Bu sözlerin sahibi Türkiye Tasarım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu. Finlandiya temelli “Arkki” eğitim programlarına 7 Temmuz itibariyle “Yeniden Bauhaus” atölyeleriyle başlayan Türkiye Tasarım Vakfı’nın Kuzguncuk İskelesi’nde gerçekleştirdiği lansmandayız. İskele’nin üst katında eşsiz bir Boğaz ve İstanbul manzarası var. Atölyeye dönüşen mekânın çocukların tasarım becerilerinin gelişmesi için ekstra ilham sağlayacağına hiç kuşkum yok.
‘FAALİYETLER EĞİTİM İÇİN ÖRNEK OLACAK’
Türkiye Tasarım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, sohbettimizde “Dünyanın neresinde olursa olsun tasarım konusunda cocuklarımızın gelişmesine faydalı olacak bir eğitim programı varsa Türkiye’ye getirmekte kararlıyız” dedi. Kalyoncu lansmandaki konuşmasında ise Finlandiya kökenli tasarım okulu Arkki ile bir işbirliklerini anlattı. Kalyoncu “Çocukların tasarım becerilerinin geliştirilmesi için yaratıcılık, tasarım odaklı ve yenilikçi düşünebilme gibi alanlarda 28 yıldır çalışmalar yürüten Arkki, bu tecrübe ve birikimini Türkiye Tasarım Vakfı işbirliğiyle ülkemizdeki çocuklarla paylaşma fırsatı buluyor. Arkki Türkiye kapsamında yapılacak tüm faaliyetlerin ülkemizdeki eğitim ortamı için örnek oluşturacağına inanıyoruz ve Türkiye Tasarım Vakfı olarak tasarımın etkisini toplumun her kesimi için faydalı ve görünür kılma adına çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu projenin gerçekleşmesi için iş birliği teklifimizi kabul eden Arkki Finlandiya ekibine, bugün aramızda bulunan sayın Finlandiya büyükelçisi Ari Mäki’ye, süreci titizlikle ve hevesle yürüten Arkki Türkiye ekibi ve eğitmenlerine, lansmanımıza katılım gösteren tüm davetlilere vakfımız adına teşekkür ederim‘’ diye konuştu.
PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ ARTACAK
Henüz yüzde 30’una güneş santrallarının montajı yapılmış ama bu haliyle bile uçsuz bucaksız görünüyor. Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santralı 271 MW kapasiteyle şimdiden Türkiye’nin en büyüğü konumunda. Bittiğinde 1000 MW kapasiteyle, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise 5’inci büyük güneş enerjisi santralından biri olacak. Santral 2 milyon kişinin evsel elektrik ihtiyacı kadar üretim yapacak.
KURUM’DAN VARANK’A İTİRAZ
Dün santralın SCADA (otomasyon ve veri) merkezinin temel atma törenine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum katıldı. Mustafa Varank konuşmasında “Konya’nın çölüne yapılmakta olan bu santral” deyince ön sırada oturan ve Konya Karapınarlı olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, memleketinin bir bölgesi için yapılan bu tabire şakayla karışık karşı çıktı. “Çöl değil vaha.” Bakan Kurum’un vurguladığı gibi Konya Karapınar’daki verimsiz çöl kıvamındaki bir bölüm toprak, hızla enerji vahasına dönüşüyor.
Sonrasında her birimiz farklı alanlarda farklı yerlere savrulsak da hiç kopmadık. Sosyal medya grubumuzdan yıllardır yazıştık durduk, arada bir biraraya geldik, görüştük. En son geçen yıl babasının cenazesi toplamıştı bizi.
İki hafta önce öğrendik hastalandığını. Sonrasında kahrolası Covid, sinsice yerleştiği ciğerini söndürdü gün gün... Biz kendi çapımızca çırpındık, dağ gibi Fatih’imiz direndi... Ama olmadı..
Bandırma’da küçük bir topluluk geçtiğimiz hafta toprağa verdi Fatih’i. Pandemi yasakları engel oldu, bir ikimiz hariç, yanında olamadık.
