Teknokratlar hükümeti

Salih NEFTÇİ

Telefonlar geliyor. Uluslararası piyasa profesyonellerinin merak ettikleri tek konu, hükümetin nasıl kurulacağı.

Ama esas merak, ikinci soruda ortaya çıkıyor:

‘‘Teknokratlar hükümeti olur mu?’’

Çünkü olasılığı artarsa, kâğıda girecekler.

NEDİR?

Teknokratlar hükümeti derken ne kastedildiği belirsiz. Kimse bu çeşit bir hükümetin yapısı ile ilgili de değil. En azından şu an için.

Böyle bir gelişme olursa, yeni hükümetin arkasında ‘‘iş yapmak isteyen bir güç’’ olacağı düşünülüyor. Siyasi parti liderlerinin bir süre kenara itileceği hesaplanıyor.

‘‘Bu arada ekonominin artık gayet iyi bildiğimiz sorunlarına da bir neşter atılması olasılığı yükselir’’ diye düşünülüyor.

Kısacası, teknokratlar hükümetinden kasıt, siyasi parti liderlerinin fazla etkili olmayacağı, iş yapabilecek bir oluşum. Belki de olasılığı şu an için fazla yüksek olmadığından, bilemiyoruz ama bu çeşit bir hükümetin detayları kimseyi fazla ilgilendirmiyor.

Teknokratlar hükümetini tanımlayan, Türkiye'nin sorunlarına yaklaşım tarzı ve ‘‘arkasındaki güç’’ olacak.

BU GÜÇ NE?

Peki denecek, bu güç ne?

İzlenim şu.

Bu çeşit bir hükümetin olasılığı yükselirse arkasında, bir kere önemli bir güç olacak. Bu biliniyor.

Ama siyasiler hep kendi aralarında konuştuklarından veya kendilerine doğruları dobra dobra söyleyen bağımsız görüşlerden fazla hoşlanmadıklarından başka bir noktanın farkında olmayabilirler.

‘‘Bir teknokratlar hükümeti acaba vatandaştan da tahminlerin üzerinde destek alabilir mi?’’ diye soruluyor.

Yani bu hükümetin arkasındaki esas güç, en azından bir süre için vatandaşın kendisinden gelebilir.

Ne yazık ki siyasi parti liderleri işleri bu noktaya getirdiler.

Bizim gözlemimiz böyle.

SABIR

Finansal piyasalar, sanayiciler içine girilmiş olan büyük üretim krizinde işini kaybetmek istemeyen işçi, kredi bulamayan tüccar ve uluslararası piyasalarda rekabet gücü hızla düşmüş olan ihracatçılar...

‘‘İdeal değil...’’

Belki başka bir yöntem izlenmesi daha doğru...

Konuştuğumuz kişiler böyle mırın kırın ederek başlıyor söze. Sonunda ise

‘‘Ama’’ diye ekliyor...

‘‘...bu siyasi parti liderleri ile bir yere varılmaz. Oluşturacakları koalisyon ekonomide yine bir şey yapmaz. Ekonomik sorunlar büyümeye devam eder.’’

Dediğimiz gibi yöntem bizim yöntemimiz değil. Bizden sadece aktarması.

SONUÇ

İşin ilginci dışarısı da böyle.

‘‘Tak’’ demiş durumda.