Şehnaz Askeroğlu

Zamanla cildimiz çevresel ve genetik faktörlerden etkilenir. Cilt çeşitli faktörlerden etkilenir ve zamanla canlılığını kaybeder. Cilde en zararlı faktör güneş ışığıdır.

Yaşlandıkça çevresel ve genetik faktörlerin zararlı etkileri giderek daha belirgin hale geliyor. Cilt yapısı bozulabilir, donuk görünebilir, sivilce sorunları gelişebilir, kırışıklıklar derinleşebilir. Bu ve benzeri sorunlara çözüm bulmak için küçük bir rötuş işlemiyle cilt gençleştirilebilir. Bu estetik müdahaleler, sadece dış görünüşü değil, aynı zamanda ruhsal iyilik hali üzerinde de olumlu etkiler bırakmaktadır.

Küçük dokunuşlarla etkili sonuçlar

Botoks yöntemi; Kırışıklık tedavisinde genellikle ilk tercihtir. Kaşları kaldırmak, çene hattını belirginleştirmek ve inceltmek için kullanılabilir. Ayrıca migren ve aşırı terleme hastalıklarının tedavisinde de botoks yöntemi kullanılmaktadır.

Dolgu yöntemi; Genellikle yüz bölgesinin hacminin azalmaya başladığı bölgeler için tercih edilir. Derin kırışıklıklar, dudak-ön-burun-elmacık kemiği belirginleşmesi ve göz çevresinde oluşan çukurların tedavisinde kullanılır.

Selülit, yağ hücrelerinin cilt katmanları arasına çıkması sonucu ciltte oluşan şişlik ve çukurlara verilen isimdir.

Çoğu zaman portakal kabuğuna benzeyen selülit kadınların yüzde 80 ila 90'ını etkiliyor. Selülit hem erkekleri hem de kadınları etkileyebilen bir durum olmasına rağmen yağ, kas ve bağ dokusunun anatomik dağılımının farklı olması nedeniyle kadınlarda daha sık görülür ve görülmesi daha kolaydır.

Selülitin kesin nedenini bilinmemektedir

Selülit oluşumunun, derinin hemen altındaki deri tabakasındaki bağ dokusu ile onun hemen altındaki yağ tabakası arasındaki etkileşimden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Selülit gelişme olasılığını artıran çeşitli faktörler vardır. Östrojen, insülin, norepinefrin, tiroid hormonları ve prolaktinin selülit üretim sürecinin bir parçası olduğu düşünülmektedir. Tıp uzmanları menopoza yaklaşan kadınlarda östrojen azaldıkça deri altındaki bağ dokusuna kan akışının da azaldığı konusunda genel olarak hemfikirdir. Bölgeye giden dolaşımın azalması, bölgenin daha az oksijen ve besin alması anlamına gelir. Bu, kollajen üretiminin azalmasına neden olur.

Yüz asimetrisi embriyonik gelişimin erken dönemlerinde, özellikle de hamileliğin ilk üç ayında başlar.

Bu, embriyonik dönemde yüzün karşıt taraflarının bir araya geldiği dönemdir. Asimetri bu kritik gelişim döneminde değişkendir ve gelişimi burada bitmez. Simetri yaşam boyunca dış etkenlere bağlı olarak değişebilir.

Yaygın olarak kullanılan ve yardımcı olan yöntemler neler?

Yaygın olarak kullanılan bir diğer yöntem botokstur. Bu yöntem, asimetrik kaşları düzeltebilir ve kaşların yüksekliğini ayarlayabilir veya çenedeki fazla masseter kaslarının boyutunu azaltarak çeneye daha belirgin bir şekil verebilir.

Son zamanlarda hafif yüz asimetrisini düzeltmenin en etkili yolu hyalüronik asit dolgusudur. Birkaç numara harikalar yaratabilir. Elmacık kemikleri çökük hale getirilerek daha genç ve güzel bir görünüm elde edilebilir.

Günümüzde bakım ve plastik cerrahide cinsiyet ayrımı yoktur. Erkekler de kadınlar kadar dış görünüşlerine dikkat ederler, yaşlandıkça formda kalabilmek için gerektiğinde küçük ayrıntılar için doktorlarına danışırlar, günlük bakımlarını da ihmal etmezler.