Biz arkadaşımız Fatih’i bilirdik tanırdık, ama Mühendis Fatih’i çok bilmezdik. Babasının Bandırma’daki ünlü Dönce yoğurdunun sadeliğinde iki kelimede anlatırdı yaptığı işi: “Gemi tasarlıyoruz”
1- Kripto para nedir?
KRİPTO para hiçbir merkezi otoriteye ya da aracı kuruma bağlı olmayan, sanal para birimini ifade ediyor. İnternet aracılığıyla kullanılan kripto paralar ancak belirli şifreler kullanılarak yerleştirildiği sanal cüzdanlardan yine şifreler aracılığıyla çıkarılıp kullanılabiliyor. Kripto para birimleri dolar, Euro veya TL gibi basılı halde bulunmuyor. Günümüzde bitcoin, ethereum, binance, ripple, dogecoin birçok piyasada işlem gören kripto paralar arasında sayabiliriz.
2- Kripto paranın değeri nasıl belirleniyor?
KRİPTO paraların değeri kullanıcılardan gelen arz-talep dengesi içinde belirleniyor. Tıpkı hisse senedi veya emtialar gibi değiş tokuş sırasında anlık arz-talep fiyatlamasından değerleniyor ya da değer kaybediyorlar. Bir başka deyişle bir kripto para birimi ne kadar çok talep görürse o kadar değerli oluyor.
3- Blockchain nedir?
BLOKCHAIN ağı, tüm para alışverişlerinin kaydının tutulduğu bir sistem. Kayıtlar birden fazla yerde yani bir ağda tutuluyor. Amaç kayda alınmış bilgilerin güvenilirliğini arttırmak. Bilgilerin kaydedildiği yerler, özel şifrelemelerle korunuyor. Sadece kripto paralarda değil bankacılık gibi alanlar başta olmak üzere birçok alanda yüksek güvenlikli bir sistem olarak kullanılabiliyor.
4- Kripto paralara güvenilir mi?
MERKEZ
Hazır giyim sektöründe faaliyet gösteren Aydınlı Grubu hariç şirketlerimizin hepsi 2020’de ortalama yüzde 20 büyüdü ve ciroları yüzde 12 arttı. Basiretli tüccar felsefesinde yönetiyoruz. 313 kayyumumuz var, 159 tanesi fon personeli. Bu yapıyı aslında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) personeli ile yönetiyoruz.” Bu sözlerin sahibi TMSF Başkanı Muhiddin Gülal.
Gülal her toplantıda veya buluşmamızda TMSF’nin asli işi olan sigortacılığa dikkat çekse de fon bünyesindeki 796 şirketin performansı benim diyen holdinglere parmak ısıttıracak nitelikte. Dile kolay, pandemi döneminin tam anlamıyla hissedildiği 2020’de 796 şirket 37.2 milyar lira ciro, 3.4 milyar lira kâra ulaşmış. Aktif büyüklük ise 70.2 milyar lirayı bulmuş.
OLAĞANÜSTÜ PERFORMANS
Dün ekonomi basınının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda açıklamalarda bulunan Gülal, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ iltisaklı kurumlarla ilgili şu bilgileri verdi: “Bugün itibarıyla elimizde 796 şirketimiz var. Bunların 640 tanesi aktif. Bu şirketlerde şu an itibarıyla 40 bin 61 kişi çalışıyor. 42.5 milyar lira aktif büyüklükle devraldığımız bu şirketlerde yüzde 65 büyüme sağlayarak 70.2 milyar lira seviyesine ulaştık. 18 milyar lira olan özkaynak büyüklüğü yüzde 61 artışla 29.1 milyar lira seviyesine ulaştı. Şirketlerimiz 2020’yi olağanüstü bir performansla kapattı. Geçen yıl karlılıkta yüzde 36, ciroda yüzde 12, aktif büyüklükte yüzde 19 artış yakaladık.”
