Aklınızda olsun, yolu biraz zor. Hiç kaçırmadan tabelaları takip etmek lazım. (0530) 078 55 53
Burunların, girintilerin yeşili denizin laciverdiyle cilveleşiyor; aralarına sarı kedi gibi girmiş plajlar, arkadaki kıskanç dağların tek tesellisi. Akşamüstünün kızıllığı mesaisini bitirirken nöbeti devralan (geçen pazartesi gecesi itibariyle) dolunayın şavkı, üzerinden karşı sahile yürünecek bir yol gibi. Ve siz bunların hepsine hâkim bir tepeden, kat kat, kot kot alçalan teraslardaki masalardan bakıyorsunuz manzaraya. Bodrum merkez cayır cayır yanarken
15 dakika mesafedeki Demirbükü Koyu püfür püfür.
Bu manzara ve ferahlık insanı zaten susatıyor, elde var bir. Ama söz konusu İstanbul’un en ünlü İtalyan lokantalarından birinin yazlık şubesiyse yemek menüsüne göz atmak lazım bir noktada.Pizza çeşitlerinin fiyatı 470-690 lira arasında değişiyor.
Da Mario’nun, Gölköy’deki Kempinski Residences Nef Reserve’deki yazlığında yemek çeşitleri açısından çok büyük fark yok esasında. Başlangıç, makarna, risotto ve pizzaların yanına Bodrum’a özel olarak karides-kabak-kalamar kızartması, levrek crudo, bloody mary soslu kral yengeç salatası gibi tabaklar eklenmiş.
Yaş ortalaması 25-40
İnsan illaki bir kusur bulacak ya... Tek sıkıntı, porsiyonların aşırı büyük olması. Öyle ki karides-kabak-kalamar kızartmasını bitiremeyince ana yemeklerden birini iptal etmek zorunda kaldık. Fakat o nasıl kızartmadır kardeşim... Koca tabak bir damlacık bile yağ çekmez mi!
Hafta başı olmasına rağmen saat 20.00 itibariyle 150 kişilik mekânın bütün masaları dolu. Yaş ortalaması İstanbul’dan daha genç: 25-40. Bunda, aşırı lüks Kempinski Residences ve Mesa Evleri’nde yaşayan gençlerin buraya ‘sitemizin pizzacısı’ muamelesi yapması da etken tabii. Zaten mekânı 22.00 gibi boşaltıp Türkbükü Sess gibi yerlerin stantlarını doldurmaya gidiyorlar. Yemek boyunca kapıda Vito ya da özel şoför bekleten var.
Vagona binen bir kadın kocasını başka bir kadınla görünce bağırmaya başlıyor:
“Fehmi ile buluşacaktınız değil mi! Anahtarı ver, evin anahtarını ver. O eve giremeyeceksin bir daha!”
Yolcular şaşkın, aralarından biri olup biteni videoya çekiyor.
Anlayacağınız, Fehmi yalanı fena patlamış abimizin elinde.
Bizim açımızdan komik ama kadın için çıldırtıcı tabii.
Kocaeli’de yaşayan Nilüfer Akcoşkun Bozbağ, sadrazam torunu olduğunu iddia ederek Melek Mehmed Paşa’ya ait vakıflardan hak talep ekmek için dava açtı. Bozbağ, İzmir-Çeşme’nin yarısının kendisine ait olduğunu ileri sürüyor ve davayı kazanırsa Çeşme’ye yerleşip ilçeyi yeniden kuracağını söylüyor.
Davanın seyrini hep birlikte izleyeceğiz elbette ama bilmem hangi paşanın, yok bilmem hangi padişahın soyundan geldiğini iddia ederek açılan ve artık gına getiren bu davalar arasında bunu özel kılan bir yan var: 43 yaşındaki Bozbağ’ın aşırı ama bakın aşırı şekilde Gülse Birsel’e, özellikle de “Aile Arasında” filmindeki Mihriban karakterine benzemesi.