Ancak işler bununla da bitmiyor; erkekler kilo vermek, bel çevresindeki yağlardan kurtulmak ve saçlarını daha kalın hale getirmek için sıklıkla uzmanlara danışıyor.

Yaşlanmanın etkilerini azaltmak ve memnuniyetsizlik yaratan bölgelere müdahale etmek amacıyla tasarlanmış güzellik uygulamalarına hem erkekler hem de kadınlar ilgi gösteriyor.

Kırışıklıklar için tercih: Botoks

Botoksun etkileri 3. günde başlar, 10 gün içerisinde tamamen etkili olur ve ortalama 4 - 6 ay kadar sürer. İfade çizgilerinin derinleşmesini önlemek için erkeklere botoks kullanmalarını öneriyoruz. Çünkü erkeklerin cilt yapısı kadınlara göre yaşı daha erken gösterir.

Kış aylarında sıcaklıkların sıfırın altına düşmesi cilt problemlerinin görülme sıklığını da artırabiliyor.

Yağlı cilt soğukta daha az yağlı hale gelirken, normal cilt kurur ve kuru cilt ağrı ve acıya neden olacak kadar hassas hale gelebilir. İnsan cildi her ne kadar sürekli bakıma ihtiyaç duysa da kış aylarında daha da fazla bakıma ihtiyaç duyar. Sağlıklı bir cildin her gün nemlendirilmesi gerekir.

Kış aylarında bu problemler artabilir

Kışın ellerimizi, ayaklarımızı ve vücudumuzu sıcak tutmak için sıcak tutan giysiler kullanabilsek de yüzümüz her zaman soğuğa maruz kalır. Soğuk havanın ve rüzgârın yüzümüzü olumsuz etkilememesi için özel dikkat göstermek gerekiyor. Soğuk kış aylarında cilt kuruyabilir, çatlayabilir ve yıpranabilir. Hava kirliliğinin etkisiyle ciltte lekelerin ve koyu lekelerin ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Ancak kışın yüz derisinin tek düşmanı rüzgâr ve soğuk değildir. Sıcak ortamlardan dışarı çıktığınızda karşılaşacağınız sıcaklık değişiklikleri de cildinize zarar verebilir. Ayrıca kapalı ortamlardaki kuru hava da cilt için olumsuz bir faktör olarak değerlendirilmektedir. Soğuk ve rüzgârlı havalar cildin kurumasına neden olabilirken, kirli iç mekân havası cildinizin gözeneklerini kapatarak nefes almasını engelleyebilir.

Güneş ışığının olmadığı bir ortamda melatonin hormonunun salgısı artarak kış aylarında kişilerin daha fazla strese girmesine ve depresyona girme ihtimalinin daha yüksek olmasına neden olur. Bu faktörlerin birleşimi; akne ve egzama gibi cilt hastalıklarının ortaya çıkmasının yanı sıra stresin neden olduğu sedef hastalığı ve vitiligo gibi önemli cilt hastalıklarının da artmasına neden olabilir.

Yüz bölgesinin yaşlanmasına bağlı, orta bölge olarak kabul edilen kısım deforme olur.

Bu deformasyonlar cildi, yağ dokusunu ve kemik yapısını olumsuz yönde etkileyebilir. Tüm bu olumsuz etkiler nedeniyle kişi olduğundan daha yaşlı görünebilir. Bu deformasyonlar cildi, yağ dokusunu ve kemik yapısını olumsuz yönde etkileyebilir. Tüm bu olumsuz etkiler nedeniyle kişi olduğundan daha yaşlı görünebilir. 

Bu tavsiyeler cilt sağlığınız için birebir!

1. Düzenli su tüketimi önemli

Vücudunuza her gün yeterli miktarda sıvı almak cilt sağlığının en önemli kurallarından biridir. Vücudunuzun sıvı ihtiyacını kafein ve şeker açısından zengin içeceklerle karşılamak yerine, öncelikle sudan oluşan bir sıvı tüketim modelini benimseyin. Su ve doğal çaylar iç organlara iyi gelmesinin yanı sıra cildin kısa sürede daha parlak bir görünüme kavuşmasına da yardımcı olabilir.

