Paylaş
Cahil diyerek insanları aşağıladığını iddia ettiği İlber Hoca’ya “Zenginlerin, elitlerin akıl vermeleri. Kimsiniz arkadaşım siz? Ne şartlarda doğuyor, büyüyor bu gençler farkında mısınız? Bedava yaşıyorsunuz. Her gittiğiniz yerden 300-400 bin lira kaşe alıp, oturduğunuz yerden millete ‘Cahilsiniz’ deyin...”
Bilgilerini, görgülerini artırıp, dünya görüşlerini zenginleştirmeleri için gençlere dünyayı gezmeyi salık veren İlber Hoca, oldu mu size elitist?
Sanki üniversitede öğretim görevlisi değil; gençlerin içinde bulunduğu zorlukları Aşkım Kapışmak kadar kestiremiyor, göremiyor Hoca.
Ortaylı’nın gençlere söylediği şu aslında: Eğer imkânınız olursa, filanca telefonunun son modeli yerine gezmeyi, görmeyi önceleyin...
Mesela “Tutankhamun” sergisinin açılışında Eski Mısır’ı anlatmıştı Ortaylı. Ücreti mukabilinde verdiği bu danışmanlıklar “cukka” sayılıyor anlaşılan.
Aşkım Kapışmak kendi danışanlarına bilabedel, amme hizmeti veriyor herhalde.
Hocaya “Kimsiniz siz” diye çıkışmış Kapışmak. Bu sorunun cevabı Türkiye’de biraz zor.
İlber Ortaylı’nın kim olduğunu tam olarak anlamak için...
Almanca, Rusça, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Farsça ve Latince yaptığı çalışma, sunum ve konferansların izinde, Viyana, Berlin, Moskova, Princeton, Roma, Oxford gibi şehirleri gezmek gerekir.
Dönüp dolaşıp yine seyahate geldik, iyi mi?
Nerdesin Aşkım?
- Seyahatteyim aşkım!
Dünya zenginler için sıkıcı bir yer
Acun Ilıcalı, Hülya Avşar’ın programında harcama limiti olmadığını anlattı: “Ama her şeyi alabiliyor olmanın dezavantajları da olabiliyor.”
Dünya ultra zenginler için gerçekten de sıkıcı bir yer. Düşünsenize: Tekneyse, tekne. Uçaksa uçak. Takımsa takım. Her ne isterseniz alabiliyorsunuz, üste de hâlâ paranız var ama artık harcayacak başka bir şey yok.
Gülse linçinde ters köşe
Vural Çelik vefat edince Gülse Birsel ile dargınlığı gündeme gelmişti.
Yapılan olumsuz yorumlar karşısında Birsel, saçma sapan bir açıklama yapıp sonra da silmişti.
Halbuki basit, içten bir başsağlığı yeter de artardı bile.
Gülse öyle topa tutuldu ki X’in gündeminde günlerce 1 numarada kaldı.
Şimdi bir başka oyuncu, Yavuz Seçkin, o döneme ait tanıklığını dile getirdi:
“O dönem Vural benim çok iyi arkadaşımdı. Bir gün Gülse ile görüşmek istedi. Gülse bizi çok güzel bir restorana götürdü, Vural’ı çok iyi ağırladı. Vural’ın kafasında biraz daha farklı karakterlerle dizide olmak düşüncesi vardı. Gülse sıcak davrandı. Ben canlı şahidim. ‘Elimizden geleni yaparız senin için. Gitme, yeter ki bırakma’ dedi. Vural biraz inatçıydı. İnadından vazgeçmedi, ayrıldı diziden...”
Yavuz Seçkin’in bu anlattıkları, Gülse’ye yapılan linçin bir de öbür yüzü olduğunu gösteriyor.
Kapiççiiino Kalben
GQ Men of the Year gecesine bıyıklı bir erkek kılığında katılan Kalben, bunun gerekçesini memleketin kadınlık hallerine bağladı:
“Ülkemizde kadın olmanın bu kadar zor olduğu bu günlerde ‘adam olayım, belki işe yarar’ diye düşündüm...”
Bir erkek dergisi tarafından, yılın erkeklerinin belirlendiği geceye, erkek kılığında katılıp bunu kadın haklarına bağlamak...
Tam Kalbenlik bir kısa devre!
Keşke işe yarasa... O zaman devamı da getirilebilir bu protestonun: Mesela Kırkpınar’a pehlivan kılığında, içtimaya kamuflajla, sünnet düğününe Hacivat olarak katılabilir.
O halleri kime bezeyecek bilmiyorum ama GQ gecesindeki hali resmen Nusret olmuş Kalben’in.
Paylaş