Paylaş
Örneğin, geçen hafta başında 24 Ocak günü yaptığı paylaşımda, “Omikron varyantı salgının son bulmasının umudu olabilir. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre aşı olmuş kişiler Omikron ile karşılaştıklarında hem hastalığı kolay atlatıyor hem de bağışıklık seviyeleri yükseliyor. Aşınızı olarak yarın için umutlu olun. Salgın gündemden çıkacak” diyor.
Mesajın altındaki günlük vaka sayısı 67 bin 23, vefat sayısı ise 156 görünüyor.
Bakan, 28 Ocak tarihindeki paylaşımında daha da iyimser bir çizgiye kayarak, “Virüs eski gücünde değil. Artan sayılar sebebiyle endişelenmeye mahal yok” mesajını veriyor.
Bu mesajın altındaki turkuvaz tabloda günlük vaka sayısının birden 93 bin 586’ya fırladığını görüyoruz. Vefat sayısı ise 200 eşiğini geçip 210’a dayanmış.
BUGÜNE DEK KAYDEDİLEN EN YÜKSEK VAKA SAYISI
Ertesi günü, 29 Ocak’ta “Omikron varyantı kaynaklı artış umut kırıcıymış gibi anlaşılmamalı. Salgının endişe verici dönemi artık geride kaldı. Tedbirlere uyarak aşılarımızı aksatmadan hayatımıza devam edeceğiz. Dünyanın gündemi normale dönüyor” diyor Sağlık Bakanı.
Mesajın altındaki tabloda vaka sayısı 94 bin 783’e tırmanmış, vefat sayısı ise 174’e gerilemiş. Hemen belirtelim, Koca’nın o akşam açıkladığı 94 binin üstüne çıkan rakam, koronavirüs salgınının geçen yaklaşık iki yıllık seyri içinde 29 Ocak itibarıyla kaydedilmiş en yüksek günlük vaka sayısıdır.
İyimserlik dalgası geçen pazar akşamı (30 Ocak) devam ediyor. Bu kez “Omikron varyantına bağlı vaka sayılarındaki artış salgının ilk dönemlerindeki sonuçlara sebep olacak bir artış değil. Toplum önemli ölçüde aşılı. Hastalık hafif seyrediyor” diyor paylaşımında Dr. Koca.
Bu mesajın altındaki tabloda günlük vaka sayısı 88 bin 145’e düşerken vefat sayısı 189 görünüyor.
Önceki akşam yaptığı paylaşımda ise “Virüsle mücadelede zorlu dönemi geride bıraktık. Uygulamakta olduğumuz kişisel tedbirler dışında hayat normale yakın” diyor.
Vaka sayısı bu kez 93 bin 261’e yükselmiş. Vefat sayısı ise 182.
ANKARA’DAN ÖZGÜVEN MESAJI YAYILIYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da son dönemdeki beyanlarında benzer bir çizgiyi görmek mümkün. Erdoğan, en son önceki gün düzenlenen kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada “Omikron varyantıyla birlikte artık gücü azalan salgını, inşallah yakında gündemimizden tamamen çıkarmayı ümit ediyoruz” diye konuştu.
Erdoğan da istatistiki olarak vaka sayısında önemli artış olmasına rağmen hastanelerde ve yoğun bakımlarda alarm seviyesinin geçilmesini gerektiren bir tabloyla karşı karşıya olunmadığını belirtti.
Görüleceği gibi Ankara’da bütün resmi kademelerden gelen mesajlar, topluma Omikron varyantıyla birlikte salgının gücünün azalmakta olduğuna dair bir özgüven duygusunu yayıyor.
BİLİM ÇEVRELERİNDE İHTİYATLI BAKIŞ
Resmi açıklamalara karşılık bilim çevrelerinden gelen uyarılar ise hemen iyimserliğe kapılmanın sakıncalar taşıyabileceğine işaret ediyor. Kuşkusuz Omikron’un, daha bulaşıcı olmakla birlikte, hastane yatışları, yoğun bakım ve ölüm oranlarının önceki varyantlara kıyasla çok daha düşük olduğu bir gerçek.
Bütün tartışma da bu noktada çıkıyor zaten. Bir kere ölüm oranı düşük olsa bile, vaka sayıları bulaş nedeniyle çok daha yüksek rakamlara çıktığında, bu kez vakaların çokluğunun bir sonucu olarak vefat sayıları toplamda yine kaçınılmaz olarak ciddi bir şekilde artıyor. Bunun gibi başka daha birçok karmaşık yönü var Omikron varyantının.
Alanında Türkiye’nin tıp dünyasındaki en önemli uzmanlık derneği olan “Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği” (KLİMİK) tarafından geçen pazar günü Omikron varyantı hakkında yapılan açıklamanın bu bakımdan dikkatle not edilmesi gerekiyor.
