Paylaş
Cumhuriyetin 91. kuruluş yıldönümüne, bu büyük bayrama buruk giriyoruz bugün. Halbuki işgal orduları kovulup Cumhuriyet ilan edildiğinde ne büyük bir birlik ve beraberlik ruhu varmış. Atatürk 10’uncu yıl nutkunda “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık” derken yaşanan coşkuyu, ‘Yeni Türkiye’ sözlerinin çok sık söylendiği şu günlerde toplumun her kesiminde aynı şekilde hissetmek mümkün mü?
Öyle günler yaşıyoruz ki, geleceğe Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar sisler ve belirsizlikler arasından bakıyoruz. Kimi sınıra dayanmış savaşa çocuğunu kaptırma endişesi, kimi terör kurbanı olma ihtimali, kimi ise bu belirsiz ortamın yaratacağı ekonomik gerileme sonucu işini kaybeder mi gerilimiyle yaşıyor.
En önemlisi ise Cumhuriyet döneminde kazanılan laik ve demokratik değerlerin yavaş yavaş eridiğini gören insanların “Yarın nasıl bir ülkede yaşayacağız” kaygısı. Daha düne kadar Kafkaslar’da, Ortadoğu’da, yetersiz de olsa demokrasisi en gelişmiş ülke Türkiye idi. Bugün ise adalete güvenin sarsıldığı, hukukun rafa kaldırılıp hızla otokrasiye kayan bir ülke görünümünde.
2023 için umutluyuz
Ama bu durum böyle sürmez. Önümüzdeki genel seçimlerde zor olsa bile 2019’da çok şey değişebilir. Tarihte ilk kez 2019 yılında ‘Genel, Yerel ve Cumhurbaşkanlığı’ seçimleri için seçmenin önüne üç sandık konacak. İşte o seçimlerde toplumun, toplumsal kutuplaşma yaratanları bertaraf etme ihtimali çok yüksek.
Türkiye sınırları cetvelle çizilmiş bir aşiretler ülkesi değil. Altı yüz yıllık imparatorluğun küllerinden doğan bir Cumhuriyet. Köklü devlet gelenekleri herhangi bir Afrika ülkesindeki gibi diktatör zihniyetiyle ülke yönetimine müsaade etmez.
Ben 2023 yılında, Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümünü bugünkünden çok daha iyi bir ruhla kutlayacağımızı düşünüyorum. Geçen 10 yılda çok şeylerin değiştiği Türkiye’de, gelecek 10 yılda da çok şey değişecektir.
Paylaş