Paylaş
Diğer taraftan, yağı orta boy pilav tenceresinde eritin ve şehriyeyi ekleyin. Tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak, şehriyelerin rengi hafif kahverengiye dönünceye kadar, 2-3 dakika kavurun. Üzerine hemen yıkayıp süzdüğünüz pirinci ilave edin.
Tahta kaşıkla karıştırmaya devam ederek, 7-8 dakika kavurun. Böylece pirinç taneleri nişastasını akıtıp, şeffaflaşacak ve birbirlerinden ayrılacaktır. Artık pilavın suyunu katıp, limon suyu, tozşeker tuz ve karabiberi ekleyebilirsiniz.
Orta ısılı ateşte pilav suyunu çekinceye kadar pişirin. Pilav suyunu çeker çekmez ocağın altını kısın ve çok kısık ateşte 5 dakika daha pişirip alın. Pilavı en az 15-20 dakika dinlendirin.
Servise sunmadan önce hafifçe karıştırıp sıcak ya da ılık olarak servise sunun.
Malzeme listesi
- ½ su bardağı
arpa şehriye
- 2 su bardağı pirinç
- 30 gr tereyağı
(bitkisel margarine de kullanabilirsiniz)
- 3 su bardağı sıcak su
(et ya da tavuk suyu olabilir)
- 1 yemek kaşığı limon suyu
- 2 çay kaşığı tozşeker
- 2 çay kaşığı tuz, karabiber
Alman imparatoru İstanbul’da
Dün Fatmagül Demirel’in “Son Ziyaretler Son Ziyafetler” kitabından bahsetmeye başlamış, Alman İmparatoru II. Wilhelm ve eşinin Yıldız Sarayı’nda nasıl ağırlandığından söz etmiştik.
Aslında bu ziyaretin imparator ve eşini karşılama safhası da var...
Abdülhamid, beraberindeki görevli topluluğuyla birlikte gemiye biniyor, Wilhelm ve yanındakileri karşılamak için uzun bir yol kat ediyor.
Elbette ki gelen ziyaretçilere ne kadar önem verildiği biraz da Osmanlı’nın o dönemki dış politikasına bağlı. Şimdi konumuza dönelim ve işin yeme-içme faslıyla ilgilenelim...
Ziyaretin ayrıntıları günler, hatta haftalar önce düşünülmüştü. Ne tür yemekler ikram edilecek, sofra düzeni nasıl olacak, hangi çatal, tabak seti çıkarılacak gibi soruların cevabı önceden belliydi.
Fatmagül Demirel, II. Wilhelm ve eşinin İstanbul’daki ilk günlerini ve akşam verilen ziyafeti anlatırken bakın neler diyor:
“Abdülhamid ziyafet salonuna kolunda imparatoriçeyle geldiğinde, önce Alman marşı, sonra Hamidiye marşı çalınmaya başladı. Ziyafet, iki farklı masaya ayrılmıştı.
Birinci sofrada Abdülhamid’in sağına imparatoriçe, soluna ise imparator oturmuştu. İkinci sofraya sadrazam Kamil Paşa başkanlık etmekteydi.”
Bu güzel kitaba önümüzdeki haftalarda tekrar değineceğimize söz veriyor ve “mutlaka okuyun” diyoruz.
Paylaş