Paylaş
Piyasalar ilginç birkaç gün geçirebilir.
Konunun detaylarını çarşamba günü yazacağımız yazıda ele alacağımızı okurlara ve piyasa profesyonellerine duyurmak istiyoruz.
Finansal piyasaları iki gün yakından izleyip, bekleyeceğiz.
FİNANSAL VE
REEL EKONOMİ
Finans başka reel ekonomi başka.
Elbette aralarında önemli ilişkiler var. Örneğin faizlerin yüksek seyretmesi ve TL'nin uluslararası piyasalarda her geçen gün biraz daha rekabet gücünü yitirmesi, finans kesimi ve bazı kurumlarca izlenmiş olan politikalar nedeniyle engellenemiyor.
Yoksa, son 10-12 yıl içinde Tayvan ve Singapur benzeri para ve kur politikalarının uygulanmaması için sanırız bir neden yoktu... (Reel krizin yönleri anlaşıldıkça, bu gibi konular önümüzdeki haftalarda gündeme gelebilir.)
Ama bir-iki hafta için finansal piyasalarda yaşananlarla, reel ekonomideki gidişatın birbirinden farklı çizgilerde seyretmesi her zaman mümkün.
Türkiye'de de...
Dışarıda da.
WALL STREET
Wall Street örneğine bakın. Bir sürpriz faiz indirimi hiç kimsenin beklemediği bir anda Wall Street'i yukarı itti.
Hem de hiç beklenmedik bir oranda.
Reel ekonominin gidişinde fazla bir değişiklik olmamıştı. Ama FED'in sürpriz faiz indirimi finansal piyasalarda psikolojiyi değiştirmeye yetti.
Elbette reel ekonomi Wall Street'te şimdi yine ön plana çıkıyor. Psikoloji yine arka plana geçiyor.
Nitekim, Wall Street hisseleri geçen hafta inişteydi.
Ama o ayrı bir nokta...
TÜRKİYE
Hükümetin aldığı ‘‘önlemler’’ arasında şu anda sürpriz diye adlandırabileceğimiz bir gelişme yok.
Ayrıca Türkiye ekonomisinin sorunları da Amerika'dakinden farklı.
Bankacılık sisteminin bilançoları da...
FED örneği ile olan benzerlik ancak bir yere kadar doğru. Kısa da sürse, boyutu daha da küçük olsa finansal piyasalar zaman zaman reel ekonomiden kopuk olarak hareket edebiliyor.
Bu hafta da bunun böyle olup olmayacağını yakından izlemek istiyoruz.
NEDEN
Bizi bu beklemeye iten esas neden açıklanan önlemler değil.
Bu önlemler arasında bazı sektörleri geçici olarak rahatlatacak tedbirler var. Ancak, önlemler paketi, makro bir politika değişikliğini yansıtmıyor. Bölük pörçük alınmış kararlardan oluşuyor.
Klasik anlamda bir para veya kur politikası veya bir bütçe politikası değişikliğine gidilmiş değil.
Bu olmadıkça da reel ekonomideki trendin değişmesini beklemek, bilmiyoruz ne derecede gerçekçi.
Ancak bizi beklemeye iten esas neden bu değil.
SONUÇ
Bekleyip görmek istediğimiz iki nokta var:
Dış kredi piyasalarında, özellikle de sendikasyon kredilerinde görece (ve belki de geçici) bir iyileşmenin yaşanıp yaşanmadığı...
Ve Türkiye finansal piyasalarının yeni (ve küçük) bir spekülatif balona ne kadar hazırlıklı olduğu...
‘‘Beklerken’’ reel ekonomideki sorunların kalıcı olduğunu da elbette unutmamaya çalışacağız.
Profesyonellere duyurulur.
Paylaş