmek için yan yollara girip dağları tepeleri aşmak gerekiyor.
Tatbikat bölgesinden geçerken olası bir savaşta yaşanabilecek bütün manzaralara şahit olabiliyorsunuz. Sahra hastaneleri, araziye uyumlu kamufle edilmiş uzaktan ne olduğu anlaşılmayan toplar, makineliler, oradan oraya hareket eden birlikler ilk göze çarpan görüntüler. Bu araçların tatbikat bölgesine naklinden, birliklerdeki sayıları 8 bin 500’ü bulan askerlerin ihtiyaçlarını karşılayacak su tankerlerinden, çadırların teminine kadar dev bir organizasyon söz konusu bölgede.
Tatbikatın son ve en yoğun bölümüne katılmak üzere Başbakan Erdoğan’ın da İzmir’e geleceği açıklandı. Bölgeden geçerken böylesine büyük bir gücün oradan oraya hareketinin mali portresi sık sık aklıma geldi. Dört bir tarafımızı düşmanlarla dolu diye savunmaya harcanan milyarca doları başta eğitim ve sağlık olmak üzere başka alanlara yatırımda kullanabilseydik eminim ki başka bir ülke olurduk.
Avrupa Birliği onlarca yıldan beri silahlanma yarışına katılmayıp buraya harcanan kaynakları eğitim ve sağlık alanına kaydırıyor. Sonuç muhteşem.
Türkiye’de ise AKP iktidarı komşularla ‘sıfır sorun’ politikasıyla yola çıktı. Ama bugün neredeyse ‘sıfır komşu’ noktasına gelmiş bulunuyoruz. Bu durumda silahlanma ve savunmaya harcamaya devam edeceğiz, elimiz mahkum.
Sürpriz cumhurbaşkanı
GEÇEN hafta Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) üyeleri muhtemel bir cumhurbaşkanı adayını dinlemek üzere toplanmışlardı. Türkiye’nin son yıllarda dünyada hızla yuvarlandığı yalnızlık ve demokrasiden nasibini alamamış Ortadoğu ülkelerine benzemeye başlaması akıllara sık sık Kemal Derviş gibi isimleri getiriyordu. Uluslararası ilişkileri çok kuvvetli, dünya çapında itibar sahibi bir isim olan Derviş eğer cumhurbaşkanı olursa Türkiye’nin bozulan ilişkilerini düzeltip Ortadoğu bataklığına yuvarlanmasına önleyebileceğini hayal edenler vardı işadamları arasında.
Derviş, “Cumhurbaşkanlığı için adınız geçiyor, teklif gelirse nasıl değerlendirirsiniz?” şeklindeki soruya, “Kesinlikle hayır” demedi. “Gündem dışı” diyerek cevap vermemeyi tercih etti. Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kilit partinin MHP olduğunu ve bu partinin geçmişte Derviş’le yaşadığı sıkıntıları göz önüne alırsak bu cevaba çok şaşmamak gerek.
Ama Türkiye’nin AB üyeliği için atılan adımların hızlandığı çok kritik bir dönemde idam cezasını MHP sayesinde kaldırıldığını da unutmamak gerek. Türkiye geçmişte seçmen kitlelerinin sağduyuları sayesinde büyük yanlışlardan dönebilmiş bir ülke. Bakarsınız Derviş olmaz ama onun İzmir’deki toplantıda tarif ettiği gibi siyasetten rant sağlamayacağına inandıkları için halkın seve seve oy vereceği bir isim muhalefetin ortak adayı olarak çıkar. Sürprizlere hazır olmak gerek.
Paylaş