Paylaş
Piyasaların bugünlerde belli bir plana göre davrandığı söylenemez. Anlık düşüncelerle hareket ediliyor. Başkalarının yaptıklarına bakarak karar alınıyor. Rüzgârlardaki ani değişikliklerden yararlanılmaya çalışılıyor.
Bu şekilde davranan oyuncular aslında her zaman olur. Ama bugünlerde piyasanın neredeyse tamamı böyle.
Bu hafta piyasalar üzerindeki etkileri şöyle görüyoruz.
HÜKÜMET SONRASI
Tek bir partiye dayalı bir hükümet aniden oluştu ve güvenoyu aldı. Siyasete, kısa süreli de olsa bir stabilite geldi.
Bu gibi olaylar piyasalar üzerinde genelde olumlu etki yapar. Fiyatlar birkaç hafta yukarı gider. Biraz para kazanılır. Bu sefer de aslında öyle oldu. Ama bu Türkiye açısından önemli bir gösterge olan Brezilya'daki gelişmelerle aynı zamana rastladı.
Dikkatlerden kaçtı.
Ama hükümetin kurulması ile ortaya çıkan iyimser etki şu anda dahi fiyatların içinde.
‘‘Yeni hükümet sonrası dönemi'' geçen hafta bitmiş değildi.
SEÇİM ÖNCESİ
Türkiye'de piyasa seçimlerden tedirgin olur. Seçim ekonomisi vs. denir, ama esas korku, seçim sonuçlarının getirdiği belirsizlik ile kişi ve kurumların pozisyonlarını kısmen kapamasıdır.
Sistem açık pozisyon üzerine kurulu olduğu için seçimlerin olumsuz sonuçlar doğuracağı düşünülür.
Oysa, genelde olayların gelişmesi farklı oluyor. Siyasetçiler seçim ekonomisini belli bir yere kadar uyguluyorlar. Pozisyon kapatanlar da sınırlı kalıyor. Piyasa, ‘‘kapanan pozisyonlar nasılsa seçim sonrası açılır'' beklentisine giriyor.
Ama sınırlı da olsa seçimlerin piyasalara bir belirsizlik, bir tedirginlik getirmesi doğal.
GEÇİŞ HAFTASI MI?
Piyasalar şimdiye kadar seçimler nedeniyle bir tedirginliğe kapılmadı.
Dikkatler yeni hükümetin kurulması üzerine yoğunlaşmıştı (bir de Brezilya üzerine).
Ancak seçimler yaklaştığı için pozisyon değiştirenlerin sayısı yok denecek kadar azdı.
Elbette bu sefer böyle bir gelişme olmayabilir de... Piyasa siyasi çalkantıları kanıksamış, yoluna devam edebilir.
Hele seçimlerden önce partilerin ‘‘sayısı'' veya ‘‘yapısı'' üzerinde bazı beklenmedik sürprizler gündeme gelirse...
‘‘Piyasa buna olumlu bakar'' diye yazdık.
MEVSİMLİK HAREKET
Hesapları karıştıran bir faktör daha var.
Artık herkes biliyor ki nisan ayı itibariyle ekonominin tansiyonu düşer. Hazine rahatlar, dövizde satışlar gelir, üretimde mevsimsel bir canlılık başlar.
Ve her şeyden öte...
Enflasyon mevsimlik olarak azalır. Bu da nominal faizleri eylül ayına kadar aşağı çeker.
Geçtiğimiz yılların şubat-mayıs aylarına bakın, faizlerde bu hareketi gayet açık bir şekilde göreceksiniz.
SONUÇ
Elbette bu aralar esas önemli olan nominal faizlerin seviyesi değil.
Reel faizler.
Ekonominin sorunları reel faizlerin fahiş seviyesinden kaynaklanıyor.
Nominal faizlerin düşmesi ise reel faizleri geriletmeye yetmeyecektir. Çünkü mevsimlik olarak enflasyon da düşecektir. Bu nedenle mevsimlik gelişmelerin etkisi bu sene daha sınırlı olabilir.
Burada tek istisna bono piyasasıdır. Bonocular doğal olarak nominal faizlere tepki verirler.
Ama seçim öncesi gelişmeler, Brezilya Wall Street'teki balonun sönme olasılığı ve ‘‘duvardaki yazı''dan dolayı bono konusunda (henüz) bir sinyal veremiyoruz.
Paylaş