Konu sosyal medya gündeminde 1 numaraya oturunca bir açıklama yapmak zorunda kaldı Birsel:
“Hanımefendinin ‘Aile Arasında’daki Mihriban karakterime benzerliği yüzünden sabahtan beri Twitter’da 1 numarayım! Dedelerim sadrazam değil, İstiklâl Savaşı gazisi. Çeşme’nin yarısı benim değil, evim bile yok. Çalışıp, kazanıp alabilirim. Hanımefendiye de aynısını tavsiye ederim...”
“Anlayana sinek saz” derler ya, tam o türden bir açıklama Gülse’nin yaptığı. Diyor ki: Ben paşa torunu değil, İstiklâl Savaşı gazisi torunuyum. Yani sıra hak iddia etmeye gelirse bu memleketin asıl sahibi biziz... Diyor ki: Çeşme’de evim bile yok, çalışıp alabilirim. Yani öyle tuhaf iddialarla bir ilçenin yarısına çökmek olmaz, bu işler alın teri meselesidir...
Diyor ki: Hanımefendiye de aynısını tavsiye ederim.
Demet Özdemir, Oğuzhan Koç’la boşandıktan üç ay sonra Yunan DJ Sergio ile aşkını ilan etti yaptığı paylaşımla.
Daha hızlısı var: Alina Boz, Sezen Aksu’nun oğlu Mithat Can Özer ile ilişkisini bitirdikten 15 gün sonra bu kez Kazanova işletmeci Umut Evirgen’le birlikte olmaya başladı.
Kanunen bir beis yok, isterse akşamında yeni birini bulabilir taraflar. Peki ya duygusal olarak?
Biten ilişkinin makul bir “yas süresi” var mıdır? Ya da olmalı mı? Bakın flörtten, buluşmadan bahsetmiyoruz. Bunlardan biri evlilik, öbürü de dört yıllık ilişki, yani ha deseniz evlilik...
Seni-beni, dış kapının mandallarını geç, karşındaki kişiye hürmeten, yani özünde ilişkine, kendine hürmeten ne kadar beklemeli insan?
Çünkü bir ilişki boyunca, hele de yıllar süren bir ilişki boyunca çeşitli sözler veriyorsun karşındakine, bin bir plan proje yapıyorsunuz birlikte.
Bunlardan cayma süren, aklını/hafızanı silmen, gönlünü çitilemen ne kadar sürmeli?
Aslında ödül töreninden sonra konser ve dans gösterileri de planlanmıştı.
Ama kimsede ne şarkı söyleyecek, ne dans edecek ne de eğlenecek hâl vardı.
Çünkü kupaya katılan sporculardan biri, törenden bir gece önce Sömbeki Adası açıklarındayken kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
Nova takımının kaptanı Mustafa Erol, Sahil Güvenlik, 112 personeli ve takım arkadaşlarının bütün çabalarına rağmen kurtarılamadı.
Tören alanındaki dev ekrana yelken direğinin tepesinde çekilmiş görüntüleri yansıtılıyordu.
Yarışmanın sponsoru oldukları halde kendileri de ödül kazanan DHL ekibi dahil hiç kimse sevincini gösteremedi, buruk ama çok buruk geçti ödül töreni.
Paket servisi yok, denemek isterseniz ayaklarına gideceksiniz. Küçükçekmece’nin Cennet Mahallesi’nde küçük, köşe bir dükkân. İçeride 5, dışarıda 7 masa var. Fakat bu az sayıdaki masada inanılmaz bir sirkülasyon hâkim. Torununu getirmiş, birlikte döner yiyen dede de var, iki araba toplanıp gelmiş 8 kişilik arkadaş grubu da. Instagram hesabında valinin de fotoğrafı mevcut, belediye başkanının da... Oyuncu Kadir İnanır da müdavimi, siyasetçi Betül Sayan Kaya da...
Dönerden başka hiçbir yemek yok. İster porsiyon (160 lira), ister pilavla (195 lira), ister ekmek arası (80 lira) yiyebiliyorsunuz. Önden gelen salata ve turşu ikram.