Gençliğinizde yağlı ve sivilceye yatkın olan cildiniz, yirmili yaşlarınıza gelindiğinde karma cilt tipine dönüşebilir.

Otuzlu yaşlarınızda gözlerinizin etrafında kaz ayakları oluşabilir. Öncelikle bu değişikliklerin doğal olduğunu ve herkesin bunu yaşadığını unutmayın.

Yirmili yaşların sonlarında cildinizdeki doğal kolajen miktarı azaldıkça ince çizgiler, sarkma, cilt lekeleri, cilt tonu ve cilt tipinde değişiklikler gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Yirmili yaşlarda cildinize gereken bakımı yaparsanız bu süreci olabildiğince geciktirebilir, daha canlı ve sağlıklı bir cilde sahip olabilirsiniz.

En az yüz temizliği kadar önemli olan bir diğer nokta ise cildin nemlendirilmesidir

Cilt kuruduğunda kendini nemlendirmek için fazla yağ üretir, bu da gözenekleri tıkayabilir ve siyah nokta, beyaz nokta ve sivilce gibi cilt sorunlarına yol açabilir. Cildinize ihtiyacı olan nemi sağlayarak nem dengesini korur, aşırı yağlılık ve kurulukların önüne geçersiniz. Unutmayın, bu her cilt tipi için geçerlidir. Cildimin yağlı nemlendiriciye ihtiyacı olmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yağlı cilt ayrıca cildi nemlendirmek için daha fazla yağ üretir, bu da parlaklık ve cilt sorunlarına yol açar. Ayrıca günde en az iki kez yapmayı alışkanlık haline getirebilirsiniz.

Düzenli peeling cilt temizlemesi için önemlidir

Rutine peeling de ekleyebilir ve bunu haftada en az bir kez yapabilirsiniz. Peeling yaparak gözeneklerinizi yağdan, kirden ve ölü deriden iyice temizler, cildinizin nefes almasına yardımcı olursunuz. Bu yüzden haftada bir kez derinlemesine cilt temizliği yapmayı unutmayın.

Cildinizi güneşten koruyarak cilt lekelerinin ve yaşlanma belirtilerinin önüne geçebilirsiniz

Güneş koruyucunun öneminden sık sık bahsediyoruz. Cildinizi tüm yıl boyunca güneşten koruyarak cilt lekelerinin ve yaşlanma belirtilerinin önüne geçebilirsiniz. Güneşten gelen ultraviyole ışınları ciltte birçok olumsuz etkiye neden olabilir. Bu durum bulutlu günlerde dahi risk oluşturabilmektedir. Bu nedenle dışarı çıkmadan önce yüzünüze ve vücudunuzun açıkta kalan bölgelerine en az SPF 50 değerinde güneş kremi sürmeyi unutmayın. Bazı uzmanlar evde bile güneş koruyucu kullanmamız gerektiğine inanıyor. Pencerelerden gelen güneş ışığı da cildimizi etkileyebilir.

Cildinizi sağlıklı ve canlı göstermek için öncelikle yağlı mı, karma mı, hassas mı yoksa kuru mu olduğunu belirlemelisiniz. Cilt tipinizi belirledikten sonra cildinizin ihtiyacına göre bakım yapmaya başlayabilirsiniz.

Cildinizi yeni yıla hazırlamak için günlük rutininize dahil edebileceğiniz birçok alışkanlık var. Her sabah uyandığınızda mutlaka güne cildinizi temizleyerek başlayın. Cildinize en uygun jel veya köpükle cildinizi temizleyin. Cildinizi temizlerken daima ılık su kullanın. Cildi kirden, yağdan ve fazla sebumdan temizleyin, ardından havluyla kurulayın. Cildinizi temizledikten sonra takviyelerinizi uygulamaya başlayın. Tonerler, jel veya köpüklerle giderilemeyen yağ, kir ve makyaj kalıntılarının gözeneklerini derinlemesine temizleyebilir.

Tonik cildi arındırmanın yanı sıra cildin pH dengesini de korur

Tonik cildinizi cilt bakımının bir sonraki aşamasına hazırlar. Takviyeleri cildinizde kullanmadan önce, hangilerinin cilt tipinize en uygun olduğunu belirlemeniz gerekir.

Serum cilt lekelerini giderir