Şikayetlerin sonu gelmiyor. Sözde ünlü markaların ürünleri... Onlarca satıcının hesabından, hepsi piyasa fiyatının onda birine satılıyor. Almayana kızarlar misali. Haydi en çok suistimal edilen markaları da vereyim. Adidaslar, Nike’lar, Makita’lar, Dell’ler, Fahrenheit’lar, Dolce&Gabbana’lar... Liste uzayıp gidiyor. İnternet alışveriş sitelerinde, ikinci el ürün satış sitelerinde sahte ürünler cirit atıyor. Piyasada 450 TL’ye satılan bir ayakkabı 99 TL’ye, şişesi gerçekte 350 TL olan bir parfüm 45 TL’ye, 750 TL’den aşağı fiyata bulamayacağınız bir matkap 225 TL’ye satılıyor. Adını sanını duymadığınız arama motorlarından ulaşılan internet siteleri klavyeden parfüme, nalbur ürünlerinden elektrikli el aletlerine online sahte ürün cennetine dönüşmüş durumda.
HER ŞEYLERİ SAHTE
İşin ilginç yanı bu bilinmedik sitelerin yanı sıra ünlü alışveriş siteleri de sahte ürün satıcıları ile boğuşmak durumunda. Her gün isim değiştiren sahtekârlar, sahte ürünleri bu alışveriş siteleri üzerinden satmaya çalışıyor. Yakayı ele verene kadar avladıkları tüketiciler üzerinden binlerce liralık haksız kazanç elde ediyorlar. Her ne kadar bu alışveriş siteleri tüketiciyi mağdur etmemek için çeşitli mekanizmalar oluştursa da, olan tüketiciye oluyor. Aldıkları ürünün sahte olduğunu anlasalar bile çeşitli yazışmalar, geri ürün gönderme süreçleri ve nihayetinde paralarını geri almaları önemli bir zamanlarını alıyor. Adı sanı duyulmadık internet siteleri üzerinden sahte ürün alanların ise işi daha da zor. Ne ulaşılabilecek bir telefon, ne gerçek bir e-posta ne de ortada bir muhatap var. Elde sahte ürün, yapabilecek hiçbir şey yok. Tüketici dernekleri ve diğer merciler de çaresiz. Sahte ürün satıcılarının adresleri, hesapları, iletişim bilgileri kısacası her şeyleri zaten sahte.
PLATFORMLAR NE DİYOR?
GEÇTİĞİMİZ dönemde bu köşede internet siteleri üzerinden sahte deterjan satışına dikkat çekmiştim. Online alışveriş siteleri sahte ürün satışına karşı denetim mekanizmalarını özetle şu şekilde açıklamıştı:
“Taklit ürün sattığından şüphelendiğimiz satıcılara ait mağazalardan ürünler alınarak kontrolleri gerçekleştirilmektedir. Buna ek olarak taklit ürünler konusunda tarafımıza ulaşan tüketici şikâyetlerini ya da adli mercilerin tarafımıza ulaştırdığı vakaları titizlikle takip ediyoruz. Taklit ürün olduğu tarafımızca tespit edilen ürünlerin satışını yapanlar hakkında hızla suç duyurusunda bulunarak yasal süreci başlatıyoruz. Taklit ürün satışı gerçekleştiren mağazaların bulunduğu elektronik ticaret platformlarını da ilgili mağaza ve konu hakkında bilgilendiriyoruz.”
DENETİM TEKNOLOJİSİ ŞART
ASLINDA daha kış gelmeden kombi, petek bakımlarını yapmak gerek ama çoğumuzun aklına soğuk kapıya dayanınca gelir. Kombi bakımını işin ehli yetkili servis veya ustaya yaptırmakta fayda var. 2 Ekim 2020’de bu konuyla ilgili ayrıntılı bir yazı yazmış, arama motorlarında üst sıralarda çıkan sözde yetkili servislerin tüketiciyi mağdur ettiğine dikkat çekmiştim. Bir kez daha uyarmamda fayda var. Kombi markanızın internet sitesinden ya da müşteri hizmetlerinden, gerçek yetkili servisleri öğrenmeden sahte firmalarla muhatap olmayın. Hem fahiş ücretler ödemek zorunda kalabilir hem de kombinizin zarara uğramasına neden olabilirsiniz.
Kombiniz verimli çalışsa da petek bakımını zamanında ve doğru şekilde yapmamanız durumunda, hem ısı kaybına uğrayıp hem de yüksek yakıt faturası ödemek zorunda kalabilirsiniz.
