Paylaş
İZMİR, 80 ve 90’lı yıllarda sık sık iktidarlara ters düştü. Bunun bedelini de kamu yatırımlarından pay alamayarak ödedi. Türkiye’nin dört bir yanına otoyollar giderken İzmir–İstanbul arasında bırakın otoyolu yakın bir zamana kadar duble yol bile yoktu.
İktidarlar İzmir’e yatırım yapmadıkça İzmirliler de iktidar partilerine oy vermedi. Bu durum AK Parti hükümetleri dönemine kadar devam etti. AK Parti iktidara gelince çok akıllı bir iş yaparak kendisine oy vermeyen İzmirlileri cezalandırma yerine, yatırım yağdırarak gönüllerini fethetmeye çalıştı. Başarılı da oldu. Oy oranları yükseldi, özellikle Bakan Binali Yıldırım hem yatırım projelerinin patronu olarak hem de sıcak kişiliğiyle İzmirlilerin kalbini fethetmeye başladı.
Ancak öğreniyoruz ki İzmirliler için hayati önemi taşıyan İzmir Metrosu yine Ankara’ya takılmış. İnşaatın devam edebilmesi için gerekli izinler Yıldırım’ın söz vermesine rağmen yedi aydır Bakanlar Kurulu’nda bekletiliyormuş. Zaten bundan önce Kamu İhale Kurumu’nda uzunca bir süre engellere takılmıştı.
İzmir Metrosu’nu İzmir Büyükşehir Belediyesi yapıyor. İzmirliler için büyük önem taşıyan metro inşaatının devamı için gerekli izinler, Büyükşehir’in başarı hanesine yazılacak kaygısıyla verilmiyorsa kaybeden iktidar partisi olur. Yıllar süren geçmiş deneyimler İzmirlilerin cezadan korkmadığını gösterdi. Buna karşılık kendisine uzatılan elleri de hiçbir zaman geri çevirmedi.
Bir twitlik canlar var
EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya, Ertuğrul Özkök’ü ağırladıkları toplantının açılış konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Ülkemiz çok önemli günler yaşıyor ve tarihi bir dönemece doğru hızla ilerliyoruz. Yeni bir anayasa üzerinde çalışılan, 30 yıllık terör sorununu çözmek üzere yeni adımlar atılan, ekonomik anlamda sürdürülebilir ve kalıcı bir büyüme modelinin yakalanmaya çalışıldığı bir dönemin içindeyiz. Ancak ne yazık ki tüm bunlar olurken demokratik toplumsal mutabakattan, katılımcı ve çok sesli karar alma mekaniz-masından uzaklaşıldığı, kuvvetler ayrılığı prensibinin hiçe sayıldığı, bağımsız ve tarafsız yargı erkinin zedelendiğine dair toplumun her kesiminde endişeler var.”
Özkök, cesaret dolu konuşması için Kaya’yı tebrik ettikten sonra başladığı sohbetinde sıklıkla diktatörlükler devrinin sonunun geldiğini dile getirdi. Bu devirde kimsenin padişah olamayacağını söyleyen Ertuğrul Özkök, dünyadaki en büyük diktatörlüklerin bile güçlerinin sınırsız olmadığını, Sovyetler Birliği’nin bir gecede bittiğini, bazılarının bir twitte yıkılıp gittiklerini hatırlattı.
Özkök’e göre yılda 30 milyon turistin geldiği, dış pazarlara açık bir ülkeye, hiç kimsenin başka bir rejimi empoze etmesi mümkün değil. O nedenle yaşanan sıkıntılar aşılacak ve bunda itiraz kültürünün gelişmesi önemli rol oynayacak. O nedenle itiraz kültürüne sahip olan İzmirliler buna sıkı sıkı sarılmalı.
Ertuğrul Özkök’e göre ekonomide istikrar gerekçesiyle tek parti hükümeti dayatmaları da yanlış. Türkiye’de ekonomide en yüksek büyüme hızı tek parti döneminde değil, kesintisiz olarak ortalama yüzde 6 ile 1965-1978 yılları arasında koalisyon hükümetleri döneminde yakalanmış. O nedenle Türkiye’de gerçek bir demokrasi için seçim barajının yüzde 10’un altına düşürülmesi gerekir.
Benim bu toplantılardan çıkardığım sonuç, İzmir demokraside ve kültürlerin kaynaşmasında bütün ülkeye örnek olması bekle-nen bir kent. Hem barış süreci hem de yaklaşan seçimlerde Türkiye’nin gözü İzmir’de olacak.
Paylaş