Paylaş
Avrupa bu konuda ciddi bir adım attı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, geçtiğimiz günlerde Danimarka’dan Dan Jørgensen’i Avrupa’nın ilk Konut Komiseri olarak atadı. Konut, artık Avrupa’nın bir numaralı önceliği. Hatta bir adım daha ileri giderek “Avrupa Uygun Fiyatlı Konut Planı” nı başlattılar.
Viyana, dünyaya örnek olmayı sürdüren bir şehir. “Ortak iyilik için konut” felsefesini benimseyen bu şehir, sosyal konut politikalarıyla fark yaratıyor. OECD bile Avusturya’nın modelini övgüyle anlatıyor. Bugün Viyana’da uygun fiyatlı ve enerji tasarruflu evlerde yaşayan binlerce insan var. Üstelik bekar anneler ve yaşlılar gibi savunmasız gruplar öncelikli olarak destekleniyor.
Fakat işin aslı şu…
Şehirler bu konuda ne kadar çaba gösterirse göstersin, yalnız başlarına yeterli olamıyorlar. AB’nin ve ulusal hükümetlerin desteği olmadan da bu sorunu çözmenin imkansız olduğu biliniyor.
Türkiye’nin de işi kolay değil. Pandemi sonrası artan enflasyon, inşaat maliyetlerini fırlattı. Kiralar ve ev fiyatları yalnızca büyükşehirlerde değil, Anadolu’nun pek çok kentinde de korkutucu boyutlara ulaştı. Özellikle gençler, hayata sıfırdan başlamak bir yana, bir ev sahibi olmayı neredeyse hayal bile edemiyor.
Hükümetin TOKİ projeleri, dar gelirli ailelere umut olmaya çalışıyor. Ancak bu çabalar ne yazık ki, nüfusun geniş bir kesimine ulaşmakta yetersiz kalıyor. Türkiye’nin acilen kapsamlı bir konut stratejisine ihtiyacı var. Bunun içine sosyal konutlardan enerji tasarruflu yapılaşmaya, kent merkezlerinde uygun fiyatlı kiralık konutlar yaratmaktan kooperatif modellerine kadar birçok çözüm eklenmeli.
Avrupa Yatırım Bankası’nın önerdiği finansal platformun, şehirlerin karşılaştığı mali zorluklara çözüm olabileceği konuşuluyor.
Türkiye için de benzer bir yaklaşım gerekiyor. Belediyeler, merkezi hükümetin desteğiyle bu konuda daha fazla söz sahibi olmalı. Viyana’nın başarısı, yerel yönetimlerin inisiyatif almasıyla mümkün oldu. Biz de kendi şehirlerimize daha fazla yetki vererek, konut politikalarını yerelleştirmeliyiz.
İzmir Türkiye’nin
Viyana’sı olabilir mi?
Ege kent projeleri aklıma geldi. Dünyada sosyal konut denince akla gelen ilk şehirlerden biri Viyana. “Ortak iyilik için konut” modeliyle bir dünya markası olan bu şehir, sadece Avusturya’nın değil, tüm dünyanın sosyal konut politikalarına ilham veriyor. Türkiye’nin de benzer bir modele ihtiyacı var. Özellikle hızla büyüyen ve gelişen şehirlerimizde.
İzmir’in geçmişinden bir başarı hikayesi var. Ege kent projesi…
1980’lerde başlatılan Ege Kent Projesi, binlerce İzmirliyi uygun fiyatlarla ev sahibi yaptı. Bu proje, sadece bir konut hamlesi değil, aynı zamanda bir vizyondu. İzmir’in kentleşme sorunlarını çözmek için atılmış önemli bir adımdı. Ege Kent’te insanlar modern altyapıya sahip konutlarda yaşama imkânı buldular. Yeşil alanları, sosyal donatıları ve ulaşım kolaylıklarıyla o dönemde birçok şehir için örnek bir modeldi.
Bugün İzmir, bu tür projeleri yeniden hayata geçirebilecek potansiyele sahip. Ancak bu sefer mesele sadece konut üretmek değil; aynı zamanda sürdürülebilir, enerji verimli ve sosyal açıdan kapsayıcı bir model geliştirmek olmalı.
İzmir’de Nasıl Bir Model?
Viyana’nın başarısında üç temel unsur var.
Uygun fiyatlı sosyal konutlar: Şehirdeki herkesin bir çatıya sahip olmasını garanti etmek.
Enerji verimliliği: Geleceğin ihtiyaçlarına uygun, çevre dostu yapılar inşa etmek.
Savunmasız gruplara öncelik: Bekar anneler, yaşlılar ve düşük gelirli aileler gibi dezavantajlı gruplara öncelik vermek.
İzmir’in de bu modeli kendi dinamiklerine uyarlaması mümkün. Örneğin, İzmir’in birçok ilçesinde kullanılmayan kamu arazileri, sosyal konut projeleri için değerlendirilebilir. Çeşme, Seferihisar, Torbalı gibi ilçelerde farklı gelir gruplarına hitap edecek konut projeleri hayata geçirilebilir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi de benzer bir yaklaşımı benimseyebilir. Ancak bu tür büyük ölçekli projelerin hayata geçirilebilmesi için merkezi hükümetin desteği kritik önemde. İzmir’in deprem riski göz önüne alındığında, aynı zamanda kentsel dönüşümle entegre bir sosyal konut modeli üzerinde çalışılması gerekiyor.
Yapılmaz mı; yapılır ve bunu İzmir yapar.
Ege Koop’u da unutmamak gerekir
Aslında bunları yazarken Hüseyin Aslan’ın başkanı olduğu Ege Koop’u da unutmamak gerekir.
Ege Koop; 50 bine yakın konut üretti.
Ve bugüne kadar yaptığı bütün projeleri zamanından önce teslim etti.
Bu evlerde oturanlar bu yatırımı yapmaktan hep mutluluk duydular.
Yarım kalan kooperatifler varken, zamanından önce ve sözünün ötesinde konutlar yaparak, İzmirlilere yeni bir hayat kazandıran Ege Koop alkışı çoktan hak ediyor.
Paylaş