YETERİNCE ISINMIYOR
Piyasada petek temizliği yaptığını belirten yüzlerce şahış ve firma var. Piyasa araştırması yaptığımda, temizlik için petek başına 10 TL’den 35-40 TL’ye kadar ücret talep edildiğini öğrendim. Petek temizliği neden önemli. Yıllar içinde suyun doğal halinden biriken tortular, kireçler ve petek içinde oluşan döküntüler tıkanmalara neden oluyor. Tıkanıklıklar suyun dolaşımına engel olduğu için de kirli tabir edilen petekler yeterince ısınmıyor. Bu soruna özellikle alüminyum peteklerde daha çok rastlanıyor.
ZARAR VERİYOR
Peki petek temizliği nasıl yapılıyor? Basınçlı bir pompa ile peteklere sıcak su hattından su basılıyor, bu su soğuk su hattından tahliye ediliyor. Bu işlem yapıldığında yoğun olarak hatlarda ve petek içlerinde oluşan pisliğin nasıl boşaldığına şahit olabilirsiniz. Ancak bu işlem ehil eller tarafından yapılmadığında birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Öncelikle basınçlı makine satın alan herkes kendini petek temizleme ustası ilan etmiş durumda. Tecrübesiz elamanlar tarafından sisteme gelişi güzel basılan su tıkalı olmayan hatların ya da peteklerin tıkanmasına neden oluyor. Son yıllarda moda haline gelen ilaçlı yıkama ise içerdiği kimyasallar nedeniyle hem peteklere ve vanalara hem de kombinin ekipmanlarına zarar veriyor.
GEÇMİŞ yıllarda da haberleştirilen konu son olarak okurum Mustafa Bilgehan’ın dikkatini çekmiş. Satın aldığı fıstığı kattıkları hamsili pilavın lezzetinde bir farklılık oluşmuş. Bunun üzerine Bilgehan, satın aldıkları fıstığı incelemiş. Bilgehan gönderdiği e-postada “Fişe tekrar bakınca fiyatının çok ucuz olduğunu gördüm. Ertesi gün satın aldığımız bakkala gidip dikkatli baktığımda etikette “dolmalık yerfıstığı” yazdığını fark ettim. Ama fıstıklar tamamen çam fıstığı görünümünde... Üretici aslında etikete yazmış ama yine de yerfıstığının çam fıstığı görünümüne nasıl dönüştürüldüğünü merak ettim. Ancak bilmeyenin bunu anlaması imkansız. Dolmalık çam fıstığın kilosu 600-640 TL’ye satılıyor. Yerfıstığının kilosu ise 40 TL. Arada fiyat uçurumu var.
ALDATMAYA YÖNELİK
Her ne kadar bazı üzeriticiler paket ürünlerin üzerine sattıkları fıstığın yerfıstığını yazsa da tüketicinin satın aldığı ürünü ayırt etmesi çok zor. Piyasada satılan paketleri inceledim. Bazısında ‘dolmalık çam fıstığı’ yazıyor. Bunların fiyatları diğerlerine göre çok pahalı. Bazı paketlerin üzerinde ‘dolmalık yerfıstığı’ yazıyor. Bu ürünlerin fiyatları ise yerfıstığına göre pahalı ancak çam fıstığına göre ucuz. Siz yan yana duran iki paketin üzerinde de dolmalık ifadesi görünce eliniz ister istemez ucuz olana gidiyor. Bir de üzerinde sadece ‘dolmalık fıstık’ yazan ürünler var ki bunların tamamen tüketiciyi aldatmaya yönelik olduğuna şüphe yok. Bu arada bazı çam fıstığı ürünlerinin de yerfıstığı ile karıştırıldığı öne sürülüyor.
DİKKAT EDİN
Peki ama dolmalarda kullanılan gerçek çam fıstığı ile ona benzetilen yerfıstığını nasıl ayırt edebiliriz... Daha sert olan yerfıstığı dik olarak iki parçaya ayrılabiliyor. Dolmalık çam fıstığını dik olarak ikiye ayıramıyorsunuz.
Özetle... Sahtekârlar dolmalarınıza da dadandı. Aldığınız fıstığa dikkat edin!