Bisiklet kent İzmir

Haberin Devamı

KIYI düzenlemesi için Pasaport’ta hummalı bir faaliyet var. Yollar kazılmış, taşlar sökülmüş, masaları deniz kıyısından cadde tarafına çekecek düzenlemeler için yeni kaldırımlar yapılmaya başlanmış. Alsancak Garı çevresinde özellikle tekerlekli valizleriyle gara gidip gelen yolcuların şikayetlerine çözüm olacak düzgün kaldırımlar yapıldığı gibi sonunda burada da iyi bir şeyler olacağı belli.
Ancak benim anlamadığım, çok uzun zamandan beri konuşulan kıyı düzenlemesine neden seçimlere iki ay kala başlandığı. Halbuki vatandaş bu güzellikleri sandık başına gitmeye üç beş hafta kala değil de bir yıl önce görüp keyfini çıkarsa daha iyi olmaz mıydı? Hem yapılan işleri seçim makyajı olarak değerlendirilmez, hem de çok daha fazla kişi neler yapıldığının farkına varmış olurdu.
Yine de yapılan işlerin özellikle kıyı düzenlemesinin İzmir’de yeni bir yaşam biçiminin yollarını açacağı belli. En başta Üçkuyular’dan Bostanlı’ya kadar Körfez’i boydan boya dolaşacak bisiklet yolu projesi benim ilgimi çekiyor.

Haberin Devamı

Bisiklet kent İzmir

Amsterdam gibi olabilir

BU proje Amsterdam’da olduğu gibi gerçek anlamıyla hayata geçirilebilirse İzmir gerçekten farklı bir şehir kimliği kazanabilir. Uzun yıllar sonra yolumun düştüğü Amsterdam’ın iki tekerlekli yaşam biçimine tekrar hayran oldum. Çoluk çocuk, genç yaşlı herkes bisikletin üzerinde yaşıyor. Yaşı en az 80 olan ihtiyar teyze ve amcalar bile bisiklet üzerinde çarşıya pazara gidip geliyor. O kadar çok bisiklete bindikleri için hepsi sağlıklı, sırım gibi oluyorlar.
Ancak Amsterdam’ı yönetenler bisiklete binenleri rahatlatacak çok önemli trafik düzenlemeleri yapmış. Her şeyden önce bisiklet yollarında geçiş üstünlüğü her ne olursa olsun bisiklet kullananlarda. Bir aracın yoldan geçmesi gerekiyorsa bisikletliyi görünce durup geçmesini bekliyor. Aynı kurala yayalar da uyuyor. Bizdeki gibi bisiklet yollarında ellerinde çiğdem çıtlata çıtlata dolaşan tipler yok. Sadece bu nedenle yayaların arasından slalom yapmaktan bıkıp bisikleti bırakanlar yok.
Buna karşılık bisikletlilerin de uyması gereken çok ciddi kurallar var. Örneğin üzerinde bisiklet işareti olan trafik lambalarına uymayanlar ya da bisiklet yolu dışında gidip gelenlere çok ağır cezalar kesiliyor. Aynı, yayalar yolun karşısına geçmek istediğinde durup beklemeyen araçlara olduğu gibi. Almanya, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde araçlar kaldırım kenarında yayayı gördüğü anda frene basıyor. Eğer yanlışlıkla bir yayaya çarpacak, hele sakatlayacak olurlarsa hayat boyu ödeyecekleri tazminat korkusu sürücüleri öyle korkutmuş ki sonunda insana araçlardan daha fazla değer veren medeni birer toplum olmuşlar.
Görüldüğü gibi sadece bisikletle bile orta ve uzun vadede İzmir’de yepyeni bir toplum yaratmak mümkün. Bisiklet kullanımına uygun düz araziye sahip olduğu için Körfez ve çevresi buna fazlasıyla uygun. Zaten Perşembe Bisikletçileri yılardan beri bunun altyapısını oluşturmaya başladı bile.
Şimdi sıra yerel yönetimlerin işi göstermelik değil, kuralına göre yapmalarında.

Yazarın Tüm Yazıları