Müdavimleri etin lezzetine varabilmek için porsiyon söyleyip lavaşın üzerinde yemenizi tavsiye ediyor. Karışık dana ve kuzu eti, soğan suyu, yoğurt, karabiber ve tuzla marine ediyorlarmış. Trabzon Sürmeneli Selami (Erbaş) Usta döner tekerleğinin başında. Önünüze tam kıvamında geliyor: Ne kıtır ne de kızıl.
İkinci, üçüncü...
Fiyatlar çok makul ama asla kafanızdaki rakamla çıkamıyorsunuz. Öyle lezzetli ki çoğunluk bir porsiyonla yetinmiyor; ikinciyi, üçüncüyü isteyen oluyor. Yetmiyor, kalkarken ‘şuna da mı götürsek, buna da mı götürsek’ oluyorsunuz. Sonuçta bir bakıyorsunuz ayran-dönere yine 600-700 lira para harcamışsınız.Rekortmen Ulaş Erdim
İkinciyi, üçüncüyü isteyenler yine masum. Bir de bu işin rekortmenleri var. Son rekor 1 kilo 450 gramla 2019’da kırılmış. Ondan önceki 1 kilo 350 grammış. Ulaş Erdim isminde, satış sorumlusu bir müdavim. Sonra üstüne çıkabilen olmamış. Bir insan bir oturuşta 1,5 kilo eti nasıl yer; satış sorumlusu değil, yeniçeri falan olmak lazım.
Burayı vaktiyle Vedat Milor da tavsiye etmişti “Yedikten sonra birçok dönerde olduğu gibi damağınızda donuk yağ tadı kalmıyor” diyerek. Haklı gerçekten, üstelik bu yaz sıcaklarında bile kuş gibi hafif çıkıyorsunuz dükkândan.
Nasıl dünyanın en zengin turistlerinin akın ettiği Saint-Tropez, Cannes, Monako’yu içeren Fransız rivierası varsa Antalya Belek de Türk rivierası olarak anılıyor.
Buradaki Gloria Serenity, Maxx Royal, Regnum Carya gibi lüks turizmin lokomotif tesisleri Avrupalı, Rus ve Arap zenginleri ağırlıyor.
Oteller birinci bant ve ikinci bant olarak ikiye ayrılıyor.
Mesela sahili olmadığı için Granada ikinci bant olarak kabul edilirken, kendi plajına sahip Susesi birinci bantta yer alıyor.
Biz sıradan insanlar Bodrum, Çeşme, Ayvalık, Kaş için pahalı diyoruz ya... Batılı zenginlerin, Rus oligarkların, Arap şeyhlerinin buralara döktüğü paralarla kıyaslandığında denizde kum tanesi gibi kalıyor.
Bu oteller arasında en ilginçlerinden biri, yenilenen Gloria Serenity. Çünkü sadece sahili yok, aynı zamanda içinden akarsuyu geçiyor: Acısu Çayı.
Goran Bregovic konseri için gittiğim otelde genel müdür Fethi İz ile laflıyoruz. Bu ultra zenginlerle ilgili başından geçen ilginç olaylar var mı diye merak ediyoruz.
Şöyle bir anısı var mesela:
Yaptıkları filmlerle bizi eğlendirdikleri gibi kendileri de çok eğleniyordu.
Çok uzun zamandır küs oldukları konuşuluyordu, en son Ahmet Kural’ın düğününde ortaya çıktı: Murat Cemcir ekürisi Ahmet Kural’ın düğüne katılmadı.
Nedeni sorulunca şöyle bir açıklama yaptı Cemcir:
“Sezonda yapımcı kimliğimle bomba gibi projelerimiz olacak. Sık sık yurtdışına gidip geliyorum. Tatili de erteledim. Evlilik kutsaldır. Evlenen her çifte ömür boyu mutluluklar diliyorum...”
Suya tirit bir açıklama bence.