Paylaş
TÜRKİYE ve dünyada olaylar öylesine hızla akıyor ki büyük resmi tam olarak yakalamak mümkün değil. Neyse ki belirli konulara odaklanan kongre ve konferanslar dağınık parçaları puzzle gibi bir araya getirip olayın bütününü anlamaya yardımcı oluyor.
Bilim adamlarını, yurt içi ve dışından uzmanları, sanayicileri, üreticileri, bürokratları, milletvekillerini icraatın başı Tarım Bakanı gibi tüm tarafları bir araya getiren 2013 Gıda Kongresi, ormanın tamamını görmek isteyenlere ağacın tepesine çıkma fırsatı yarattı.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Federasyonu tarafından Antalya’da düzenlenen kongrede yaklaşık 500 kişi vardı. Gıda mühendisliği konusunda Türkiye’nin en iyisi Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden profesörler de vardı kongrede.
Katılımcılar, 75 milyon Türk ve 32 milyon turisti besleyen, ayrıca 15 milyar dolar ihracat yapabilen sektörün büyüklüğünü ve gücünü yakından görme fırsatı buldu. Kongrede verilen bilgilere göre dünyada 1 milyar aç insan, bir o kadar da aşırı yemekten şişmanlık sınırlarını aşıp obez olmuş insan var. İsraf edilen gıda miktarı ise tam 1.2 trilyon dolar. Yani israf edilmese 1 milyar aç insanı doyuracak kadar miktar.
Gelecekte insanlığın kaderini üç stratejik sektör gıda, su ve enerji belirleyecek. Başta Çin olmak üzere çeşitli ülkeler, enerji, su ve gıda güvenliklerini garanti altına almak için Ukrayna ve Afrika gibi başka ülkelerde toprak satın alıyor ya da kiralıyor.
Bütün bu tablo içinde Türkiye, tarım hasılatında 62 milyar dolarla Avrupa’nın en büyüğü, dünyada ise 7’nci sırada. Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in verdiği bilgilere göre, buğdayda, bitkisel yağda, süt üretiminde, yumurtada Cumhuriyet tarihinin üretim rekorları kırılmış. Hedef, 2023’te 150 milyar dolar tarım hasılatı ve 49 milyar dolar ihracat.
Bana en ilginç gelen bilgilerden biri ise Türkiye’nin toplam 9 milyon hektar tarım yapılabilir arazisinden 5.5 milyon hektarının sulanıyor olması. Kalan 3.5 milyon hektarın sulamaya açılma çalışmalarının tamamlanmasıyla, şimdiye kadar hiç ilaçlanmamış tertemiz toprağa sahip bu yeni tarım alanları Türkiye’nin en büyük avantajı olacak.
Zirai ilaç kullanımı ise uçaklarla havadan ilaçlamanın yasaklanması gibi tedbirlerde son 10 yılda yüzde 27 azalarak 55 bin tondan 40 bin tona inmiş.
Kümesi bırak merdiven altına bak
BÜTÜN bunlar umut veren gelişmeler. Ancak tabi ki madalyonun öbür yüzü de var. Türkiye’de birçok ilerleme kaydedilmesine rağmen hala güvenli gıdada süt, balık gibi bazı ürünler dışında AB standartlarının altında. Kayıt dışı ve merdiven altı üretim sektörün en büyük derdi. Sanayiciler, hükümete çağrıda bulunarak kümesteki kazlarla uğraşılacağına kayıt dışının peşine düşülmesini istedi.
Kongrenin en önemli başlıklarından biri, Gıda ve İçecek Sanayi 2023 Vizyonu başlıklı oturumdu. İzmir’den Yaşar Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Başkanı Mehmet Aktaş konuşmacılardan biriydi. Yaklaşık 35 bin şirketin faaliyet gösterip milyonlarca kişinin çalıştığı gıda sektörünün yüzde 95’inin KOBİ’lerden oluştuğunu söyleyen Aktaş, küçük ve orta işletmelerin AR-GE ve inovasyonla gelişmeleri gerektiğine dikkat çekti, gıda güvenliği açısından markalaşmanın önemini vurguladı.
Mehmet Aktaş, gıda üretiminde arzın kesilmemesi için gerekli tedbirleri alırken, talep güvenliği için de gerekli şartların sağlanmasını önerdi. Örneğin, süt üretiminin 17 milyon tona çıkmasına rağmen tüketimin aynı hızla artmadığına dikkat çeken Aktaş, ihracatın artmasının zorunlu olduğunu, bunun da ancak markalaşmayla başarılabileceğini belirtti.
Paylaş