Paylaş
Ekonomik politikaların geliştirilmesinde bir süredir garip bir durumla karşı karşıyayız.
Sakat ve aynı zamanda sağlıksız bir durum.
Ayrıca bir köşe yazarı olarak, kişisel açıdan da rahatsız edici.
SAKATLIK
Sakatlık şurada:
Ekonomide bir şey yapılmadan, Ankara'da önce ekonomi basını izleniyor. Orada söylenenlere bakılıyor.
Eğer söylenenlerin siyasi maliyeti fazla yüksek değilse, bir şeyler yapılıyor.
Yok, basında sözü geçen tedbirler maliyetli ise bekleniyor. Bir kriz çıkma noktasına geliniyor. Ancak o zaman harekete geçilip bir şeyler yapılıyor.
Bunun bir örneğini vergi kanununda gördük. Ekonomi basını ‘‘yapmayın, etmeyin’’ dedi. Bir şey yapılmadı. Aradan 5-6 ay geçti. Piyasalar karıştı.
Ekonomi basınında daha önce sözü edilenler, bir pakete dönüştürülüp resmi politika haline geldi.
Aynı olayı şimdi de reel krizde görüyoruz. Ekonomi basını olayı daha 10-12 ay önceden işlemeye başlamıştı.
Yapılması gerekenler belliydi.
Biliniyordu.
Ama ancak yumurta kapıya gelince harekete geçildi.
SORUN
Bugün vurgulamak istediğimiz nokta, ‘‘gecikme konusu’’ değil. Buna daha önce değindik.
Bugün vurgulamak istediğimiz sakatlık, ekonomik politikaların ekonomi basınına göre saptanması. Bu tümüyle yanlış.
Yine Batı örneğine bakalım.
Batı'da devletin birçok kurumunda ciddi araştırma bölümleri vardır. Kurumlar köşe yazarlarının ne dediğine bakmaz.
Aksi olur.
Köşe yazarları kurumların yaptıkları araştırmaları izler. Merkez Bankası'nın, Hazine'nin, Maliye Bakanlığı'nın yeni hangi politikaları ürettiğini öğrenmeye çalışır.
Ekonomi yönetimi köşelerde yazılanlara göre değil, köşe yazarları ekonomi yönetiminin yaptıklarına göre hareket eder.
Doğrusu da budur.
POLİTİKA ÜRETMEK
Çeteleşme vs. derken ekonomi basınının kamuoyu karşısında ne kadar güvenilir bir hale geldiği bazen unutuluyor. (‘‘Çıkar nedeniyle’’ yazı yazanların sayısını bilmemiz imkânsız. Ama bu sayı bir-ikiden fazla değildir. Ayrıca bunlara zaten büyük gazetelerde de yer verilmiyor.)
Ekonomi basınında ciddi, yetenekli, ama farklı düşüncelerde olan kişiler var. Değişik görüşler belirtiliyor.
Bu olumlu bir gelişme.
Ancak, bu yazılara bakarak ekonomik politika saptamak tümüyle yanlış.
Köşe yazarı bir görüş belirtir. Karşısına başka görüşler çıkar. Kamuoyu aydınlanmış olur.
Ekonomik politikalar ise devletin araştırma kurumlarında geliştirilir.
Köşelerde yazılan yazılarla, araştırma kurumlarında üretilen düşünceler tamamen farklı platformlardır.
SONUÇ
Asya krizinin başladığı günlerdi. Devlet Planlama Teşkilatı İnternet adresinde, kurumdan iki uzmanın ilginç bir araştırması yayımlanmıştı. Asya krizinin ekonomiyi nasıl etkileyeceğini tartışıyorlardı.
Acaba kaç siyasetçi bu araştırmayı okudu? Bu araştırmada söylenenleri dikkate aldı?
Paylaş