Açıklamada, öncelikle Omikron varyantının yarattığı sonuçların ülkeden ülkeye farklılık gösterdiği hatırlatılarak, bazı ülkelerin kontrol önlemlerini gevşetiyor olmasının bu dalganın henüz başında olan ülkeler bakımından örnek olarak kabul edilmemesi isteniyor.
Bu noktada yüzde 62’lerde seyreden aşılı oranı ile ABD’nin verilerinin Türkiye açısından daha yol gösterici olacağı belirtilerek şöyle deniliyor:
“Bu ülkede Omikron dalgasında hastane yatış sayıları önceki dalgaları aşmış, yoğun bakıma yatan ve ölen kişi sayıları da bunu takip ederek önceki (dalgaların) en yüksek sayılara yaklaşmış, çocukluk çağı hastaneye yatış oranları tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşmıştır.”
KLİMİK, şu noktalarda da tehlike çanlarını çalıyor. Türkiye’de hem birincil aşılama hem de hatırlatma dozlarında aşılamada istenilen seviyelere hâlâ ulaşılamamıştır. Kritik bir başka faktör, risk grubunda yer alan yaşlı ve başka hastalığı bulunan kişilerin önemli bir kısmının aşılamasında yeterli koruyuculuk sağlayamadığı gösterilmiş inaktif (Sinovac) aşı kullanılmış olmasıdır.
Değerlendirmeye göre, aşı dışındaki tarama, test etme, izolasyon ve kalabalıkların azaltılması gibi önlemlerden vazgeçiliyor olması da “ağır hastalık ve ölüm sayılarının daha fazla olabileceği yolunda kaygılar yaratmaktadır”.
‘BİLİMSEL SORUMLULUĞUN GEREĞİ OLAN HATIRLATMA’
Uzmanlık derneğinin değerlendirmesindeki sıkıntılı bir başka tespit de şudur: “Geçtiğimiz hafta, başta İstanbul ve İzmir’de olmak üzere COVID-19 hastalarına yoğun bakım yatağı bulma sorunu ortaya çıkmıştır. Özellikle rutin hizmetlerin ve ameliyatların devam etmesinden kaynaklanmış olduğu düşünülen bu sorunun da açıkça gösterdiği gibi, çok fazla artan olgu sayıları nedeniyle Omikron dalgası hastanelerde tıkanmalara yol açmıştır.”
Açıklamaya göre temenni edilen, Omikron dalgası sonrasında çok fazla kişinin etkilenmesiyle ortaya çıkacak toplumsal bağışıklığın sonunda pandemiyi sınırlamasıdır. Ancak olumsuz ihtimallerin hesaba katılması ihtiyacına da şu ifadeyle dikkat çekiliyor:
“Sınırlandırıl(a)mayan infeksiyon yayılımında yeni ve daha tehlikeli varyantların ortaya çıkması, Delta’nın (varyant) tekrar dolaşıma girmesi gibi kötü olasılıkları da dikkate almak zorunda olduğumuzu bilimsel sorumluluğumuzun bir gereği olarak hatırlatmak isteriz.”
VİRÜS TÜRKİYE’Yİ HÂLÂ TEHDİT EDİYOR
Bu noktada Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Levent Akın’ın da dün Demirören Haber Ajansı’na Omikron varyantıyla ilgili yaptığı uyarılara özellikle kulak vermek gerekiyor.
Prof. Akın, “90 bin bandında günlük yeni vaka ilan ediyorsanız hastalık halen ülkeyi tehdit ediyor demektir. Omikron varyantının hafif seyrettiğine dair uluslararası ve ulusal bilgiler olmakla beraber, sadece Türkiye’nin günlük olarak kaybettiği vaka sayısında artış mı var azalma mı, buna bakılmasını öneriyorum. Günlük yaklaşık 200 kişinin ölümünü bu ülkenin tolere etmemesi lazım. Bunların ölüm sebebi doğrudan COVID-19’dur. Dolayısıyla hiç azımsanacak bir rakam değil. O yüzden de tehdit çok büyük.”
Bugün yayımladığımız grafiklerde vaka ve ölümlerdeki yükselme yönelişi Prof. Akın’ın kaygılarını teyit ediyor.
Sonuçta, Omikron’la birlikte salgının gerileme sürecine girdiği yolunda Ankara’daki resmi çevrelerde dile getirilen iyimserlik karşısında bilim çevrelerinde ihtiyatlı bir bakışın hâkim olduğunu söyleyebiliriz.
*
Bu yazının dün gazeteye gönderilmesinden sonra akşam saatlerinde Sağlık Bakanı Koca tarafından dünkü rakamlar açıklanmıştır. Açıklamada günlük vaka sayısı 102 bin 601, vefat sayısı 198 olarak duyurulmuştur. Böylelikle, salgında günlük vakada 100 bin eşiği ilk kez geçilmiş olmaktadır.
Paylaş