Paylaş
YATIRIMCILARA tavsiyelerde bulunan dünyanın önde gelen danışmanlık kuruluşlarından Goldman Sachs, Air Arabia hisselerinin satın alınması tavsiyesinde bulunmuş. Bu öneri üzerine yatırımcılar yoğun alıma geçince Air Arabia hisseleri tavan yapıp son 5 yılın en yüksek değerine ulaşmış.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hava yolu şirketi “Air Arabia’nın hisselerini satın alın” önerisinde bulunulmasının en önemli gerekçelerinden biri EXPO 2020... Malum, İzmir’in EXPO 2020 yarışında en güçlü rakiplerinden biri BAE’nin en büyük şehri Dubai. Bu yarışta Dubai’nin kazanma şansı çok yüksek görüldüğü için Air Arabia hisselerine şimdiden yatırım yapılması önerilmiş.
Şirket yetkilileri, yatırımcılara, “EXPO’yu aldığımızda 2020’de Dubai’ye 20 milyon ziyaretçi gelecek. Bunların çoğunu biz taşıyacağız. Şimdi hisse alan çok kazanacak” açıklamalarında bulunuyor.
Kasım 2013’te yapılacak EXPO 2020 oylamasına sadece 4 ay kaldı. Oylama sonucunu şimdiden öngörüp, “Air Arabia hisselerini alın” tavsiyesinde bulunan yatırımcı kuruluşların bizim THY’nin hisselerini aynı gerekçeyle önerdiklerini ben hiç duymadım. Aslında İzmir de çok güçlü bir aday ve önerilmesi gerekir. Hem İzmir’e gelecek ziyaretçi sayısının Dubai’nin 2 katı, 20 milyon değil, 40 milyon olacağı düşünülürse THY’nin hisselerinin çok daha yükseklerde uçması gerekir.
Dubai her yaptığı işi allı ballı anlatıp şimdiden hava yolu şirketinin hisselerinin değer artışından milyon dolarlar kazanmaya başladı bile. Bizde ise rakiplere koz vermeme politikası gereği EXPO çalışmalarıyla ilgili bilgilerimiz sınırlı. Üstüne üstlük hala İnciraltı’ndaki EXPO alanıyla ilgili tartışmaları şaşkınlıkla izliyoruz.
“Oylama yapılmadan konuşmayacağım” diyen Başkan Kocaoğlu bile ağzını açtıysa normal olmayan bir şeyler var demektir.
Yine de suskunluk politikası ardından gelebilecek sürpriz bir sevinçli haberi İzmir içten içe bekliyor. Kim bilir ufak ufak THY hisseleri alanlar bile vardır. Ne de olsa İzmir kazanırsa uçacak hisselerin başında THY geliyor.
Kirli tencere ve tavalar
BAŞBAKAN diyor ki:
“Komşuyu rahatsız etmek suçtur, ben söylemiyorum yasalar söylüyor. Onun için bu tencere tavacıları da sizler yargıya taşıyacaksınız, çünkü bu milletin huzurunu kimse bozamaz. Her şeyi devletten beklemeyin, müracaatınızı yapıp siz şikayet edeceksiniz. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok.”
Erdoğan’ın sözlerini duyunca geçen 10 yıl hızla gözlerimin önünden geçti. Gürültüyle mücadeleyle geçen 10 yıl. Ne şikayetler, ne başvurular yapıldı ama gürültü kirliliği hala yaşam kalitemizi düşüren en önemli sorunların başında geliyor.
Ateş düştüğü yeri yakar. Benim derdim yaz aylarında Çeşme’deki gürültüyle ilgiliydi yıllardır. Animatörlerin kahvaltı biter bitmez ellerine mikrofonu alıp büyük bir sanatçı edasıyla başlattıkları programlar sabah saatlerine kadar sürüyor. Bazen uğultu, bazen gök gürültüsü, ama hiçbir zaman kesilmeyen bir vızıltı şeklinde ses kirliliğiyle yaşamayı, yaşamayanlar anlayamaz.
Başbakan Erdoğan geçen hafta tencere tava çalanların şikayet edilmesi çağrısında bulunurken muhtemelen kangren olmuş çok hassas bir konuyu gündeme getirdiğinin farkında değildi. Konu Çevre Bakanlığı’nın ilgi alanındaydı ama 10 yıllık iktidar döneminde bir çözüme ulaşmak mümkün olmamıştı.
Kim bilir belki Erdoğan’ın gürültü hassasiyetinden korkup bu konudaki şikayetler bundan sonra daha hızlı çözümü ulaştırılır. Tabii, tencere tavacılar için yapılan ihbar çağrısını vatandaşlar ciddiye alırsa. Eğer sıradan vatandaşlar her gün yüzlerine baktıkları komşularını şikayet ederse, mahkemelerin yüzbinlerce ihbar dilekçesine bakmaktan başka işe vakitleri kalmayacak.
Paylaş