Paylaş
BUGÜNKÜ yazı enerji üzerine olacaktı. Geçen hafta Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin düzenlediği konferans için İzmir’e gelen her biri dünya çapında yerli ve yabancı enerji uzmanlarının çarpıcı açıklamalarından söz edecektim. Normal şartlarda çoğu manşete çıkacak bu açıklamalar seçim telaşından yerel ve ulusal basında hak ettiği yeri bulamadı.
Örneğin binlerce sayfa olması gereken nükleer santral ihalesinin şartnamesinin Türkiye’de sadece 2.5 sayfa olduğunu ben ilk kez bu konferansta bir bilim adamının ağzından duydum. İnsanın aklına kutuları getiren daha neler neler vardı yapılan açıklamalarda.
Yazı konusunu çok endişe duyduğum olaylardan biri burnumun dibinde Urla’da olduğu için değiştirdim. Doğru ya da yanlış bilemem ama Urla Meydanı’na bakan HDP seçim bürosuna Öcalan posteri asılması ya da bu söylentiler üzerine başlamış olaylar.
Urla’da eski çarşı civarında Çorumluların, Orduluların, Ünyelilerin, Tokatlıların, Kürt vatandaşların kahveleri yan yana dizilidir. Bir de yıllar önce mübadeleyle gelen Giritliler, Boşnaklar, Bulgarlar gibi Balkan kökenliler vardır. Bu kadar renkli toplulukların yılardır bir arada yaşadığı bir ilçedir Urla. O nedenle bir kıvılcımla patlar hale gellmesi iyi bir işaret değil. Bu ülke 30 yıldır çok badireler atlattı. Ama sokaktaki vatandaşın sağduyusu sayesinde parçalanmadan bugünlere geldi.
Sivil halkın çatıştığı Yugoslavya’da yaşananları ise unutamadık. Beş yıl önce bir gece Hırvatistan’da Slonia adlı bir kasabada kalmam gerekmişti. Küçük bir motelin sahibi olan kadının o akşam anlattıklarını hiç unutamam. Dini ve milliyetçi kavgalarla başlayan düşmanlık iç savaşa dönüştüğünde, yaklaşık 800 kişi Sırp bombalarından dağlara kaçmış. Kasabayı beklemek için sadece 50 kişi kalmış. Geri döndüklerinde kiminin çocuğu, kimisinin kocası, nişanlısı ya da sevgilisi olan o 50 kişi yokmuş ve bir daha hiç haber alamamışlar.
Yurt dışında yaşayan bir uzman, 30 Mart sonrası terör olasılığından söz etti. Genel seçimlere kadar olabildiğince çok isteği karşılanması için PKK’nın terörle hükümeti köşeye sıkıştırmaya çalışacağını söyledi. Eğer bu dönemde şehirlerde Urla’da olduğu gibi provokasyon girişimleri olursa Türkiye için en tehlikeli senaryo bu olur. O zaman eyvah ki, eyvah.
Paylaş