Türkiye bu enkazdan çıkmak zorunda

Aynı zamanda “Madalyasız” ve “Kayıp Sancak” adlı Kurtuluş Savaşı romanlarının yazarıdır. Kendisi 6 Şubat depremine ailesiyle birlikte Adana’daki evinde yakalandı. Neyse ki o da, ailesi de iyi.
Geçmiş olsun demek için aradığım Uluğtürkan, afetin hemen ardından yardım taşıyan bir araçla Hatay’a gittiğini söyledi: “Piyanist filmindeki Varşova gettoları gibiydi, her yer enkaz. Bir depremzedeyle konuştum. ‘Çok şükür bizim cenazemiz enkazdan tek parça çıktı!’ sözlerini yaşadığı şoka bağlıyorum.”
Uluğtürkan’ın bundan sonra neler yapılması gerektiğiyle ilgili tavsiyeleri var:
“Evlerin hasar tespiti ivedilikle yapılmalı. ‘Hafif hasarlı’ ya da ‘hasarsız’ evlere sahip aileler, günlük ihtiyaçlarını karşılayabilir imkânlara kavuşmalı. Evi ‘ağır hasarlı’ olan ya da evsiz kalanlar konteynerlere yerleştirilmeli.”



‘KARDEŞ İLÇE’ ÖNERİSİ
Peki, deprem şehirleri nasıl ayağa kalkar?
Uluğtürkan’ın bu önerisi mutlaka dikkate alınmalı:
“Türkiye’nin en büyük il ve ilçeleriyle deprem bölgesindeki ilçeler ‘kardeş ilçe’ projesiyle buluşturulmalı. Büyük il ve ilçelerin teçhizat, insan kaynağı, deneyimleri depremzede ilçelerde değerlendirilmeli.”

Göçün Çukurovası

“Göçün Çukurovası” adlı kitap, Çukurova Öykü Ödülü Seçkisi 2022 alt başlığıyla h2o kitap tarafından yayımlandı.
Yeni Adana Gazetesi ve Çukurova Belediyesi iş birliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen Çukurova Öykü Ödülü Yarışması’na katılan öykülerden bir seçki olan kitabın derleyeni, aynı zamanda yarışmanın koordinatörü olan Süreyya Köle.



Seçkide, dereceye giren Başak Arslan, Nural Sümbültepe, Uğraş Abanoz, Mustafa Öztürk, Pelin Ergül, Mustafa Seyfi, Menekşe Okyay, Zuhal Bilal, Ali Söyler ve Mustafa Göçer’in öyküleri bulunuyor.
Kitabın kapağında kullanılan Lutfi Hasoğlu’na ait yağlı boya tablo da “Göçün Çukurovası” için yapılmışçasına çok yerinde bir seçim olmuş.
Yarışmanın ödül töreninde, 2023’ün ödül teması “Umut” olarak belirlendi.
Ödülün ilki “Emek” temasıyla verilmiş, ikincisiyle “Göç” konusunda olmuştu. Göç ve göçmenlik gibi bu konular üzerine olan öykülerde de aslında ana vurgu daima bir umudun olması, umudun yitip gitmemesi.

Messi Hakkında Her Şey

Jordi Puntí, “Messi Hakkında Her Şey”de Mozart ve Picasso’ya benzetilen bir futbolcunun oyunundaki güzelliği, hırsı, dehayı ve takıntıyı kelimelere döküyor.
Leo Messi, 13 yaşında Barcelona’ya katıldığından beri futbolculuk boyutu büyüyerek tüm zamanların en iyisi haline geldi.



Rosario’da bir çocukken attığı ilk gollerden serbest vuruşları nasıl kullandığına, Cristiano Ronaldo ile rekabetinden Barça’daki takım arkadaşlarıyla ilişkisine, bireysel rekorları ve ödüllerinden tarihi golleri tekrarlama kolaylığına kadar her bir bölümün merkezinde onun figürü yer alıyor. Messi hayranlarına duyurulur...

Reddimirasımızın kronolojisi

Gazeteci yazar Murat Bardakçı’nın 1926’da Yıldız Sarayı’nın bir kısmının kumarhane haline getirilmesinin ve 1927’de Osmanlı hazinelerinin başka ülkelerde, mesela Fransa’da mezatla satışa çıkartılmasının öyküsünü belgelerle anlattığı kitabı “Reddimiras” çıktı.
Okurken kimi zaman hayrete düşüyor, kimi zaman öfkeleniyorsunuz.
Yıldız Sarayı’nın yabancı kumarhane zincirlerine kiralanmasının anlatıldığı bölümler kitabın en ilginç bölümü...
Topkapı Sarayı’ndaki hazinelerin satışıyla ilgili girişimler ise ayrı bir hadise!



Değerli kristallerin, porselenlerin kırdırılması, tarihi önemi olan gümüş eşyaların darphaneye gönderilerek eritilmesi ve daha birçok ayrıntı var kitapta.
Sultanahmet Camii’nin sanat galerisi olarak kullanılsın diye yıkılması kararından nasıl olduysa son anda vazgeçilmiş.
Gene de okurken bu karardan dönülmese olabilecekleri düşünerek şaşırıyorsunuz.
Kitapta yer alan ilk bölüm, “Reddimirasımızın kronolojisi”.
Ardından “Yıldız’da rulet, bakara ve intihar” ve “Topkapı’da mücevher mezatı” başlıklı bölümler geliyor.
Bir filmde izleseniz abartmışlar dersiniz, o kadar tuhaf bir süreç.